Okuyun bakalım
Şaşkınlığımı bir tarafa bırakıp neredeyse 2 aydır göremediğim abime sarıldım. Abim asker olduğu için 2 aydır görevdeydi, her zaman ki gibi sürpriz yapmak istemiş olmalı ama ben bozdum galiba. Saçlarıma öpücük kondurup geri çekildi.
"Ne yapıyorsun sen Yazgı? Böyle bir düşüncesizliği nasıl yapabilirsin? Haber vermeden evden çıkmak ne demek ya, herkes delirdi." dedi kızarak.
Abim haklıydı, evden üzgün ve sinirle çıkınca onlara haber vermek istememiştim sonrasında da abim söyleyene kadar aklıma gelmemişti. Bu yaptığım büyük bir yanlıştı anlamak için birisinin söylemesine gerek yoktu anlamam lazımdı ama meğerse birisinin söylemesine gerek varmış. Sanki bir rüyadan uyanır gibi oldum. Yanlışlarım gittikçe çoğalıyordu ve bunun tek bir suçlusu vardı ben.
"Abi ben özür dilerim." resmen söyleyecek bir şeyim yoktu,savunmam bile yoktu abim haklıydı düşüncesiz davranıştım. Şımarık bir çocuk gibi.
"Tamam bunu evde konuşalım, hadi gidiyoruz." dedi ve elimden tutup ilerlemeye başladı. Fakat fazla ilerleyemedi çünkü önünde Miran durdu.
"Sen hayırdır gece gece-" lafını Babaları bölmüştü.
"Miran çekil adamın önünden." dedi babaları.
"Baba ne çekilmesi görmüyor musun gecenin bu saatinde gelmiş Yazgı'yı götürüyor." dedi babasına dönüp.
"Bak kardeşim ben güzellikle halletmek istiyorum, Yazgı'yı almadan eve gitsem ki böyle bir şey imkansız ama diyelim ki gittim, burada katliam çıkar abim kardeşimizin burada olduğunu öğrenir ve ortalık birbirine girer."
Yiğit abim her zaman sakin olanıydı. Çokça sabırlıdır. Düşünmeden hareket etmez.
"Basit bir çözüm söyleyeyim o zaman sen şimdi tek başına eve git ve kimseye Yazgı'nın burada olduğunu söyleme." dedi Çağan.
"Sence böyle bir durumda herkes deli gibi Yazgı'yı ararken ben bunu saklar mıyım?"
"Yazgı bir yere gitmiyor. Sende git kime söylüyorsun söyle. Kapımız açık gelen gelir ve göreceğini görür." Baran abime doğru bir kaç adım atmıştı.
"Gençler hiçbirimizin ne düşündüğünün önemi yok. Yazgı ne isterse o olacak. Lütfen onun adına karar vermeyin." dedi Deren, önüme geçip ellerimi tuttu.
"Burada kalmanı çok istiyorum ama gidersen de anlarım, nasıl anlarsın deme ben ablayım anlarım." gözleri doluydu ama tebessüm ediyordu. Ona sarılmak istedim ve isteğimi yerine getirdim, ona sıkıca sarıldım.
"Sen çok güzel bir ablasın. Abimle gideceğim çünkü büyük hatalar yaptım onları halletmem lazım." sadece onun duyabileceği şekilde kulağına söylemıştım ama başkaları da duymuş olabilir bilmiyorum. Geri çekildi yanağımı hafifçe okşayıp uzaklaştı.
"Bu saatte sizi böyle rahatız ettiğim için üzgünüm, ben abimle gitsem daha iyi olacak." konuşmam biter bitmez Çağan hemen aramızdan ayrıldı. Ve kırdığım kişiler arasına bir kişi daha girmiş oldu. Diğerleri de pek müdahale etmedi.
Abim yine elimden tutup kapıya doğru ilerledi. Evden çıkmadan önce abim Demir beye baş salladı ve biz Karahanların evinden çıktık Arabaya binene kadar abim elimi bırakmadı.
Arabaya binmemizin üstünden 8 dakika geçmişti ama abim hiç konuşmamıştı.
"Abi özür dilerim, düşüncesizlik yaptım." ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
"Bu mu? Sana verdiğimiz sevginin karşılığı bu mu Yazgı? Ya ben sana,size sürpriz yapmak için heyecanlı heyecanlı eve geliyorum ama karşılaştığım yüzler berbat halde. Neden? Hepimizin gözünün içine baktığı kız kimseye haber vermeden evden çıkmış ve telefonlarını açmıyor. Ne kadar korktuğumuzu düşünebiliyor musun? Ha bir de aslında kardeşimizin başka bir ailesi olduğunu öğrendim. Ne kadar güzel bir karşılama değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZGI DERİN /aile/
Teen Fictionİki aile.. Karahan ve Karaman Karışan bebek hikayesi.