2-GİRİFT

147 73 218
                                    

Bölüm şarkıları;
Manga/ Hint Kumaşı
Gülben Ergen- Mustafa Sandal/ Şıkır Şıkır
Nil Karaibrahimgil/ Peri
Yalın/ Zalim

Merhaba👋 Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Bölüm içi yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalaaar.🖤🖤

🌹🌹🌹🌹

Hayatımın en önemli günü bugündü sanırım. Ben bugün hayalimde yaşayan adamın gerçekte de yaşadığını öğrenmiştim. Kartı cüzdanıma koyduktan sonra ayağa kalktım ve kollarımı açarak uçuruma döndüm. İstanbul'un mükemmel deniz manzarası insana ister istemez huzur veriyordu.

"Bugün benim en mutlu günüm. Duy beni İstanbul. Ben bugün hayatımın adamını buldum. Evet, popomda kocaman bir delik olabilir ve sırılsıklam olup her yerim çamura bulanmış olabir." Hay aksi! Doğru ya sırılsıklam olmuştum ben. Peki Her yerim çamura mı bulanmıştı? Hay aksi bu detayları unutmuştum. "Tamam belki bugün en mutlu günüm olmayabilir ama daha kötülerini de görmüştüm canım."

Ortanın biraz altında mutlu geçen bir günün ardından arabama doğru ilerledim ve külüstürüme bindim. Bugüne gerçekten tam anlamıyla reset diyebilirdim. Anahtarı, anahtar deliğine geçirip çevirdiğimde bilin bakalım ne oldu? Hadi ama! Tahmin etmek çok da zor değil.

"Birisi daha önce bugünden daha kötülerini gördüğünü mü söylemişti?"

Direksiyona yavaşça vurdum. Ne yapayım, hızlı vuracak kadar param yoktu. Aslında benim hiç param yoktu. Eve gidecek param dahi yoktu. Arabamdan indim ve arabayı kilitleyerek yola koyuldum. Şuan büyük bir ihtimal beni dilenci sanacaklardı. Beni bu tiple otobüse alırlarsa iyiydi. Lakin önce bir durak bulmam gerekiyordu. Yürüyerek ana caddeye çıktığımda tüm gözlerin bana dönük olması gurur verici olabilirdi, yanmış ve sırılsıklam ve XXXXXL bir ceketin içinde olmasaydım! Bu cekete on bin yetmiş iki tane Pare aynı anda sığardık. On dokuz yaşındaysanız ve poponuzda kocaman bir delik varsa, hayat sizi böyle ceketler giymeye mecbur bırakabiliyordu. Üzerimdeki bakışlara aldırmadan otobüs durağının yerini öğrenmek için ara sokaların birinde bulunan küçük bir kafeye girdim. Giriş o giriş. Bir bomba sesi ve üzerime düşen küçük parlak şeyler. Anın etkisiyle biraz aşağıya eğildim, gözlerimi sımsıkı kapattım ve ellerimi kafam siper ettim. O anın ambiyansıyla ağzımdan o büyülü cümleler döküldü; "Valla dilenci değilim."

Sonra gözlerimi yavaşça açtım ve bana doğru gelen bir kadın bir de adama bön bön bakmaya başladım. Ellerindeki konfetilere bakılacak olursa tepemde patlayan şey bir bomba değil komfetilerdi. İyi yanından bakarsak bir savaşın ortasında kalmamıştım. Ama kötü yanından bakarsak? Bence hiç bakmamalıyız.

"Allah'a şükür bugün de savaşın ortasında kalmadık."

Güler yüzlü kadın yanıma geldi ve ceketimi tuttu. "Buyurun hanımefendi? Ama önce bir ceketinizi alayım." dediğinde cekete sımsıkı sarıldım. Bebeğine sarılan bir anne edasıyla ceketimi tutarken bir yandan da bu iğrenç günün bitmesini diliyordum. Kadın üzerime başıma bir baktı ve yüzünü ekşitti ama o kadar kısa bir süreydi ki gözümden kaçmamasına şaşırmıştım.

"Yok ceket kalsın sağolun."

Kadın ısrarla "Hava çok sıcak bunalırsınız hanımefendi." deyince cekete daha çok sarıldım. Bu ceket hem hayalimdeki adama gidiş biletimdi hem de popomdaki deliği kapatıyordu. Yani bendeki yeri ayrı ve özeldi. Kadın hâlâ ceketimi almakta üstelediğinde ağlar bir şekilde konuştum.

"Ne olur, canımı alın ceketimi almayın."

Kadın sonunda ikna olmuş bir biçimde geri çekilde ve bana; kendinden on bin beden büyük bir ceket giyen, sırılsıklam bir kıza bakar gibi baktı.

O BENDE SAKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin