2. Bölüm~Afrodit

562 67 23
                                    

                     
Zoey Lily~I Wish I Had a Heart


AFRODİT

Kırmızı gülün bir çok anlamı vardı. Kimine aşkı ve masumiyeti kimine göre tutkuyu temsil ediyordu. Afrodit ve Venüs'ün sembolüydü. Ortaçağda saflık anlamına gelen masumiyetin, Meryem ananın sembolüydü.

Yunan mitolojisinin Afrodit'i, denizin köpüğünden doğmuş, bu deniz köpüğü beyaz bir gülün şeklini almıştı. Afrodit'in sevgilisi olan Aspendos kasığından yara alıp öldüğünde, Afrodit yanına koşmuş ve ayağına beyaz gülün dikeni batmıştı. Afrodit'in kanı beyaz gülü kırmızıya çevirmişti. Beyaz gül artık kırmızı olarak açmaya başlamıştı. Beyaz gül, masum Afroditi temsil ederken kırmızı gül ölümü tadan Afrodit'i temsil ediyordu.

Bu gece ki kırmızı gül ölümü temsil ediyordu. Açmış güzel güller güzel küçük kızın çevresine dökülmüş, onun kanıyla daha koyu bir kırmızıya boyanmıştı.

Algılamakta zorlanıyordum. Gözlerim küçük kızdan hiç ayrılmıyordu.

Çevresinde insanlar toplanmaya başladı. Hareket edemeyeceğimi düşündüm.

Başımı avuçlarında tutan adama gözlerimi çevirdiğimde bakışları tüm vücudumu inceleyerek hasar kontrolü yapıyordu. Bakışları son olarak gözlerimi buldu.

Yüzünde, gözünde hareketlerinde panik vardı. "İyisin." gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. "İyisin." dedi.

Küçük kızın vurulduğunu fark etmemişti.

"Vuruldu." Kelime ağzımdan çıkmak için özel bir çaba sarf etmişti. Gerçekliği fark ederek etrafına bakındığında kalabalık gittikçe artıyordu. İçeriden insanlar çıkmaya devam etti. Ses gittikçe artıyor, herkes bir şeyler söylüyordu.

Bir adım uzaklaşarak kollarını çektiğinde Mutlu yanımıza gelmişti. "Eva hanımı içeriye götür. Yanından ayrılma."

Ben küçük kızın yanına gitmek istesem de onu yakından görmeye cesaretim yoktu. Karşılaşacağım manzaraya henüz hazır değildim. "Tamam abi." dediğinde Kenan Bey yanımızdan uzaklaşırken ayakta dikilmeye devam ettim. Birisi tüm irade işlemlerimin şartellerini indirmiş gibiydi.

Kenan Bey kızın yanına ulaştığında diz çöküp nabzını kontrol etti. Sonra yanında ayakta duran adamlardan birine "Yaşıyor. Ambulansı aradınız mı?" diye sorduğunda garsonlardan birisi "Evet abi hastane çok yakın beş dakikaya burada olacaklarını söylediler." dedi.

Mutlu yavaşça koluma dokunup bir şeyler söyleme başladığı an, bahçede çığlık sesi yankılanmaya başladı. İkimiz de bakışlarımızı çığlığın kaynağına yöneltsek de Mutlu önüme geçerek koruma pozisyonuna geçmişti.

Roman bir kadın elinde çiçek sepetiyle koşarak bahçeden içeriye girdiğinde söylediği tek şey Nurgül'dü. Bir ismin bu kadar acı bir ağızdan döküldüğünü ilk defa duyuyordum. Kızın yanına eğildiğinde çığlık sesi daha çok artarak bir ağıda dönüştü.

Kenan Bey kadına bir şeyler söylediğinde sırtı bize dönük olduğu için ne söylediğini anlayamadım.

Kadın onu duymuyordu. Sallanarak ağlıyordu.

Kadının çığlıkları beni biraz da olsa kendime getirdi. Kadına hiç kimse yaklaşamıyordu.
Kenan bey üzerindeki ceketi çıkartıp Nurgül'ün sol omzuna tampon yapmaya başladı.

SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin