XXXVI | GÜNAH KEÇİSİ

3K 211 155
                                    

Oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen, olur mu? 💗

Bundan sonra her bölüm başında yarım kalan dilekler için bir yer açacağım. Belki yıldız bırakmak istersiniz🌟⭐️

Rauf&Faik Bu Mutluluk mu?

8 yıl önce

Elindeki minik taşı boş yola doğru fırlattı.

İlerleyen saatle birlikte hava soğumaya başlamıştı. Karer Milat oturduğu kaldırımda yola doğru uzattığı bacaklarını topladı ve ellerini ceketinin ceplerine soktu. Karmen'in evinin önünde oturuyordu. Sokak lambasının bozulmaya yüz tutmuş cılız ışığı bedenini aydınlatıyordu. Bilerek sokak lambasına yakın oturuyordu ki Karmen pencereden baktığında korkmasın, onun orada olduğunu bilsin.

Tanıdıktı ona bu kaldırım. Geceler boyu çok vakit geçirmişti burada. Yeri gelmiş saatler de yetmemiş geceyi devirmiş sabahı karşılamıştı. Omzunun üzerinden arkaya çevirdi karanlıkta rengi çok net seçilemeyen gözlerini. Cılız ışık izin vermiyordu buna. Oysa Karer Milat, Karmen'in gözlerine olan zaafını bilirdi. Gözlerinin de ona zaafı vardı. Gözleri sadece miniğine öyle bakıyordu.

Perdesi aralı pencerenin arkası boştu. Karmen uyumuş muydu yoksa ona küskün kalbinin isyanı mıydı bu merak etti. Araları bu aralar limoniydi çünkü Karer Milat artık zihnindeki sesleri susturamıyordu, baş edemiyordu tek başına. Abisi yoktu, eve gelmiyordu birkaç gündür. Ve deli gibi korkuyordu ona bir zarar gelmesinden. Abisi onun arkasındaki yıkılmaz duvarıydı, ailesiydi, arkadaşıydı, her şeyiydi. Hayat ona iki insan vermişti. İkisinin varlığı ona göre tüm insanlığa denkti zaten.

Derin bir iç çekti.

Karmen'i ilk gördüğü anı düşündü. Çok uzak değil bir sokak ötede görmüştü onu ilk. Yabancıydı bu mahalleye ama onu gördüğünde varlığı sanki yıllarını birlikte geçirmişler gibi tanıdık gelmişti. Karer Milat mahallenin gizemli, yabancı genciydi. Karmen ise herkesin yardımına koşan, bıcır bıcır, neşesiyle etrafa ışık saçan güzel kızıydı. Işığıydı hayatının, gözlerinin feriydi. En güzel kızıydı. Güzel kelimesinin yanında çirkin kalacağı kadar güzeldi.

Çok güzeldi.

Ve bu güzellik sadece küçük burnundan, kibar yüz hatlarından ve onu hayattan soyutlayan parlak yeşillerinden gelmiyordu. Ruhundan, kalbinden de geliyordu. Dirseğini kendine doğru çektiği dizlerine yaslayıp yüzünü avcuna yasladı. Boştaki eliyle ceketinin cebine uzanıp ekranı kırık telefonunu çıkardı. Saat 01.35'di. Biliyordu cevap gelmeyecekti ama küste olsalar, kavga da etseler Karer Milat Karmen'e hep iyi geceler mesajını atardı çünkü tüm kavgalar, küslükler geçiciydi ama onun Karmen için burada olan bedeni kalıcıydı ta ki ölüm gelene dek.

Geceler iyi Gözümün feri.

Mesajı gönderdikten sonra bir süre görülmesini bekledi ama Karmen çevrimiçi olmadı. Bilerek iyi geceler yazmıyordu çünkü Karmen gecelerin iyi olduğuna inanmıyordu. Geceler iyi diyordu o da ben buradayım ve artık senin için geceler iyi.

Aynı saniye telefon gelen mesajla titredi. Ekin birazdan onu almaya geleceğini söylüyordu. Oturduğu kaldırımdan kalktı ve siyah pantolonuna bulaşan tozu silkeledi. Ekin onu mahallenin girişinden alacaktı bu yüzden yürümeye başladı. Boş sokaklara eşlik eden adımları Ekin'in arabasını görmesiyle yavaşladı. Çok geçmeden Ekin arabasını Karer Milat'ın yanında durdurdu.

Arabaya binip ciddi bakışlarını şoför koltuğundaki arkadaşına çevirdi. Tuhaf bir insandı Ekin. Hayatından çok bahsetmese de kendisininkinden pek farklı olduğunu düşünmüyordu Karer Milat. Tek farkla. Ekin varlıklı bir ailenin çocuğuydu ve bunu şimdi bindiği arabadan bile anlamak mümkündü. Böyle bir arabayı hayal bile edemezdi çünkü o. Araba yeniden çalışmaya başladığında cebindeki telefonu çıkarıp abisinin resmini açtı ve ekranı Ekin'e çevirdi. "Gördüğün kişi buydu, eminsin değil mi Ekin?"

Mİ'LATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin