Bir Küçük Yüzleşme Meselesi

3.6K 116 12
                                    

Merhabalar,

19.Bölümden önce yazmaya başlamıştım bunu aslında. Yüzleşmenin olmayacağına emindim çünkü.

Bu bölüm tamamen bir yüzleşme alternatifi.

Songül'ün bu kadar bekleyecek, planlar yapacak bir karakter olduğunu düşünmüyorum ben.

Sadi'nin de asla ne olduğunu anlamayacak olmasına inanmıyorum. Aşkın gözü kördür ama bu biraz fazlaydı.

Affınıza sığınarak bu bölümle biraz ara vereceğim yazmaya.

Bu hafta bir seyahatim var ve vaktim olmayacak. Dizinin de biraz toparlamasını umut ediyorum bu süreçte.

Çok teşekkür ederim desteklerinize, beğenilerinize, yorumlarınıza. Hepsi çok değerli benim için. Tamamen hobi olarak yaptığım, aslında hiçbir yetkinliğimin olmadığı hikayeciliğime yaptığınız her yorum çok mutlu ediyor beni.

İki hafta sonra görüşmek üzere, iyi bakın kendinize.

Umarım beğenirsiniz.

**********************************************
Sadi sırılsıklam sokağın ortasında, kalbi paramparça Songül'ün uzaklaşmasını izledi. Olan hiçbir şeye anlam veremiyordu. İki gece önce rakı masasının tepesinden indirmişti Songül'ü. Sarhoşken bile karısının arada yüzüne çöken gölgeyi anlamlandıramamıştı. Sabah evden erkenden çıkışını da Songül'ün utangaçlığına vermişti nedense.

Belki de kötü bir şey düşünmek istemiyordu Sadi içten içe. İkinci şansında mutluluğu yakalamışken parmaklarının arasından kayıp gitmesini istemiyordu.

Songül'ün az önce söyledikleri zihninde yankılandı,

"Sen benim kalbime hiç girmedin ki Sadi!"

"Bana Sadi Payaslı'yla aynı eve gir dediler, girdim. Bitti!"

"Özür dilerim."

Kalbine hiç girmemişti meğer bu kadının. Beyni yalan olduğunu haykırsa da kalbi sevilmeye ne kadar layık olmadığını söylüyordu Sadi'ye. Ondandı Songül'ün daha fazla devam etmemesi için iki elini kaldırışı, kadını susturuşu.

O sabah mutlu mesut evden çıkmışlar, karısı akşamına bambaşka bir Songül olarak dönmüştü. Yolda mı anlamıştı Sadi'yle ileri gitmesinin hata olduğunu yoksa kapıdan çıkar çıkmaz mı? Yoksa emniyette biri bir şey demişti de öyle mi anlamıştı Sadi gibi çöplüğün içindeki bir adamı sevemeyeceğini.

Sadi'nin kafasından bin tane senaryo geçti, hiçbiri Derya'ya dokunmayan.

Acaba ilişkilerini ilerletmeye hazır değildi de Sadi baskı mı yapmıştı tabloyla?

Sonra daha kötü ihtimalleri düşündü Sadi, hepsi Songül'ün zarar görmesiyle biten. Aklı bir anlığına kalbinin serzenişlerini yendi. Acaba Kırdarlardan biri Songül'ü buldu da tehdit mi ediyordu ya da köstebek kendini belli etmiş Songül Sadi'yi uzak mı tutmaya çalışıyordu her şeyden?

Yağmur damlaları görüşünü bulanıklaştırmış, Sadi'nin kendini felaket senaryolarında kaybetmesini kolaylaştırmıştı.

İlk kattan açılan pencerenin sesiyle ana döndü. Mahinur hanım kavgayı görmemiş ama Sadi'yi yağmurun altında yakalamıştı,

"Sadi Bey oğlum, ne yapıyorsun girsene içeri! Üşüteceksin, sırılsıklam olmuşsun."

Sadi kafasındaki düşünceleri savmak ister gibi salladı başını,

Bazı Küçük MeselelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin