Bir Küçük Çamaşır Meselesi

3.7K 116 16
                                    

Merhabalar

Bu mükemmel 12. bölümün üstüne yeni bir bölüm yazmam gerekiyordu kafamdaki senaryoları susturabilmek için :)

Son iki bölümdür Sadi ile Songül'ü daha romantik, daha bir ilişki de gördüğümüz için benim kafamda bir miktar daha oturdu karakterleri. Hep söylediğim gibi onları romantik yada şehvetli anlarda yazmak bana zor geliyordu. Karakterlerin özünü, söyleyebilecekleri şeyleri tam anlamadan yazınca da karaktere ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum...

Bu yüzden bugün biraz farklı, tamamen kurgu bir bölüm denemek istedim. İki yetişkin olarak yaşadıkları bu evde çamaşırlar nasıl ütüleniyor biliyoruz ama nasıl yıkanıyor bir de onu görelim.

Bölümün sonuna doğru ortam biraz ısınıyor ve ben tam olarak Sadi'yi yakalayabildim mi burada emin değilim. Fikirlerinizi iyi kötü paylaşırsanız, Sadi ile Songül'ün karakter sesini beraber bulabiliriz belki :)

Umarım beğenirsiniz!

Her zamanki gibi sürç-i lisan ettiysek affola!

***************************************************************************

Songül elleri kolları poşetlerle dolu, bitik bir şekilde kendini evin kapısından içeri attı.

Organize'ye geçmişti geçmesine ama trafikteki kızlarla hala görüşüyordu. Dans dersi aldığı daha doğrusu almaya çalıştığı düğün Cumartesi günüydü ve sadece 3 gün uzaklıktaydı. Ankara'daki bütün dolabını İstanbul'a taşıyamamıştı Songül. Gerçi taşısa bile otel düğününe giyecek bir gece elbisesi yoktu ya!

Son dakikaya bırakılmış alışverişe bir yığın dosya işinden sonra çıkmış, bütün alışveriş merkezini gezmiş, çok yorulmuş ama içine çok sinen bir elbise ile eve dönmüştü.

Ayakkabılarını çıkarırken içeri seslendi; 'Sadii'

Kapının sesini duymuş olan Sadi mutfaktan üzerinde önlüğü ile kapıya geldi; 'Hoşgel..!'

Sadi poşetleri görünce şaşırmış 'Oo Songül Hanım, sonunda paramızı harcamaya karar verdin galiba. Mağaza açıyoruz sanırsam. Ne bunlar?'

'Aman Sadi ya, kırk yılın başı bir alışveriş yaptım ona da laf ediyorsun. Dedim ya işte kızın düğünü var, oraya elbise alacağım diye'

'Demedim bir şey, takılıyorum sana! İyi yapmışsın, iyi yapmışsın da burada bir elbiseden fazlası var sanki'

Songül Sadi'ye öldürücü bakışlarından birini attı cevap vermeden önce;

'Her gördüğüne de yorum yapma be adam. Bir şeyler daha beğendim onları da aldım.'

Daha çok kendine konuşur gibi nefesinin altından devam etti Songül;

'Boğaz diyorsun, şık restoran diyorsun oralara da giyecek bir şeylerim olsun dedim, fena mı dedim yani.'

Sadi artık Songül'ün bu konuşma tarzına alışmıştı. Nefesinin içinde söylediklerini bile seçebiliyordu. Duyduğu itiraf karşısında keyiflendi Sadi, çarpık gülüşü oturdu dudaklarına;

'He sen kocana güzel gözükmek istiyorsun, eyvallah eyvallah'

Yakalandığını fark eden Songül üste çıkmak için kara mamba edasıyla tıslamayı denedi,

'Normalde çirkin miyim ben?!'

Sadi savuşturma taktiğini sezmişti ve konunun uzamasına daha fazla izin vermedi;

'Boşuna üste çıkmaya çalışma. Seni her halinle güzel bulduğumu biliyorsun Songül Komiser.'

Lafı dolandırmadan dosdoğru ettiği bu iltifat karşısında az önceki yakalanmasını, yorgunluğunu unuttu Songül.

Bazı Küçük MeselelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin