" Sen ne dedin?" Güçlü ve bir o kadar sinirli sesiyle söyledi bunu Yekta.
" Kızım ve oğlun dedim. İkisi birlikte şu an asla bulamayacağın bir ülke de yeni hayatlarına başlıyorlar."
" Sana inanmıyorum, her zaman ki basit yalanlarından biri."
" Sen bilirsin Yekta Kaya. Ha bu arada karını aramanda fayda var." Diyerek en sevdiği gülümsemesini ortaya koydu Deniz. Yekta hemen cebinden telefonu çıkarıp numarayı çevirdi.
" Alo Serap! Ares yanında mı?"
" ..."
" Nasıl yok! Nereye gitti?"
"..."
" Tamam kreşi ara çocuğu getirsinler. Sonra hemen beni geri ara! Hemen!"
"..."
"Hayır Hera'yı henüz bulamadım. Şimdi kapatıyorum, bana hemen dönüş yap."
Telefonu kapadıktan sonra Yekta'nın sinirlendiğini belli eden alnında ki damarları ortaya çıkmaya başlamıştı. Ve gerginlik yaratan sözleri de.
" Umarım Ares okuldadır. Yoksa olacakları sen hayal bile edemezsin."
" Sen beni salak sandın herhalde Yekta Kaya? Savunmasız şekilde hiç birşey yapmadan yanına gelecektim öyle mi? Cidden hiç değiş-"
Sözünü kesen telefon melodisiydi.
" Serap okulda mıymış Ares?"
"-"
" Lan o siktiğimin okulu nasıl çocuğu başkasıyla gönderir!"
"-"
" Tamam bulacağım. Ağlama sen, şimdi kapatıyorum. Sende okula git. Görüş kimmiş neymiş?"
"-"
" Tamam polisi karıştırma ben çözeceğim."
Diyerek kapatmıştı telefonu. O sıra da yatağın ucunda duran masaya tekme atıp masanın savrulmasıyla sözlerine devam etti.
" Nerdeler söyle?" Yekta'nın bu sözü üzerine Deniz küçük bir kahkaha savurdu.
" Ne çıkarım olacak ki benim bu işten. Kızım da yanımda kızımın kardeşi de. Daha ne isteyeyim?"
" Lan siktirme bana çıkarını! Söyle nerdeler?"
'' Diyelim ki bir deliğe koydum ve deliği kuyuya attım. Yeterli midir Yekta?"
" Hakan'ı sana geri veririm." Deniz'in gözleri hafif hafif dolarken. Bir boşluğa tıkılıp kalmıştı sanki. Bir merdiven zorluklar çektiği kızına, diğer merdiven ise zorluklarda ona tek yardımcı olan, onunla birlikte aynı zorlukları çeken Hakan'a çıkıyordu.
" Yalan söylüyorsun! O senin yanında değil."
" Sen bilirsin Deniz'cim. Nerde dersen ' bir deliğe koydum ve deliği de kuyuya attım'. Sen düşün taşın akşama kararını ver."
" Senden iğreniyorum." Diyen Deniz'in gözlerinden göz yaşları firar etmeye başlarken, Yekta iğrenç gülümsemesiyle ona yaklaşıyordu. Deniz sözcüklerini devam ettirdi.
" Yaklaşma bana!"
" Ne oldu Deniz, korktun mu? Nerde az önce ki cesur kadın. Onun yerini bir kaç sene önce ki ürkek küçük kız almış gibi?"
" Yaklaşma bana dedim, seni son kez uyarıyorum."
" Tamam korkma bu kadar, elini ayağını çözeceğim. Sonra akşama kadar düşünmek için vakit. Yoksa..."
" Yoksa ne?" Diyen Deniz'e kararan gözleriyle cevap verdi Yekta.
" Yoksa Hakan'ı ölmüş bil."
—
2 saat sonra;Zaman kum saati hızında geçerken Deniz hala kararsızdı. Hakan gelirse, Hera'yı tekrar bulur muydu? Hera'yı seçerse Hakan gerçekten ölür müydü?
Sonuç olarak Yekta, kendi kızına zarar vermezdi. Sadece daha uzağa kaçırırdı. Tekrar o eski zamanları yaşar mıydı Deniz? Onca sene bekler miydi kızına kavuşmak için?
Her şey oldukça karışıkken, kapının açılmasıyla orta yaşlar da bir adam odaya girdi. Elinde metal bir yemek tabağı vardı.
" Yekta bey gönderdi, yemenizi söyledi."
" Başında paralansın yemeği, al götür yemeyecekmiş de."
" Efendim Yekta Bey yemeniz konusunda bizi tembihledi. Lütfen zorluk çıkarmayın."
Deniz bir hışımla oturduğu yerden kalkıp, adamın elindeki yemeği bir hareketiyle yere serdi.
" O patronuna söyle, ben onun vereceği yemeği burda gebersem yine yemem. Hadi şimdi koş yetiştir bunları." Diyerek adamın gidişini izledi. Adam çıkarken ahşap kulak tırmalayıcı kapıyı kapatıp, kilitlenmeyi ihmal etmemişti. Deniz masanın üstünde ki bir kaç parça saçma sapan resimleri olan çerçeveyi yere fırlatıp, herkesin duyabileceği yükseklikte bir çığlık atmıştı. Ne korku çığlığıydı bu, ne de kızgınlık... Bu isyanın çığlığıydı. Saçlarını ellerimden geçirip odanın içinde cirit atarken kapı açıldı. Bu sırada kapının o iğrenç gıcırtısı yine duyuldu. Gireni tahmin etmek fazla zor değildi.
" Ne bu ses? Sana düzgün dur demedim mi?"
" Tamam Yekta. Anlaşmayı kabul ediyorum. Hakan'ı geri ver..."
Selam! Nasılsınız ? Ben zorlu bir sahne haftasından geçiyorum. Her şey yorucu da olsa güzel gibi. Umarım bölüm istediğiniz gibi olmuştur. Sizi seviyorum, öptüm ❤
![](https://img.wattpad.com/cover/113909376-288-k246255.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Bebeğim!
Roman d'amourBebeği elinden alınan bir anne ne kadar dayanabilirdi çocuğunun yokluğuna? Bu Deniz'in hikayesi. Bir zamanlar aşık olduğu adamdan intikam mı alacaktı? Yoksa kızı için savaşan bir anne olarak mı devam edecekti? Oku ve gör :)