Bir Küçük İşkence Meselesi

2.5K 128 41
                                    

Merhabalar,
İşkence görmüş bitik bir karakterin sabahında seks şakası yapmadığı bir gece hayal ettim.
Sürç-i lisan ettiysek affola.
Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar.
**********************************************
Songül'ün gözleri kocasının ağır ağır yürüyen siluetine odaklandı, Sadi gecenin karanlığında köprünün üstünde onlara doğru gelirken.

Mutlu olsun diye sabahları seve seve kalkıp kahvaltı hazırladığı, üzülmesin diye çok merak ettiği sorularını kendisine sakladığı, her mavi okyanuslar ona baktığında geleceğini gördüğü adam; ruhu buz kesmişçesine bomboş bakıyordu ona.

Bedenine yayılan soğuk paniği, gözlerine dolan yaşları yutkunarak bastırmaya çalıştı Songül.

Bir planları vardı ve bu adamı yakalamak için bir süre daha Komiser Songül olması gerekiyordu. Sadi'nin de böyle istediğini hatırlattı kendine. Hayatının aşkı olan bu adamın yaralarını sarmak için çok vakti olacaktı. Olması için elinden gelen her şeyi yapacaktı.

Songül elleri havada, yanında abisi olarak gördüğü adamla yürümeye devam etti derin nefesler alırken. Tek yapmak istediği koşup Sadi'nin boynuna sarılmaktı ama aralarında bir adımlık mesafe, durmak zorunda kaldılar.

Hiç ayırmadı gözlerini kocasından Songül. Sadi'nin her gözlerini açmakta zorlanışı, her sallanışı kalbinin derinliklerinde minik kâğıt kesikleri açtı, şu an kanamayan ama ileride sinsice kanayacak olan.

Taylan uzatmadı daha fazla, İtalyanca yaktı bu sefer kartal ateşini. Sadi'nin gözlerinde beliren, sadece Songül'ün tanıyacağı gülümsemeye belli belirsiz bir göz kırpışıyla karşılık verdi Songül. Birazdan bu kâbusun, gecenin karanlığına gömüleceğinin umudu vardı içinde.

Bu serüvende yaşanan her olay gibi çok hızlı olup bitti her şey. Servet'in hızla uzaklaşan arabasının ardından, artık içinde tutamadığı öfkesi çığlık çığlığa döküldü Songül'ün dudaklarından, karıştı soğuk gecenin karanlığına.

Her ne kadar yüzleşememenin, hesap soramamanın öfkesi içini yaksa da arkasını dönünce kollarına koşabileceği kocasının varlığı sakinleştirdi içindeki alevleri. Ela gözleri iri yaşlarla dolu, koşarak sardı kollarını Sadi'nin boynuna.

Yorgun, halsiz ve güçsüzdü Sadi. Yakaladı gene de Songül'ün hızla göğsüne çarpan küçük bedenini. Açlığın, işkencenin, güçlü durmaya çalışmanın bütün ağırlığı çöktü omuzlarına Sadi'nin, karısının kokusu güvende olduğunun kanıtı olunca. Başını eğip sakladı Songül'ün boynuna, derin bir nefes çekti içine.

Songül'ün eldivenli eli buldu Sadi'nin ensesini, usulca okşadı kocasının saçlarını kendini daha çok bastırırken kocasına.

Adrenalinle karışık bir rahatlama içinde, nefes nefese hafifçe uzaklaştı Sadi'den Songül, kocasının yüzüne bakmak istedi. Sadi izin verdi karısı mesafe koysun ama elleri hiç bırakmadı Songül'ün belini. İncecik bele sarılmış olan ellerdi Sadi'yi dağılmaktan alıkoyan.

Songül'ün saçları, Sadi'nin sakallarına karışmış, koruma içgüdüsüyle içinden kopan en dosdoğru soruyu sordu Songül,

"İyi misin? Bir yerine bir şey yaptılar mı?"

Sadi başını salladı hafifçe, Songül'ün beline sarılı ellerinin parmaklarını daha da bastırırken karısının beline,

"Yok, hafif elektrik verdiler bana, on bin volt kadar."

Kapadı gözlerini Sadi'ye tekrardan sarılırken Songül, sanki gözlerini kaparsa Sadi'nin şakaymışçasına bir cümleye sığdırdığı işkenceyi anlamazmış gibi.

Bazı Küçük MeselelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin