Sufle-Canozan~Hiç Kimsenin Günahı YokKADER
Yaşanılan bazı anlar bizlerin elinde olmadan gerçekleşirdi.
Babamın bu kadar çalışması ve bizden uzakta olmasını, hep kaderimiz böyle diye yorumlamıştım. Annemin ona en çok ihtiyaç duyduğum zamanlarda ölmesini de, kaderim böyle diyerek kabullenmeye çalışmıştım. Çocukluğumdan beri yaşadığım, annemin ölümüyle tamamen yalnız kaldığım hayatımı, başlarda tamamen babamın istemesiyle kabullendiğim, sonrasına beni bu yalnızlıktan kurtaracak olacağını fark ettiğim nişanıma kader demiştim.
Şu an da "Bu yaşanılanlar kader mi?" diye düşündüm. Bu benim kaderim miydi? Yoksa birisinin etkisiyle yaşanan kader mi bizi bir araya getirmişti?
Kaşları çatıldı. "Biz ilk defa bugün karşılaştık. Bu ağacı üç gün önce gönderdi. Hiç karşılaşmadan iki insanı kafasında shipleyip tehdit yapmış olamaz. Ben bu sabah Tahsin Bey'in yeğeni olduğunu fark ettim. Tahsin Bey babamın çok eskiden arkadaşı arada sırada görüşürlerdi. Yeğeni olduğunu fark ettim. Aradım, konuştuk. Senelerdir görüşmüyormuş. Galiba kardeşiyle küslermiş. Onların her şeyi yapabilecek tehlikeli insanlar olduklarını, buraya gelip acil koruma kararı çıkarttırmamız gerektiğini söyledi. Konuştuktan dakikalar sonra uçaktaydım. Uçağa binene kadar pilotun bile haberi yoktu. Buraya geleceğimi, seninle görüşeceğimi de onun dışında kimse bilmiyordu. Hepsine bugün karar verildi." Düşününce çok saçma geliyordu. O zaman neden bir çiçek ya da saksı bitkisi yerine defne ağacı göndermişti?
"Zaten beni kimse tanımaz. Tahsin amcanın da sadece bir kızı ve eşini biliyorum. Hiç tanışmadım. Böyle bir şey bir insanın aklına gelemez. Sadece denk gelmesi garip geldi."
Kapı çaldığında yerimden sıçradım. "Tahsin amca gelmiştir." dedim.Tahsin amca babam olmadığı zamanlar sürekli ziyarete gelirdi. Güvenlik onu tanıdığı için sıkıntısız içiri girmesine izin veriyordu.
Kapıyı açtığımda yüzünden çok endişeli bir ifade vardı. Beni baştan aşağı süzdü. Yara görmediği için derin bir nefes aldı."Hoşgeldin, Tahsin amca." İçini rahatlatmak için gülümsedim.
"Hoş buldum kızım" İçeri girip bana sarıldı.
Boylarımız neredeyse aynıydı. Göbekli ve iri birisi olduğu için kollarında kayboldum."Bir şey oldu diye o kadar çok korktum ki." Derin bir nefes çekti. "Çok üzgünüm Eva. İyi misin?" Kollarının arasından çıktım. İçeri girmesi için kapının kenarına geçtim.
"İyiyim, Kenan Bey içeride."
"Baban? Kapıda İbrahim vardı. Bu saate kadar söylememiş mi?" Kaşları şaşkınla havalandı.
"Bu seferlik beni idare edecek. Babamın hiçbir şeyden haberi yok." Bir başka baba terliği çıkartıp önüne bıraktım. İçeri geçip ayakkabısını çıkarttı. Terlikleri giydi. Kapıyı kapattığımda birlikte salona geçtik.
Bu ev tarihinde ilk defa bu kadar yabancıyı aynı günde içinde barındırıyordu.
Kenan'ın yüzünde tüm gördüğümden çok farklı bir ifade vardı. Yüzü ifadesizleşmiş, gözleri sert bakıyordu.
Yan yana geldiklerinde Kenan'ın ne kadar uzun olduğunu daha fazla fark ettim. Tahsin amca çenesine anca geliyordu. El sıkıştılar.
"Keşke daha güzel bir zamanda karşılaşsaydık. Çok büyümüşsün. Seni en son gördüğümde daha ergen bile değildin. Şimdi koca adam olmuşsun. Geçen görüşmeye geldiğinde de seni karşılayamamıştım. Bu sefer de bu şekilde oldu." Tahsin amcanın bakışları şefkatliydi. Kenan'ı tanımasa da ailesini tanıyordu. Ona yaklaşımından ailesine duyduğu sevgiyi hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANRI
Fiksi RemajaHayatı boyunca dünyadan soyutlanarak yaşayan genç hukuk öğrencisi Eva'nın, staj gördüğü hukuk bürosuna gelen bir adamdan sonra tüm bildikleri değişir. Ailesinin geçmişi hakkında sırları öğrenmeye başlayan genç kız, hayatının gerçeklerini öğrenmek i...