XXIII | TARİFSİZ HİSLER

4.4K 271 171
                                    

Merhaba😊 İnanın bölüm atar atmaz yazmaya başladım hatta bölümün büyük bir çoğunluğunu da yazmıştım ama yoğunluğumdan bir türlü tamamlamaya fırsat bulamadım. Keyifli okumalar dilerim💖

Chase Atlantic Right Here

İlk yara hala taze,
13 Haziran, o yaz.
Aslında saklı gerçek,
Yıkım olmak isteyen bir enkaz.

İsmimi seviyordum. En sevdiğim anlardan biri ise ismimi Milat'ın sesinden duymaktı ve Milat bana sürekli minik diyerek bu anı elimden alıyordu. "Benim bir ismim var Milat." Minik demesini de seviyordum ama bazen de Karmen dese daha güzel olurdu. Milat uzanarak işaret parmağıyla burnumun ucuna dokundu. "Biliyorum Karmen." Uzanıp her zaman yaptığı gibi toplu saçlarımı özgürlüğüne kavuşturdu ve tokamı bileğine taktı. "Sadece herkes sana Karmen diyor." Açıklaması beni güldürdü. "İsmim çünkü." Bundan daha doğal ne vardı? Tabii ki bana ismimle sesleneceklerdi.

"Herkes sana Karmen diyebilir ama sana sadece ben minik diyebilirim."

Karmen.

Parlak kırmızı demekti.

Beni ismimden nefret ettirmişlerdi.

İğreniyordum kırmızıdan. İnsanı kendinden iğrendirmemelilerdi.

Karmen renkleri severdi, Lavin siyaha aşıktı.
Karmen neşeliydi, Lavin'in gözleri çoğu zaman ruhsuz bakardı.
Karmen insanlara güvenirdi, Lavin kendine bile güvenmezdi.
Karmen aşka inanırdı, Lavin'in aşka vakti yoktu.
Karmen silahtan korkardı, Lavin'in kendisi silahtı.
Karmen ölmüştü, öldürülmüştü.
Lavin doğmuştu.

Karmen'in umutları, Lavin'in hayatını bitirebilirdi. Karmen bu dünyada hayatta kalamazdı. Lavin olmak güçlü olmaktı, içindeki gücü ortaya çıkarmaktı. Karmen onu incitenlerden intikam almazdı, Lavin intikam için yaşıyordu.

Milat gittiğinde ve Karmen ilk yarasını aldığında hala yaşamak için bir ümidi vardı ama onu 13 Haziran'da öldürmeyen hayat, 20 Haziran'da yaşamasına izin vermemişti. Şimdi yeniden Karmen olduğumu kabullenmek kendi gözyaşlarımda boğulduğum günlere dönmekti. Karmen'in hayalleri kanla boyanmıştı.

Dayanamazdım.

Tekrar geçmişe dönmeye, kaybetmeye, yeniden ölmeye.

Lavinia.

O gece ormanda Ekin'in dudaklarından dökülen isim.

Ekin benim Karmen olduğumu biliyordu, yine de bana ölüm çiçeği derken Lavin'in de kandan iğrenmesine sebep olacak o geceyi yaşatmıştı. Karmen'in ölmesi Lavin'i bu nefretten kurtaramamıştı. Anlamıştım. Her kim olursam olayım, kırmızı beni yeniden öldürecekti.

Lavinia ölüm çiçeğiydi.

Lavin çığ demekti.

Oysa ben Karmen öldüğünde, Karmen'in olamadığı her şey olmak istemiştim. Belki biraz güçlü dursaydım bunlar başıma gelmezdi çünkü. Ben yıkım olmak istemiştim. Üzerime devrilen ve beni nefessiz bırakan her şeyin yıkımı olmak. Ölüm olmak değil.

Birini öldürmek değil.

Bu öyle bir yüktü ki hiçbir zaman aklımdan çıkmıyordu. Tek bir saniye bile. Unutur gibi oluyordum bazen, bazen de öfkem önüne geçiyordu ama asla yok olmuyordu. Orada, tam kalbimin ortasında, ruhumu tüketen bir kurtçuk gibi içimi oyuyordu. Vicdanımın çığlıkları en yüksek gürültülerde bile zihnimin içinde çınlıyordu. Karmen ölmüştü, Lavin de günden güne ölüyordu.

Mİ'LATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin