Sesi sonbahar

Yeni defter?

Hazra'nın sahte göz yaşları ve hıçkırıkları koca evi doldurmuştu.

Batu, Hazan'ı umursamadan aşağıdan gelen sesle hızlıca indi.

Hazan ise ikinci yazıyı okuyordu..

"Eğer bu gece gelmezsen, ablan videomuzla tatmin olacak gibi görünüyor.Ona da yazık değil mi? yaşlı bir adamın vücuduyla..." diğer iğrençliği okumadan küçük kağıtları elinin avucunda paramparça etti.

Hazan ağlayacakken merdivenden gelen seslerle irkilip kapıyı hafif açtı.

Tam o anda Yekta koşarak merdivenden aşağı iniyordu.

Sesi kendisi de idrak edip hızlıca onun arkasından ilerledi.

Evde uzun süreli bir sessizlik oluşmuştu.Hazra hala ağlıyor, Hazan ise hala şaşkındı.

Yekta? Hazra'nın nasıl öleceğini planlıyordu.

Batu ise hemen cenaze için gitti.

Eslem'in haberi yoktu, şuan arkadaşında ders çalışırken baya eğleniyor.

5 SAAT SONRA

Cenaze töreni bitmiş gömülmüştü Onur bey.Ölüm nedeni ise ülkede yürürken arabanın çarpmasıydı.

Yekta çok üzgündü..Dışı ise son derece keskindi.Ama şuan o gerçekten ağlıyordu, içine.

Her ne kadar babasını sevmiş olmasa da babasıydı!

Bir insanın babası nasıl ölür ulan!?

Yekta için değişiklik olmamıştı, o her zaman tekti.

Ne kadar çevresi olsa da bir o kadar yalnız.

Bu gece herkes sessiz sakin uyumuştu, Yekta'nın dahi sesi çıkmamıştı.

1 AY SONRA

Sabah herkes uyandığında evde takım elbiseli bir adam oturuyordu.

Hazra onunla konuşmuş anlaşmıştı.

"Yekta Dağlı?" diye sordu adam.

Yekta bunu üzerine;

"Aynen?"

"Babanızın miras işleri için gelmiştim"

"Siktir git." kısa ve netti.

"Bakın efendim.."

"Boş yapma!"

Bunun üzerine adam konuşamayacağını anladığı için Hazra'ya dönüp konuştu;

"Dediğim gibi efendim, bu kağıttan bütün mallar ve sahipler bulunuyor.Size yardımcı olacaktır." dedi ve klasik çantasını alıp çıktı.

Hazra kağıdı incelerken elinde ki kağıdı Yekta'ya kaptırdı.

Yekta uzun süre baktıktan sonra kızgın ifadeyle kafasını kaldırdı;