~22~

539 21 0
                                    




3 Hafta Sonra...

        Son bahar yaprakları tüm şehri sarmıştı, adeta turuncuya bürenmişti sokaklar...

       Son baharın sessizliğini izliyordu genç adam camdan, elinde zorla tutuşturulan kahvesi, iğrenç kokan hastanede...

       Yanına yaklaşan adam onun bakışlarını kesmesine sebep oldu.

         " Efendim, sanırım bunu kimin yaptığını biliyoruz..."

       Hakan gözlerini bunu söyleyen adama çevirdi.

        " Kim o yürekli kansız, getirinde ciğerini sökeyim onun. İzmir'i boyayacağım onun kanıyla. Sokaklarda onun kanının kokusu çalkalanacak."

           Adam önce panikledi. Bu haberi vermeyi istemiyordu. Hakan söylemesini istercesine kaşını kaldırdığında bir kaç doktorun ve hemşirenin Deniz'in odasına koştuğunu fark etti.

       Hakan adamın konuşmasına müsaade etmeden elindeki kahveyi fırlatıp odaya koşmaya başladı.

Doktor Deniz'in kalbine masaj yaparken, hemşireler cihazı hazırlıyordu.

Doktor Hakan'ın içeriye girdiğini gördüğünde konuştu.

" Hakan bey lütfen dışarı alalım sizi."

Hakan bunu duyduğunda çıkmıştı sarsıldığı çukurdan, şiddetli bir ses tonuyla bağırdı.

" Kurtar onu doktor! O ölemez! Kurtarın onu!"

Doktor artık Hakan'ın odada olmasını umursamayarak umutsuzça son kez kalp cihazıyla sarstı bedenini. Deniz'in kalp ritmi dakikalar sonra, normale dönmüştü. Odayı çınlatan o rahatız edici ses kesilmiş, Deniz'in kalp ritmiyle dolmuştu oda...

" Biliyordum sevgilim, beni bırakmayacağını biliyordum..."

Hakan gözlerinde ki yaşlara aldanmadan, Deniz'in yatağının kenarında diz çökmüş, elini Deniz'in serumla elinin üstüne koyarak konuştu.

" Her kimse, cezasını çekecek sevgilim unutma."


Bir kaç dakika sonra Deniz'in alnına öpücük bırakıp odadan ayrıldığında onu büyük bir endişeyle bekleyen adamın yanına ilerledi.

   " Kim, söyle! Kim yaptı bunu. Kim onu bu acının içine soktu?"

   " Efendim... Babanız..."

    -

        Günler hızla geçerken, Deniz kendine gelebilmişti. Yekta ise çoktan hastaneden çıkmış, çocuklarla ilgileniyordu. Serap'ın olaylı geçen cenazesinden sonra, Demir, Türkiye'ye kesin dönüş yapıp, Serap'ın aile holdinginde ki hisselerinin başına geçmişti.

       Hakan ise hala ne yapacağını bilmiyordu. Olanları babasının yaptığını bilse de, babasını telefonla dahi aramamıştı. Hakan babasına çok bağlıydı. Annesiz büyüse bile babası bütün hayatını ona adamış, tekrar bir ilişki kurmamış ve Hakan'ı bugünlere kusursuz şekilde getirmişti.
 
       Sadece akıl da tek bir soru vardı, neden?

        Yekta konusunu sindirebilirken, Deniz'e neden o kurşunun sıkıldığını anlayamıyordu Hakan. Çok seviyordu onu. Babası bunu bilirken, neden onun canını elinden almak istemişti?
     
     Sorular beynini kemirirken, üstünü değiştirmek için geldiği evinden gerekli olanları alıp yola koyuldu.

-

     Hakan hastaneye tekrar geldiğinde, odaya ilerlemeye başladı. Odanın kapısını açtığında Deniz'i görmeyi beklerken, odayı temizleyen görevliyle karşılaştı.

    " Eşim nerde?"

        Çalışan şaşıran gözlerle adama bakmıştı.

   " Az önce eşi olduğunu söyleyen bir adam bütün çıkış işlemlerini yapıp, Deniz hanımla birlikte hastaneden ayrıldı."

   " Ne saçmalıyorsun, hastanın eşi benim. Tam olarak kendinde olmayan kadını siz nasıl gönderirsiniz? Nasıl bir hastane bu! Çabuk bana kamera kayıtlarını açın."

   " Efendim yönetmelikle görüşmeniz lazım. Ama genellikle savcılık kararı olmadan kamera kayıtlarını göstermezler ama şansınızı deney-"

" Sana fikrini soran oldu mu? Çabuk beni en yetkili kişinin yanına götür!"

       Adam korkuyla Hakanı müdürün odasına götürdü. Müdür Hakan'ı odasında görünce büyük bir panikle bütün kamera görüntülerini açtı. Açtığında görmeyi düşündüğü kişi Yekta'yken onu çok şaşırtan birisi büyük bir gülümsemeyele Deniz'in sandalyesini itiyordu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 11, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Benim Bebeğim! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin