~3~

13.8K 450 21
                                    



" Noluyor burda?" Sarışın bir kadın vardı karşısında. Kadın neye uğradığını şaşırmıştı.

" Yekta nerde?"

" Yekta uzun bir süre burda olmayacak. Ben eşiyim. Serap Kaya. Ne vardı?"

" O şerefsizin nerde olduğunu bana sen mi söylersin yoksa ben mi öğreneyim?" Deniz bir anlık öfkeyle Serap'ın saçına yapışmıştı.

" Suna! Git güvenliği çağır!" Diye bağırmıştı Serap şok içinde kalan sekretere.

" Lan varya. Yekta gelince... Ben yapacağımı biliyorum." İğrenir tavırlarla saçını bırakmıştı Deniz, Serap'ın. Sinirliydi. Yine ulaşamamıştı Amacına...

-
2010

       Yekta, genç kızın hamile olduğunu öğrenmişti ve Deniz'e çocuğu aldırması konusunda ısrarcı olmaya başlamıştı.

       " Asla o cana kıymayacağım. Gecemi gündüze katar çalışırım. Sana ihtiyacım yok!"

      Deniz sözlerinde oldukça kararlıydı. Can almak yukardakine mahsustu. Deniz'in yada Yekta'nın isteğiyle o çocuğun kaderi belirlenemezdi.

       " Nasıl çalışmayı düşünüyorsun? Karnın burnuna geldiğinde kim verir ulan sana iş! Yine başıma kalacaksın. İstemiyorum aldıracaksın, hemde yarın!"

       " İster kabul et, ister etme Yekta Kaya, çocuğuma eğer bir şey olsun, inan seni öldürürüm, ne pahasına olursa olsun!"

~Günümüz~

    Aklına gelen o anılar gözünden bir yaş akmasına sebep olmuştu genç kızın. Durmadan çalan telefonun da gördüğü bilmediği bir numaraydı.

" Alo?"

" Deniz! Sen misin?" Gelen kadın sesi yeterince tanıdıktı.

" Pardon tanıyamadım?"

" Jülide ben! Kaan'ın eşi... Yıllardır sana ulaşmaya çalışıyorduk! Aman Allah'ım nerelerdeydin?"

   Bu konuşmadan sonra arabayı köşeye çekti.
" Ben... Şey..."

" Sen nerede olduğunu söyle biz hemen gelelim. Çok özledik seni... Özellikle de Kaan! Şu son 3 sene neler yaşattın bize!"

" Ben İzmir'deyim."

" Ne? İzmir mi? Kızım ne işin var senin İzmir de!"

" Boşverin işte. Şuan kapatmam gerek."

" Deniz dur bekle! Biz ilk uçakla geliyoruz İzmir'e!"

" Hayır gelmeyin! Ben gelirim İstanbul'a bir ara."

" İyi de ne zaman Deniz?"

" Geleceğim... Haftaya cumartesi gelirim."

" Dediğin gibi olsun. Cumartesi'ye bekliyoruz  o zaman?"

" Tamam hoşçakalın!"

" Görüşürüz Deniz..."

   Jülide ile konuşmak Deniz'e iyi gelmişti. Haftaya cumartesi gidip, pazar ilk uçakla İzmir'e geri dönecekti. Ona da iyi gelirdi böylesi... Tekrardan çalan telefona Deniz bıkkınlıkla cevap verdi.

" Efendim Jülide?"

" Deniz!" Bu sefer ki bir erkek sesiydi. Özlem duyduğu sesti bu...

Benim Bebeğim! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin