Bir Küçük Kleopatra Meselesi

2.4K 110 31
                                    

Merhabalar,

Kısa bir bölümle geldim bugün.
Daha duygusal bir bölüm için çalışıyorum ama o içime sinene kadar bu minik bölümü paylaşmak istedim.

Ramazan ayında olduğumuz için özellikle bu bölümün +16 civarlarında dolanan bir bölüm olduğunu belirteyim.

Songül'ü o kadar kıskanırken, o elbisenin içinde gördükten sonra Sadi'nin rahat durmasını tuhaf bulmuştum ben.

Umarım beğenirsiniz.

**********************************************Sadi serginin olduğu yere girdiğinden beri Songül'ün üstünden çekmemişti gözlerini. Kısa peruğu, ela gözlerini daha da belirginleştiren mavi makyajı ve her adımında kıvrımlarından erimiş altın damlayan elbisesiyle serginin bir parçası olabilecek gibi duruyordu Songül.

Sadi'nin hoşuna gitmese de hedefleri Songül'ün güzelliğine beklediklerinden de hızlı düşmüştü. Gözlerini saklayan siyah camlara şükretmeliydi organize şube çünkü Songül'ün karşısındaki adama attığı her cilveli bakış Sadi'yi çileden çıkmaya bir adım daha yaklaştırıyordu.

Kıskanç bir adam olduğunu kabul ediyordu Sadi, her ne kadar bunu sesli olarak söylemese de. Kıskançlığı Songül'e güvenmemesinden değildi. Karısının güzelliğinin en başından beri farkındaydı Sadi. Zamanla yüzünden de güzel kalbini tanımış, yaralarını görmüştü. Dışarıdan çok özgüvenli dursa da Songül'ün Sadi ile olması için bir sebep görmekte zorlanıyordu hala.

Evet, Sadi Payaslı Songül Acarerk için uygun bir eşti. Coğrafya öğretmeni ile polis memuru bir çift. Bu ülkede defalarca bir araya gelmiş birbirine denk iki insan.

Gerçek ise adrenalin bağımlısı eski(!) bir mafya ve idealist bir polis memurunun beklenmedik şartlar altında bir araya gelişiydi. Emin'in yeni versiyonu olan Sadi evde dizginleri eşine vermiş gibi gözükse de karısından sakladığı bir sürü pis işi vardı.

Sadi'nin de çok iyi bildiği gibi gerçekler her zaman ortaya çıkardı, çıkacaktı. Bencilce hatta kontrolcü bile olabilirdi ama Sadi Songül ile sahip olduğu bu mutluluğun süresi bitmeden onu herkesten ve her şeyden sakınıyordu. Bu illüzyonun içinde yaşarken sadece ama sadece kendisine saklamak istiyordu Songül'ü.

Hedefleri Songül'ü serginin arka odalarından birine götürürken güvenli bir mesafeden takip etmeye devam etti Sadi. Adamın ağzından çıkan abartılı ve gereksiz iltifatları tiksinerek dinledi. Kolyeden bahsetmeye başladığında adam Sadi'nin gözleri gezindi etrafta, Taylan'ı ya da ekipten birini görmek için ama kimse yoktu ortalıkta. Derin bir nefes aldı Sadi, nispeten küçük bir sergide nasıl başarmışlardı Songül'ü gözden kaybetmeyi aklı almadı.

Adam Songül'ün beline koyduğu bir elle yönlendirdi kadını kırmızı kadife perdelerin arkasına. Sadi içeriye giremeyeceğini anladı aralanmış perdeden alanda başka kimsenin olmadığını görünce. Zaten perdenin önündeki korumaları aşmadan içeri girmesi imkansızdı.

Perdelerin olduğu duvara yakın başka eserler de vardı. Sakince eserleri inceliyormuşçasına yaklaşabildiği kadar yaklaştı girişe. Korumalardan biri baştan aşağı süzdü Sadi'yi. Sadi sadece selam verdi başıyla, önündeki esere odaklanıyormuş gibi yapmadan önce.

Serginin sessiz, Songül'ün sesli bir kadın olması işini kolaylaştırdı. Karısının rahatsız olduğunda verdiği yüksek sesli, abartılı tepkileri zor da olsa duyabiliyordu Sadi. Songül'ün rahatsız olma ihtimali dişlerini sıkmasına neden oldu.

Karısının mesleğine saygısı sonsuzdu. Hem kendi hem de rahmetli kayınpederiyle kayınvalidesinin yerine de çokça gurur duyuyordu Songül'le. Bir sene öncesine kadar tek başına olduğu bu hayat mücadelesinde o kadar çok badire atlatmış gene de çok güzel bir hayat kurmuştu kendine. Sadece bu bile takdire şayandı.

Bazı Küçük MeselelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin