Hazan derin uykudaydı.Ağır bedenine uyku yardım ediyordu.
İnsan 2 kere ölür değil mi? bir kere ruhu ve son kez bedeni.
Hazan'ın ruhu, duyguları ölmüştü.
Sessiz bir kız olamak gerçekten kötü mü?
Yekta yine yiyecek bir şeyler almak için en yakın markete gitmişti.
Geldiğinde aldıklarını yapıp, tepsiye koydu.
Hazan için yatağın üzerine çıkarak uyandırdı.
Hazan yine suratsız bir şekilde baktı.Bu kızın gözleri hiç normal olmayacak mı? ağlamaktan şişmiş durumda.
"Yemek ye!"
"Aç değilim" dedi bağıran adama karşı sessizce.
"Sormadım!"
"Gerçekten aç değilim!" dediği halde adam zorla kaşığı alıp ağzına soktu.
"Aferin böyle ol." dedi adam gülerek.Hazan buna kızarak ağzındakini yutmadan suratına fırlattı.
Yekta buna sinirlenerek poşetin içinden demir bir çubuk gibi bir şey çıkardı.
Hazan'ın gözleri büyüdü resmen.Elleri ve ayakları istemsizce titredi.
"Yekta.."
"Efendim güzellik?" dedi korktuğunu anlayarak inadına gülümsedi.
"Özür dilerim..lütfen."
"Cık cık cık" Genç adam elindeki çubuğu ateşle kızdırmak için mutfağa gitti.
"Yekta..lütfen!" diye çığlık çığlığa ağlıyordu genç kız.
En çokta bu ağlamaya aklı gidecek diye korkuyordu.
En sonunda şeffaf çubuğun kıpkırmızı yapıp geçmişti sanki.
Kızın ağlamasını görünce büyük bir kahkaha attı.
Ve yanına geldi.
"Bir daha sözümün zıttını söyleyecek misin?"
"Hayır..yemin ederim hayır, asla!" dedi korkarak.Genç adam gülerek devam etti.
"Cık cık bu çok sıkıcı." dedi ve kızgın çubuğu koluna dokundurduğu anda evde acı çığlıklar duyuldu.
Hazan acı içerisinde yatakta ağlayarak kıvranıyordu.Kolu kesilse daha iyi olurdu sanki.
"Bir daha bana karşı çıkmayı dene!" Genç kız çaresiz bir şekilde ağlayarak kafasını iki yana salladı.
Belki de Hazan kendine ağlıyordu, nasıl bu hale geldiğine.
Artık bedeni kendine ait değildi.Bir tek ruhunu almamıştı genç adam.Sahi alsa Hazan için ödül olurdu bu.
Ruhunun acıdığı gibi artık bedeni de acıyordu.
Yekta odadan çıktı.
Yarım saat sonra geldiğinde konuştu:
"Hazırlan gidiyoruz!"
"N-Nereye?"
"Eve" Artık gitme vakti gelmişti.
Adam kapıya çıktı ve Hazan ise pantolonunu giyerek yanına gitti.
Arabanın arkasına binerek sürdü genç adam.Üstü açık arabaydı, hava sıcak olduğu için mükemmel bir şeydi.
Hazan dikkat etti de her gün farklı bir araba görüyordu.
Buraya geldiklerinde normal bir araba ileyken şimdi bambaşkaydı. Ya da çok normal çünkü bu "Yekta Dağlı" 'ydı.
Yekta arabayı sürerken elinde ki kolyeyi uzattı genç kıza (Multimedia).Hazan sorar ifadeyle baktı.
"Bu kolye boynundayken sadece benimsin" dediğinde genç kız aynı kolyenin gümüşü onun boynunda olduğunu gördü.
Hiçbir şey söylemeden boynuna taktı.Genç adam gülümsedi.
"Ablan nerede olduğunu sorduğunda bir arkadaşında kaldığını söyle" kafasını "tamam" anlamında salladı.
"Tamam mı?"
"Tamam"
En sonunda eve geldiler.Arabanın durduğu yerde bir başka araba daha vardı -ki bu çok normal- ama Yekta için öyle değildi.
Arabayı gördükten sonra kaşları çatık bir şekilde eve girdi.Salonda babası ile bir genç çocuk ve bir kız oturuyordu.Gülümseyerek konuşuyorlardı.
Hazra ise sadece onları dinleyip bazı cümlelerde gülümsüyordu.
Ne yani Hazan umurularında değil miydi? Bu çok koymuştu.Bu sahneyi gören genç kızın gözleri dolmuştu.
Öz ve öz ablasıydı be.
Hani tek kendine yabancı olmayan aileydi?
Hazra bu kadar mı değişti?
Genç kız bunları düşünürken ablası görür görmez boynuna atladı.
Sevgisiz büyüyen bir çocuk, yalanlara inanacak kadar çocuk.
"Neredeydin?"
"Arkadaşımda kalmıştım abla, Yekta'yı arayıp çağırdım beni eve götürmesi için."
"Ablana yalan söylemiyorsun değil mi?"
"H-Hayır abla"
"O zaman gözlerinin hali ne!"
"Gece boyunca uyumadık"
"Ben çocuk değilim!" dedi evde bağırarak Hazra.Buna Yekta susmadı.
"Ben gittim aldım işte"
"Sen karışma!" diyerek Yekta'ya bağırdığında, genç adam Hazra'nın kolunu tutup sıktı. Oturan ikili pür dikkat onları izliyordu.
"Bana bağırma!" dedi genç adam dişlerini sıkarak. Onur bey ayağa kalkarak evi inletircesine bağırdı;
"Bırak lan o kolu!"
![](https://img.wattpad.com/cover/37829016-288-k41846.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesi sonbahar
RomanceYekta,babasının genç kadınlarla evlenmesinden nefret eder, hele ki babasının annesini bu kadar çabuk unutması onu parçalıyor. Bu sefer ki evlilik bambaşka, Hazra evlendiği adamın oğlunu severken, kız kardeşinin nasıl bir işkencede olduğunu bilmiyor...