Merhabalar,
Beklediğimden uzun bir ara oldu, onun için özür dileyeyim önce.
Ailevi bazı sağlık problemleri, taşınma işleri girdi araya diziyi zar zor izleyebildim.
Bu kısa sürer diye başlayıp yazdıkça yazdığım bir bölüm oldu.
Çok aşk dolu değil belki ama dizideki bazı boşluklar rahatsız ediyor beni artık. Ben de kendimce anlamlandırmaya, doldurmaya çalışıyorum bu boşlukları. Bu da o denemelerimden biri.
Yılbaşına özel bir bölüm yazmak istiyordum çok ama yetişmedi. Hala ağaç süsleyip, yeni yıla giren SadGül okumak ister misiniz acaba?
Herkes için mutlu, sağlıklı, huzurlu, çok güzel bir yıl diliyorum.
Yeni yılınız kutlu olsun!
**********************************************
Songül günler sonra evinin salonunda derin nefesler alabiliyordu. Başını Sadi'nin boynuna doğru çevirdi yasladığı omuzu üzerinde. Songül'ün belinde kenetlenmiş ellerin parmakları usulca hareket etmeye, tuttuğu elleri okşamaya devam ediyordu.
Ne kadar hareketsiz, birbirlerinden güç aldıkları bu sarılmanın içinde kaldılar ikisi de bilmedi. Günlerdir yaşanan her şeyin gürültüsünden uzak, kalp atışlarının eşleştiği, nefeslerin senkronize olduğu ve sadece birbirlerine yakın oldukları bu ana o kadar ihtiyaçları vardı ki.
Sırtına doğru uzattığı kolları ağrıyınca ellerini kurtardı Songül. Sadi teması kesmeden karısının küçücük belini sardı kocaman elleriyle. Songül hissetti kocasının ellerinin sıcaklığını kazağının üstünden, kollarını Sadi'nin boynuna doladı.
Sonsuza kadar bu anda kalmak istese de yorgundu Songül. Sabah ki aksiyondan bedeni ama daha da önemlisi iki haftadır çektiği yalnızlıktan ruhu yorgundu.
Pek fazla yakın arkadaşı olmamıştı Songül'ün. Yakına gelene kadar çok arkadaşı da yoktu zaten. Arkadaşlarını hep yanlış seçmiş ya yarı yolda bırakılmış ya da ortak noktaları zamanla kaybolmuştu arkadaşım dediği insanlarla.
Kader üstünlüğünü bir kere daha göstermiş Sadi'yi hem âşık olacağı adam hem de en yakın arkadaşı yapmıştı. Songül iki hafta boyunca sadece aşkının değil, en yakın arkadaşının da yasını tutmuştu ve sanılanın aksine Derya'nın bu yasta hiçbir yeri yoktu.
Songül hafifçe konuştu Sadi'nin siyah kabanına gömdüğü başını kaldırmadan,
"Çok güzel böyle..."
Sadi gözler kapalı hafifçe gülümsedi. Songül'ün açıkta kalan boynuna ufak bir öpücük bıraktı, nefesi karısının boynuna vururken karşılık verdi;
"Evet"
Songül bedeninden geçen ürpertiye engel olamadı boynunda hissettiği dudaklarla. En az o da Sadi kadar istiyordu bedenlerini tanıştırmayı ama daha hiç konuşmamışlardı.
Yemek yerken havadan sudan bahsetmiş, okuldan, emniyetten hikayeler anlatmış, muhabbet etmedikleri iki haftanın acısını çıkarmışlardı. Dışarıda ikisi de asıl konuşmaları gereken konuyu açmaya cesaret edememişti.
Sadi bu konuşmayı yapmamayı yeğliyordu aslında. Yalanlarını anlatacak olmaktan çekindiği için değil, Songül'ü tekrardan üzmekten korktuğu için. Farkındaydı ama Songül her şeyi bilmek isteyecekti ve Sadi bugüne kadar sakladığı her şeyi anlatacaktı, İstanbul'a gelen düşmanları ve Savcı ile olan görüşmeleri dahil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazı Küçük Meseleler
FanfictionSadi ve Songül Payaslı çifti için yazılmış tek bölümlük hikayeler Sadgül One-shots