Okuyun bakalım
Baran sanki elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi bakınca. Kendimi bir an kötü hissettim. Sanırım biraz sert çıkışmıştım ama sevdiklerime zarar gelme düşüncesi bile beni delirtirken gözümün önünde bunun yaşanmasına izin veremezdim.
Baran arkasına döndü elini saçlarından sert bir şekilde geçirdi. Hızla geri bana dönerek konuşmaya başladı.
"Oda bana vurdu. Ona niye bir şey demiyorsun. Duydun işte içeride dna testinin sonucunu bende senin abinim. "
Gerçekten böyle bir şey demesini beklemiyordum. Sanki küçük çocuklar gibi abimi bana şikayet ediyordu. Yüzünün aldığı çocukça ifadede bunu tastikliyordu.
"Nesin lan sen ilkokul çocuğu mu? Gelmiş birde kardeşime beni şikayet ediyor." Mert abim yine sert çıkışmıştı.
"Tamam abi sende sakin ol. Şuan kavga etmenin sırası değil." Şaka gibi ya. Onların beni sakinleştirmesi gerekirken ben onları sakinleştiriyorum.
"Siz şaka mısınız? Ne yaptığınızın farkına varın lütfen. Gelip Yazgı'nın yanında olmak varken siz çocuk gibi kavga ediyorsunuz. Kendinize gelin şuan sizin kavgalarınızla uğraşmak yerine kardeşime kavuşmanın mutluluğunu yaşamak istiyorum. Kavga etmeye devam edecekseniz ikinizde uzaklaşın. " Ooo abla postayı koydu. İçimdekileri söyledin be abla. Ama Mert abim bir yere gitmesin.
"Ablam haklı abi. Lütfen sakin ol kavganın sırası değil." isimlerini acilen öğrenmem lazımdı böyle çok karışıyordu çünkü.
"Bugünlük bu kadar aksiyon yeter. Hadi çocuklar evimize gidiyoruz." dedi babam.
"Bir dakika ya nereye gidiyorsunuz? İçeride ne söylendiğini duymadınız galiba. Bunu olgun bir şekilde çözmemiz lazım. Girip bir yerlerde oturup tanışmakla başlayabiliriz." dedi Demir bey.
"Babam haklı. Kardeşimi çabucak tanımak istiyorum. Çok vakit kaybettik zaten daha fazlasına gerek yok. Ve rica ediyorum sorun çıkarmayın. İki tarafında ortak noktası De- şey Yazgı. O yüzden iyi anlaşmaya bakalım biz."
Derin. Eğer o ailede yaşasaydım bana konulacak isim. Güzelmiş ama benim adım daha güzel. Ben Yazgı Karaman'ım.
"Allah'ım neyle sınanıyoruz biz. Abilerinden kıskandığım kızımı başka bir aileyle paylaşmamı istiyorlar." dedi babam kafasını yukarı kaldırarak.
"Gidip bir yerlere oturup tanışmak en iyi seçenek gibi duruyor. Birbirimizi tanımamız gerek neticede." dedi anneleri.
Bunların peşimizi bırakmaya niyeti yok. Ne olacaktı bu işin sonu merak ediyordum.
"Benim buralarda bildiğim güzel bir yer var biz arabayla önden gidelim siz bizi takip edin." yanlız abla baya güzel bir kadındı.
Bizimkiler bu teklifi istemeye istemeye kabul ettiler. Yola koyulmak için arabaya geçtik.
Evet şuan yaşadığımız çok kötü bir olaydı ama bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmezdi. Mecburen bu olayı kabullenmemiz ve olgunlukla üstesinden gelmemiz gerekti. Yanımda aslanlarım olduğu sürece hiç bir şey güç değil. Onlar yanımda olsun yeter.
Yaklaşık 15,20 dakika sonra öncekilerin durmasıyla bizde durduk.
Arabayı park ettikten sonra hepimizin indik. Alp yanıma gelerek elini omzuma attı.Karahanlar kafenin önünde bizi bekliyordu. Yavaş adımlarla yanlarına gittik. Fazlasıyla kalabalıktık. Hep birlikte içeri girdik. Garson mekandaki en geniş yere yönlendirdi bizi ve menüleri önümüzü koyup gitti. Sağolsun.
Ben acıktığım için menüye dikkatli bir şekilde bakıyordum. Diğerlerinin ne yaptığına bakmak için kafamı kaldırdığımda hepsinin bana baktığını gördüm.
"Ne oldu? Niye hepiniz bana bakıyorsunuz. Yüzümde bir şey mi var? Abi?" yüzümde bir şey olup olmadığını sormak için yüzümü yanımda oturan Mert abime çevirdim.
"Yüzünde tatlılıktan başka hiç bir şey yok." dedi civcivlerin en küçüğü olduğunu düşündüğüm biri.
"Ben sana tatlılığı bir gösteririm görürsün." Alp'in mırıldandığını duydum ama ona doğru dönmedim. Sanırım civcivin böyle söylemesi beni utandırmıştı.
Hepimiz siparişlerimizi verdikten sonra Demir bey konuşmaya başladı.
"Artık tanışmamızın vakti geldi diye düşünüyorum. Büyükten küçüğe doğru başlıyorum. İlk abin Baran, ikinci abin Miran, ikizler Deniz abin ve Deren ablan, dördüncü abin Barın ve son olarak ikizin Çağan. Ben Demir ve eşim Seda. Diğer bilgileri aranızda konuşarak halledersiniz artık. Hepsi fazlasıyla heyecanlı seninle konuşabilmek için. "
İsimleri de kendileri gibi güzeldi. Ama benim aslanlarımın kendileri ve isimleri daha güzel.
"Bende Yazgı Karaman tanıştığıma memnun oldum diyeceğim fakat pek olmadım açıkçası yani bunun tabiki sizinle bir alakası yok yani olduğunuz durum için öyle dedim ben." Demir beyin gözlerinden hüzün geçti. Düşüncesizce konuşmuştum galiba.
"Şey bende ailemi tanıtayım o zaman. Görünüşe göre sık görüşeceğiz tanışmanızda fayda var yani. Babam İlhan annem Hazel, Mert abim, Cesur abim ve ikizim Alp."
Tek tek yüzlerine baktığımda civcivlerin baya hüzünlü olduğunu gördüm gerçi yüzlerinde şuana kadar başka bir şey göremedim de. Bu durum beni üzüyordu.
Nerdeyse 1 2 saat boyunca birlikte oturduk ama iki tarafta birbiriyle hiç konuşmadılar bizimkiler sürekli benimle ilgilendiler bu alışkın olduğum bir durumdu. Civcivler ise arada bir bana bir şeyler sormuşlardı bende kısa yanıtlar vermiştim.
Babam benim yorulduğumu ve kalkmamız gerektiğini söyleyerek kalkmıştık. Ayrılırken sadece kendinize iyi bakın demiştim başka ne diyebilirdim ki?
Eve geldiğimizde gerçekten yorgun olduğum için aslanlarımın yanaklarından öpüp odama çıktım. Güzel bir duş ve biraz uyku iyi gelebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZGI DERİN /aile/
Teen Fictionİki aile.. Karahan ve Karaman Karışan bebek hikayesi.