Bölüm şarkıları;
Deniz Tekin/ Bende Bir problem var
Maran Marangöz/ Aşık Oldum Ben Sana
Mor Ve Ötesi/ Oyunbozan
Toygar Işıklı/ Sen YanımdaykenMerhabaaaa👋
Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Bu bölümü çok eğlenerek ve gerçekten çok istekli yazdım. Oldukça içime sinen bir bölüm oldu. Bölüm içinde yorumlarınızı görmekten büyük bir keyif duyarım. Yorumlarda buluşalım lütfen.🖤
🌹🌹🌹🌹
İki gün, on yedi saat, kırk beş dakika ve yirmi beş saniyedir meraktan ölüp ölüp diriliyordum. Öyle ki benim yerimde bir taş olsa ortadan ikiye hatta yediye bile çatlayabilirdi. Tabii ki de bu kadar süre boyunca gündemimi meşgul eden tek bir isim vardı; Yazgı! Ufak çaplı bir araştırma sonucu elimde olan bilgilere bakıyordum da, hiçbir şey yoktu. Tamamen sıfırdım. Kadın sanki uzaylılar tarafından dünyaya bu yaşında fırlatılmıştı ve geçmişi yoktu.
"Kafayı yiyeceğim. Adamın ilkokul arkadaşının annesinin yeğenine kadar baktım. Yok, kadın hiçbir yerde yok. Hiçbir sosyal mecrada yok. Kafayı yiyeceğim. Acaba vampir mi bu? Fotoğraflarda falan gözükmediği için mi hiç fotoğrafı yok?"
Elimdeki telefonu koltuğa yavaşça fırlattım-çünkü kırılırsa yenisini alamayacak kadar fakir fukaraydım- ve ayağa kalkarak pencereye ilerledim. Adal'a aşık olduğum gerçeğiyle yüzleşemiyordum çünkü ondan önce Yazgı denen kadının kim olduğu gerçeğiyle yüzleşmem lazımdı. Sanki uzaydan gelmiş gibiydi. Adal'ın kullandığı hiçbir sosyal mecrada adı sanı geçmiyordu. Üstelik Buse'ye de soramıyordum çünkü neden sorduğumu ona değil kendime bile açıklamaktan korkuyordum. Hoşlanmak bir yana, ben Adal'ı kıskanıyordum! Basbayağı o kadını Adal'a sarılırken gördüğümde canım yanmıştı. Aşk böyle bir şey miydi? Haftalardır ortalarda deli danalar gibi 'Ben Adal'a aşığım ehehe' diye geziniyordum ama asıl aşk şimdi kapımı çalıyordu. Hem de tekmelerle ve yumruklarla...
"Buse'yi mi arasam? Kesin biliyordur o."
Kafamı iki yana salladım ve aramamaya kesin olarak karar verdim. İlk önce bu duygu durumunu kendi içimde yorumlamam lazımdı, daha sonra o kadının kim olduğunu zaten öğrenirdim. Belki de Adal'ın çok eskilerden bir arkadaşıydı ve iş yerinin yakınlarından geçerken öyle bir uğramıştı.
"O zaman niye sarılsın be! Her eski tanıdık sarılırsa bu adama böyle, ohoo... Yol geçen sarılmacısı mı Adal?"
Kapının zil sesi bütün evi sardığında ayağa kalktım ve kapıya ilerledim. Gelen kişi Neriman Teyzeydi. Benim tatlı mı tatlı üst komşum edebiyatçı Neriman Teyzem.
"Aa hoşgeldin Neriman teyze. Girsene içeriye." dedim kapıyı açtıktan hemen sonra güler yüzlü bir ifadeyle. Şu an kafamı meşgul edecek birisine ihtiyacım vardı ve Neriman Teyze tam olarak aradığım kandı. Elinde bir tabak vardı ve üzerine bir kâğıt havlu örtülüydü. Bana kek mi getirmişti? Umarım çikolatalıdır. Limonluya da razıydım.
"Ben sana bamya getirmiştim kuzum, sen şimdi tek yaşıyorsun ya, bir de gençsin yapmazsın böyle şeyler diye."
Gözlerimdeki umut ışığı anında sönerken dik dik Neriman Teyze'ye bakmaya başladım. Şu an Yazgı kadınına olan sinirimle Neriman Teyze'ye olan sinirim ölesiye kapışırdı. "Neriman Teyze sen zeytinyağlı yaprak sarması yapmayı biliyor musun?" dedim imâ dolup taşan sesimle.
Neriman teyze alâkayı anlayamadığı için suratında soru işaretleriyle dolu bir ifadeyle yüzüme baktı. "Biliyorum da kızım, neden sordun ki?"
"Hiiiç öylesine." dedim kestirip atarak. Belki bilinç altına işlerdi de bir gün elinde sarmalarla, dolmalarla, tatlılarla inerdi bu kapıya. "Gelsene içeriye, çay yapmıştım kendime. İçeriz beraber, laflarız da hem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O BENDE SAKLI
Teen FictionSen hiç imkansıza aşık oldun mu? Hayır hayır! gerçekten imkansıza. O oldu. O, ruhu bile olmayan birine aşık oldu. O Kafasında kurduğu mükemmel adama aşık oldu. Sonra ne mi oldu? Mürekkep aktı. Aktığı kağıt yandı. Yanan kağıt kül oldu. Küllerinden...