Bir Küçük Oyuncak Meselesi

3.4K 112 26
                                    

Merhabalar,

Gerçek hayatta işler yoğun olunca biraz geriden geliyorum.
Lütfen kusuruma bakmayın yorumlara, sorulara cevap dönemeyebiliyorum. Daha iyi olmaya çalışacağım bu konuda, bakalım.

Ama okuyan, beğenen yorum yapan herkese çok çok teşekkür ederim. Genelde kendi yazıp, kendi okuyan bir insanım o yüzden azıcık bile olsa beğenmeniz çok ama çok mutlu ediyor beni.Aynı şekilde yorumlarınız, önerileriniz de. 

İlk başta da dediğim gibi Songül ve Sadi yazması zor karakterler. Çok gerçek, çok akıcı bir dinamikleri var. Bunu yazıda yakalamak, esprilerle aşkı örmek kolay değil.
Bu yüzden şimdilik sahnelerimizin devamını hayal ederek yazmak bana en doğrusu geliyor.

Umarım bu gecikmeli bölümü de beğenirsiniz.
Sürç-i lisan ettiysek affola!

*************************************************

Yaver, Sadi ile Songül'ü evlerinin sokağının başına getirmişti.

"Sağol Yaver, hiç girme sokağa biz böyle inelim"

Sadi, Songül'e ne alaka der gibi bakınca Songül kendini açıklamaya başladı;
"Son model Mercedes'i evin önüne çekmeyeceğiz herhalde Sadi! Hangi öğretmen hangi polis maaşıyla aldık acaba arabayı?! Bütün teyzeler camda bekliyor zaten mobeseden beterler..."

Sadi üstündeki oyuncak yığınının arasından okyanuslarını Songül'e çevirdi önce sonra gözü bıyık altından sırıtan Yaver'e kaydı.

"Gülme Yaver Gülme!"

Songül arabadan inerken kucağına oyuncak tavşan Sadi'yi ve iki peluş ayıcığı daha almış, çoğunu Sadi'ye bırakmıştı.
Sadi uflaya puflaya oyuncaklar kucağında arabadan inerken düşünüyordu neden bu kadının her istediğini yapmaya bu kadar hevesli olduğunu.

Arabanın dışında gözleri buluşup, Songül'ün yüzündeki gülümsemeyi görünce hatırladı hevesinin nereden geldiğini.

Songül, Yaver'e camı aç işareti yapınca Yaver,
"Noldu Yenge?" diye sordu camı açarken.
"İstiyorsan gel bizim salonda uyu, çok geç oldu uykulusun da zaten."
Yaver yengesinin düşünceli kalbine bir kez daha şahit oldu. Gözleri Sadi'nin yüzünü aradı buldu, ağasının gözündeki hayranlığı gördü. Bu akşam yalnız kalmayı hak ediyorlardı, ağası mutlu olmayı hak ediyordu.
"Yok ya yengem, sağol. Yolda ayıldım ben iyice zaten, uzak da değil hem. Hemen gider vururum kafayı yatarım."
"Eh tamam, iyi geceler o zaman. Şıışt dikkatli, kurallı git tamam?"
"Tamam yenge tamam!"

Yaver yavaşça sokaktan çıkarken, Songül'le Sadi de evlerine doğru yürümeye başladı.

Songül'ün dudaklarında ilk aşkların heyecanına benzer bir gülümseme, Sadi'nin gözlerinde yıllanmış aşıkların hayranlığı vardı.
Songül gerçeğine henüz sarılacak cesareti bulamadığı için, oyuncak Sadi'ye sımsıkı sarılmış, kollarının özlemini böyle dindirmeye çalışıyordu.

Apartmana yaklaşınca Mahinur Hanım'ın kafasını eline yaslamış, yüzünde keyifli bir ifade ile onlara baktığını fark ettiler.

Sadi yavaşça Songül'e "Şimdi yandık işte" deyince Songül kıkırdayarak karşılık verir.

"Sadi Bey oğlum güzel eşin için oyuncakçı mı soydun, bunlar ne?"

Sadi, Songül'e hızlıca ters bir bakış atıp cevap verdi, "Haha Mahinur Hanım çok şakacısınız. Güzel karıma lunapark partisi yaptım. Eh işimizi iyi yapınca kazanılan oyuncak da çok oluyor."
Potu karşısında Songül Sadi'yi dirseğiyle dürtünce, Sadi ekledi "Eş durumundan yani bana da bir şeyler öğretiyor."

Bazı Küçük MeselelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin