~5~

11.3K 391 28
                                    

2014

" Nerede bu adam! Kafayı yiyeceğim Erdi Açmıyor telefonunu! Nereye gitmiş olabilir gecenin bu saatinde?"

" Deniz hanım gidebileceği bir kaç yere baktırdık, oralardanda bir sonuç çıkmadı. İsterseniz polise haber verelim."

" Durduğun kabahat Erdi, git haber ver çabuk."

" Of Hakan of! Nereye gidersin sen, yoksa düşündüğüm şeyi mi yaptı? Hayır hayır hayır! Yapacak olsa söylerdi, of Hakan of!"

~günümüz~

" Okuyor meselesi nerden çıktı Jülide,Kaan ?"

" Neden izmire gitti diye sorunca öyle demek zorunda kaldık." Genç kadın sigarasını bir kez daha içine çekerek konuştu,

" Ben kızımı bulmak için gittiğim yoldan asla utanmıyorum gücenmiyorum, keşke sizde benim gibi olsaydınız." Yanındaki kül tablasına sigarasını söndürdükten sonra Kaan ve Jülide'nin yanıtını bekledi.

" Konuşmayacak mısınız?" Sessizliği bozan Deniz'di . Bir yanıt bekliyordu ve yanıtı almadan da konuşmayı bitirmeyecekti.

" Ne dememizi bekliyordun Deniz dayıma? Kızın gitti elin biriyle çocuk peydahladı, onu da babası aldı götürdü yeğenin de onun peşinden gitti mi diyecektik?"

" Allah'ım." Diyerek sandalyeyi itti. " Çocuktum lan çocuktum! Doğruyu yanlışı göstermek kimse olmadı yanımda! Annem zil zurna sarhoş, babam desen öldü gitti erken yaşta! Veli toplantılarıma gelen bile olmadı lan! Hep seni kıskandım ben, hep..." diyerek ağlamaya başladı. Kaan ona sarılmak istesede onu Jülide engelledi. Kaan omuz silkerek odasına giderken, Jülide de Deniz'e misafir odasına kadar eşlik etmişti.

Deniz'in gözüne gram uyku girmiyor ve içinden 'ben bunu hakedecek ne günah işledim' diye düşünüyordu.

Ama Deniz'in düşündüğü en önemli şey Yekta'dan intikam alıp çocuğunu nasıl yanına alacağıydı.

Deniz yıllar boyunca çok çekmişti. Ve Yekta'nın on katını çekmesini istiyordu.


" Simge! Masayı güzelce düzenle, yeni gelen porselen takımını diz..."

" Peki Serap Hanım, Yekta Bey kaç gibi burda olacaklar?"

" Akşam sekizde sanırım, Hera ve Ares nerde?"

" Bahçedeler efendim, Yasemin Hanımın yanındalar."

" Tamam peki, Kemal Beye şöyle çiçekçi den kasımpatı alsın, Yekta kasımpatı çok sever."

" Tamam Serap Hanım, yemekten önce size atıştırmalık bir şeyler hazırlamamı ister misiniz?"

" Meyve tabağı ve bir bardak portakal suyu olabilir. Bahçede olacağım."

" Tamam Serap Hanım..."

" Hazır değil mi her şey?"

" Hazır Serap Hanım, çocuklar Yasemin hanımla gittiler."

" Tamam süper, sen çıkabilirsin."

" Peki Serap Hanım, iyi akşamlar."

" İyi akşamlar Simge."

Serap tüm hazırlığı yapmış kıyafetini düzeltirken kapı çaldı.

" Hoşgeldin aşkım."

İşte tüm yakışıklığı ile karşısındaydı, Yekta Kaya...

Benim Bebeğim! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin