11-İZ

101 51 238
                                    

Bölüm Şarkıları;
Morphia/ Sallandım
Buray/ Kimsenin Suçu Yok
Mabel Matiz/ Öyle Kolaysa
Mabel Matiz/ Yaşım Çocuk

Merhabaaa👋👋 Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. İyi okumalaaaar.🖤

🌹🌹🌹🌹

Adal'ı satrançta yendiğim ama ona çoktan yenildiğimi anladığım gecenin üzerinden üç büyük gün geçmişti. Normalde olsa herhangi bir ilçenin nikah dairesine gider ve Adal'la benim adıma nikah günü alırdım ve şahit olarak da yoldan iki kişi çevirirdim ama garip bir şekilde dilim de zihnim de lâl olmuştu. Bir şeyler düşünüyordum ama ne düşündüğümü düşünemiyordum. Kafamın içinde o kadar çok ses vardı ve hepsi o kadar netti ki hepsi kulağıma boğuk geliyordu. Hiçbir düşünce galip çıkamıyordu bu karmaşık zihin kuyusundan.

Adal gibi bir adamın bana neden o sözleri söylediğini anlayamıyordum.

Adal gibi bir adamın gözünden bile sakındığı, yani bana öyle söyledikleri oymalı cam şâhı niye bana verdiğini anlayamıyordum.

"Bence yenilince heyecandan ne yapacağını bilemedi kanka. Hayır yani başkası olsa sana aşık falan derim ama abime 'aşk ne' diye sorsan sana ilk önce sözlük anlamını ezbere söyler sonra da üzerinde bir takım tezler araştırıp sana bir sunum hazırlar."

Buse, ben ve Çağan bir kafede toplanmıştık ve üç gün önceki olağanüstü durumu değerlendirmeye çalışıyorduk. Benim üç gündür bir beynim olmadığı için mantıklı yorumlar yapamıyordum. Zaten Buse ve Çağan'ı toplama sebebim de buydu. Hoş, onlar zaten hayatlarının çoğunu benim şu anki halim gibi geçirmişlerdi ve bana pek yardımcı olamıyorlardı.

"Bence Adal'ın bir ikizi var. O söyledi bana bunları." dedim ıce chocolate mochamdan bir yudum aldıktan sonra. Bir kahveye bu kadar para verdiğim için içim ekstra sıkıntılıydı. Dirseğimi masaya koydum ve çenemi dirseğime yaslayarak ofladım. İçeceğimden pipetimi hüpürdeterek büyük bir yudum aldıktan sonra gözlerimi kaldırarak önce Buse'ye sonra Çağan'a baktım. "Bakmasanıza öyle öcü gibi." dedim üzüntülü bir sesle. "Korkuyorum sizden, gözleriniz pörtlek duruyor. Gece rüyalarımı kâbuslara çevireceksiniz. Bakmayın."

Ellerimi gözlerime siper ettim ve içeceğimden bir yudum daha aldım. Vereceğim paranın hakkını veriyordu, bitmeyen içecek yapmışlardı.

"Yo abimin ikizi yok bir kere." dedi Buse itiraz dolu bir tınlamayla. Söylediğim şeyi mantıklı bulmuş, kafasında tartmış, bir de itiraz ediyordu. Çok yanlış insanlardan yardım istiyordum. Göz ucuyla yeniden Buse'ye baktım ve yanaklarımı şişirerek yine ofladım. Çağan pipeti hüpürdeterek rengarenk meyve suyundan bir yudum aldı ve kınayan bakışlarını Buse'ye yolladı. "Ya Buse zenginsin diye bir şey demek istemiyorum ama bu kızın akıl sağlığı yerinde mi sence? Geliyorsun abimin ikizi yok diyorsun. Abinin ikizi zaten yok. Biz salak mıyız ki abinin ikizi var sanalım?"

"Ben sandım ama." dedim sakin bir sesle. "Salak mıyım yani şimdi ben?" diye bir soru yönelttim yine aynı sakin sesle. Gözlerim ikisi arasında mekik dokurken salak olduğumu düşünmemin üzüntüsüyle alt dudağımı dışa doğru kıvırmıştım.

"Ay Pare sen sayılmazsın. Beynin kısa devre senin şu an. Sus sen."

Çağan'ın bu kadar sinirlenmesi garibime gitse de şu an onlarla uğraşacak aklım yoktu. Her şey karman çorman olmuştu. Ben düz bir insandım. Bir şey komiğime giderse gülerdim. Bir şeyi o an söylemek istersem çekinmez, söylerdim. Çok düşünmez, çok kurcalamazdım düşüncelerimi. Bir yerde nasıl hareket etmek istersem öyle hareket ederdim. Amalarım, keşkelerim olmazdı benim. Ama şimdi bütün o şeffaf şeyler gitmişti ve Adal elime kocaman bir yumak ip bırakmıştı sanki. O kadar çok düğümü vardı ki bir tarafını çözsem diğer tarafı düğümleniyordu. Şimdi de al bunu çöz ve hayatına devam et diyordu. Buradan ona bir orta parmak yollamak istiyordum.

O BENDE SAKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin