14.Bölüm~Huzur

205 18 84
                                    

Gus Black-Love is a Stranger

Huzur

Bir insanın hayattan bihaber yaşaması o kişinin suçu muydu, yoksa ondan saklayanların mıydı?

Bunca sene hayatımdan bu kadar uzakta olmak onların gizli saklı yaşamasından mıydı, yoksa ben mi kabullenerek umursamazca yaşamıştım?

Öğrendiğim her bir gerçek kendimi yetersiz hissetmeme sebep oluyordu. Hayatımdan uzaklığımı fark ettikçe asıl kendimden bir adım daha uzaklaşıyordum.

Çocukluğumda annem, babam ve ablam dışında bizimle olan tek kişinin hayatına dair hiçbir fikri yoktu. Babamın hayatına dair hiçbir şey bilmediğimi de çok geçmiş olmayan bir zamanda öğrenmiştim. Annemin hayatını da bilmiyordum. Onun gerçekleri nelerdi ve beni ne kadar yıkacaktı kestiremiyordum. Ailesiyle görüşmesi minimum seviyedeydi. Bunun sebebini bilmiyordum çünkü anlatmamıştı, benimle konuşmamıştı. Öğrenebilir miydim bilmiyordum. Ablam annemin daha çok yakın arkadaşı gibiydi. Acaba o biliyor muydu?

Beni hayatlarından öyle bir soyutlamışlardı ki, hem onların hayatına hem de kendi hayatıma yabancı birisine dönüşmüştüm.

Annemin hüzünlü sigara içişlerini hatırlıyordum. Gecenin bir vakti camın önünde ağlardı. Gidip ona sarıldığımda boynuma kokumu ciğerlerinin en derinine çekerek öpücük bırakır, kucağında uyuturdu. Öyle bir güven verirdi ki bu bana, bazı geceler onu öyle bulmak için kendiliğimden uyanırdım.

Kenan'ın kucağında uykuya dalmıştım. Uyanmamın da onun kucağında gerçekleşeceğini biliyordum. Benim için çok garipti. Annem dışında kimseyle temas bile etmezken onunla uyumak en derinlerimde umutlu yaşamını sürdüren küçük Eva'ya huzurlu hissettiriyordu.

Dün yaşadığım korkunç üşüme hissi kendini cehennem sıcağına çevirmişti. Tüm vücudum alev almışçasına sıcaktı. Gözlerimi araladığımda başımı Kenan'ın omzunda, ellerim ise göğsünde cenin şeklini almış bacaklarım ise ikimizin arasındaydı. Pike belimin altında toplanmış ve tamamen üzerimiz açılmıştı. Başı koltuğun sırt yerine yaslı ve neredeyse oturuyorduk. Kenan uzun bacaklarını öne doğru uzatmıştı. Omzunda uzandığım tek kolu tüm bedenimi sarabilmişti. Bacaklarımın üzerinde olan elinin sıcaklığı bacağımı eritmek üzereydi.

Uzaklaşmaya çalıştığımda kolunu iyice vücuduma dolayarak kendisine çekti. Tıkalı olan burnum nefes almama engel oluyordu. Tıkalı olmasaydı onun kokusunun üzerime sinen hoş tınısını alabilirdim.

Önce ellerimi geri çektim. Başımı omzundan kaldırdığımda doğrulmaya çalıştım. Annem gittiğinden beri uyuduğum en huzurlu uykuydu. Berbat bir gece geçirmeme hatta şu an yüksek ihtimalle hasta olmama rağmen fazlasıyla dinç hissediyordum.

Kenan'ın yüzünde ise gördüğüm en masum ifade vardı. Uzun kirpikleri vuran ışıkla gölgesini bırakmıştı. Genelde pürüzsüz olan yanaklarında sakalları, varlığını hatırlatırcasına izlerini belli ediyordu. Ne çok ince ne çok ince olan dudakları ve yaratıcısının en özenle şekillendirdiği burnu onun varlık üstü güzelliğe bürünmesine sebep oluyordu. Başka bir evrenden buraya ışınlanmış gibiydi. Başı kötü bir açıda durduğundan boynu acıdığına emindim. Belki de tutulmuştu. Beni saran kolu kalkmama izin vermeyeceğini anladığımda onu kaldırmaya karar vermiştim. Kolunu dürteceğim sırada kapı çalmaya başlayınca hızla gözlerini açtı.

Göz göze geldiğimizde gerçekliği kavrayamayan ifadesiyle bana bakmaya sürdürdü. Gözleri yaşananları hatırlamış şekilde aydınlandığında çatık kaşları yumuşadı. Çok yakındık, gözlerimi bakışlarından kurtardım. Hissettiğim utançla kulaklarımın ısınıyordu.

SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin