5.

8.7K 338 21
                                    

Okuyun bakalım

Eve geldiğimizde bizi saran hüzün bulutları gitmişti. Şimdi ise tek umudumuz dna testinin negatif çıkmasıydı. Sanki olmayacak duaya
amin diyor gibiydim. Demir beyi gördükten sonra bu his sarmıştı beni. Ne kadar inkar etsemde benziyorduk.

Mert abim odasına çekilmişti. Cesur abim ve Alp ile bahçede oturuyorduk.

"Ne hissediyorsun Yazgı'm?"

Valla çok şey hissediyorum Alp'im ama kelimelere dökebilir miyim bilmiyorum.

"Hmm, bilmiyorum yani tedirginim. Sizde gördünüz Demir beyi apaçık benziyoruz işte. Böyle bir hatanın yapılmış  ve beni bulmuş olması çok  saçma. Sonuçlar çıktığında ne olacağını merak ediyorum."

Başımı Alp'in omzuna yasladım. Onlarda farkındaydılar ve söylecek bir şeyleri yoktu. Ama şuan içlerinden dua ettiklerini biliyordum. Tanıyorum aslanlarımı. 

1 hafta sonra..

Evet dna testinin açıklanacağı gün geldi. Bu 1 haftayı diğer günlerimiz gibi geçirmiştik. Sanki hiç bir şey olmamış gibi.

Yine tahmin edebileceğiniz gibi topluca gidiyorduk.

"Evet içimizde ki tedirginliğin biteceği dakikalara az kaldı. Hazır mısınız Karaman aslanları." Babam aslan babam.

"Hazırız!" aslanlarım kükremişti.

Tırnaklarımı yememek için zor duruyordum. İçimden sürekli dualar ediyordum. Hastaneden mutlu bir şekilde ayrılmak için yapmayacağım şey yoktu.

Hastaneye vardığımızda bekleme yapmadan içeri girdik. Ve doktorun odasına girmek için kapıyı açtık.

"Hassiktir" Alp'in verdiği tepkinin ne için olduğunu görmek için odaya baktığımda. Gerçekten hassiktir.

Odanın içinde Demir bey, hanım teyze dışında 6 tane koca koca civciv vardı. Yani iki sarışından esmer beklemek saçma olurdu ama bu kadar çok beklemiyordum.

"Şuan buradan kaçmak istiyorum. İlhan lütfen kaçır bizi lütfen." annemin titreyen sesini duyunca gözlerim doldu.

"İnan şuan yapabilsem hiç düşünmeden yapardım. Mert haklıydın oğlum."

"Benim şuan haklı olmamın hiç bir önemi yok baba." Mert abim sesi baya sert çıkmıştı.

Odaya girip civcivlerin karşısına geçtik. Gerçekten hepsi kocamandı. İki kişi haricinde. Biri hanım teyze diğeri ise kızı olduğunu düşündüğüm kişi.

Civcivleri incelemeye aldığımda hepsi sakin ama bir o kadar da heyecanlı gözlerle bana bakıyordu.

"Çok güzelsin baya yani hayal ettiğimden bile daha fazla." dedi içlerinden bir civciv. 

"Güzeldir benim kardeşim ama başka birinin kardeşime iltifat etmesini sevmem." Mert aslan Mert sakin ol abim.

"Birazdan göreceğiz kimin kardeşi." 

"Ne diyorsun lan sen? Kan bağının önemi varmı sanıyorsun. İstersen sonuç pozitif çıksın Yazgı benim kardeşim ölene kadar da böyle kalacak. Kendinizi boş hayallere kaptırmayın." elim Mert abimin koluna gitti. Mert abim bakışlarını bana çevirdi. Sakin olması için gözlerinin içine baktım. Mert'im.

"Sen ilk önce bir sakin ol. Burası senin bağırıp çağıracağın bir yer değil. Ona göre davran. Ne zamandan beri insanın kardeşine  iltifat etmesi suç oldu anlamış değilim." Sen şimdi naneyi yemedin mi büyük civciv seni.

Cesur abim hızla büyük civcivin üstüne yürüdü. Atarlar olum bizi buradan sakin olun.

"Abimle düzgün konuş. Ve sakın bir daha kardeşime kardeşim deme. Yoksa sonuçları iyi olmaz. Sakin bir şekilde konuşuyorum. Umarım anlamışsındır büyük civciv." obaaa işte kimin abisi be.

"Yediririm sana o büyük civciv lafını." dedi sesini yükselterek kendiyle çelişen bir civciv peki.

"Baran Karahan burası senin bağırıp çağıracağın bir yer değil." dedi Alp. Demek büyük civcivin adı Baran. Araştırılmış.

Herkes kendi köşesine çekilirken içeri doktor girdi. İşte başladık. Bismillahirrahmanirrahim.

"Evet iki ailede burada olduğuna göre sonuçları açıklayabiliriz. Ama öncelikle sizi böyle bir duruma düşürdüğümüz için çok özür dileriz."

"Sizin özür dilemeniz 17 yılı geri getirmiyor. Avukatlarım gerekli işlemlere başladılar zaten. Sizde daha fazla uzatmadan sonucu açıklayın." dedi Demir bey.

Doktor bir şey diyemedi neden çünkü adam haklı yani.

"Peki. Biz sonuçları inceledik ve Demir Karahan ile Yazgı Karaman arasında dna uyumu görülmektedir. Yani kızınız Yazgı Karaman."

İşte çöküşüm oldu. Ciddi manada yere çöktüm. Dizlerim tutmuyordu sanki. Benimle birlikte abilerim ve Alp'de yere doğru eğildiler. Bir şeyler söylüyorlardı ama kulaklarım duymuyordu. Evet kendimi azda olsa alıştırmıştım ama şimdi böyle duyunca çok kötü olmuştum.

Kafam allak bullak. Ne olacaktı şimdi ailemden ayrılacak mıydım? Yapamazdım ki olmazdı onlarsız. Benim nefesimdi onlar insan nefessiz yaşayamaz ki.

Önüme doğru eğilmiş annemi gördüm. Ağlayarak bana sarıldı. Kan bağının önemi yoktu ben onların kızıydım ama beni alma hakları vardı. İşte bu yuzdendi bu çöküşümüz.

Babam yanımıza gelip beni annemin kollarından kucağına aldı. Ve odadan çıktık. Kafamı babamın boynuna yasladım. Hiç birşeyi görmek ve duymak istemiyordum.

"Götüremezsin kızımı. Bu kadar geç bulmuşken izin vermem. "

"Şu durumda bunun sırası değil kızımızla yanlız kalmak istiyoruz." dedi annem

"Duydunuz işte sizin kızınız değilmiş. Bizim kızımız lütfen bırakın. Bırakın bizde mutlu olalım. Yıllardır hasretiyle yandık." kadın yüksek sesle ve ağlayarak konuşuyordu. Babamın ilerlemesine rağmen seslerini duyuyordum.

Bundan sonraki konuşmaları duymadım çünkü hastaneden çıkmıştık. Babam kucağında benimle banka oturdu. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım kırmızı ve doluydu. Bu zamana kadar babamın ağladığını görmemiştim hayat işte.

"Ne olacak baba ayrılacak mıyız?" 

Babam sorumun cevabını veremeden yandan gelen gürültüye baktık. Mert abim ve Baran Karahan kavga ediyordu güvenlikte onları dışarı çıkarmaya çalışıyordu. Atıldık işte hastaneden.

Babamın kucağından inip yanlarına doğru ilerlemeye başladık.

"Kulakların mı sağırdı? Duydun işte Derin bizim kardeşimiz." Derin kim?

Mert abim güvenliği kenara itip Baran'ın yakasına yapıştı.

"Lan ne Derin'i saçma saçma isimlerle seslenme kardeşime Yazgı onun adı. " deyip ileriye itti. Yani itti ama adam öyle dev ki en fazla 1 2 adım geriye gitti.  

Baran sinirle elini yumruk hâline getirip abime doğru giderken tabiki Mert'ime zarar gelmemesi için önüne geçtim.

"Abime vurma cesaretini kim veriyor sana?"

YAZGI DERİN /aile/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin