9.bölüm

2.6K 116 22
                                    

Suratıma inen bir yumrukla artık delirecek kıvama gelmiştim.

Lan ben bi bok bilmiyom beni niye kaçırdız?!

Lan hadi onuda geçtim hani beni sadece onlara karşı kullanacaklardı?!

Lan ben niye dayak yiyom o zaman???!!

"Amına koduğumun yavşakları bıktım lan! Ne o beni böyle bağlayarak vurunca kendini güçlü mü hissediyorsun? Rezilsiniz! Tam bir rezil!."

Suratıma inen artık bilmem kaçıncı yumrukla gözlerim kararmaya başlamıştı. Elide ağırdı şerefsizin!

Daha önce dayak yemiştim ama bu kadar ağır değidi.
İçeride birinin bağırmasiyla bakışlarım oraya kaydı.

"ROJAN!"

Bağırmak yalnış oldu galiba resmen kükremişti. Hızlı ve sert adımlarla içeriye 30 yaşlarda yüzünde maskesi olan bir erkek girmişti. Gözleri bana kayınca önce duraksamıştı. Önce başımdan akan kana, sonra da yüzümün yaralarında gezen bakışları en sonunda gözlerime çıkmıştı.

Asik mi oldun lan?

Biliyorum çok güzelim söylememe gerek yok.

"Bu benim işim! Ben sana ona dokunma demiştim sen hangi hakla bana karşı gelirsin?!"

Bu sefer bağırmamıştı. Ağzından çıkan korkutucu fısıltıydı. Ama bağırmış kadar etki etmişti. Rojan itinin gözlerinden korku belli oluyordu ama kendinden taviz vermemekte kararlıydı anlaşılan.

"Ne saçmalıyorsun? Onlar bizim doktorumuzu almışlar içerde ne kadar yaralı var senin haberin varmı? Onların yaptığını bizde yapıcaz."

Rojanın sözleriyle adam sinirlenmişti. Hızla Rojanın boğazına yapışmasıyla bende yerimden dikleştim.

Resmen film çekiyorlar ya!

"Her ne bok! Ben sana ona dokunma demiştim. Eğer bir daha sözümden çıkarsan seni atışmanın ordasında bırakır kaçarım. Bakalım o zaman ne bok yersin?!"

Adam son kez bana bakıp ayrılmıştı bulunduğumuz odadan. E ne güzel izliyordum ama ya!

Niye bittiki?

Rojan boğazını ovalarken içerdeki başka bir teroriste bağırdı.

"Su bile vermeyin. Gebersin!"

Ay götüm!

Aras..

Arada 2 saat geçmişti ve biz en sonunda ormanın dibindeki depoya gele bilmiştik.

Dursuna işaret vermemle bombaları deponun biraz uzaklığında daire olucak şekilde dizerken bende diğerleri ile içeri girmeyi planlıyordum.

Biraz da şov yapalım ama!

Duvardan tırmanıp kapının önüne gelirken diğerleride camlardan gireceklerdi.

"Geri sayım başladı komutanım. 3 saniye."

3

2

1.

Kapıyı kırıp içeri girmemle dizdiğimiz bombalarda zaren batlamıştı. Onları birilerini öldürmek için değil sadece ses olsun diye koydurtmuştum. Bunların bir bok yapamayacağını elbet biliyordum.

Elleri ve ayakları bağlanmış bir kız gözüme çarparken kızıl saçları dikkatimi çekti. Önündeki adamların birinin kalbinden vurarken diğerlerini tim hallediyordu.

Ara biraz olsun rahatlarken bende kızın yanına ilerledim. Tabi onun yanında çatışmak olmazdı ama yanında Dursun olduğu için bu kadar rahattım.

Yüzü gözü kan içindeydi.

Şerefsizler!

Dursunun ellerini ve ayaklarıni açmasıyla önce bilincini kontrol etti. Galiba iyiydi çünkü bir şey olsaydı ortalığı bir birine verirdi. Yanında adımlayıp eğildim.
O sırada tim helikopterin gelmesini söyluyordu.

Yüzündeki kırmızıya boyanmış kızıl saçları iterken bedenimden bir titreme geçti.

"Eylül?"

--------

Ehehehehebe

Selamün aleyküm.

Kısa bir duyuruda yapayım:

Öncelikle kitap başlardaki gibi çok okunmuyor galiba geç bölüm attığım için  unutuluyor. Ben bu hesaptan kitabı yazmayı bıraka bilirim çünkü bir karışıklık var. Yeni hesabın ismini gelicek bölümde paylaşırım. Yalnıď anlamayın kitabı yazmayı değil sadece bu hesaptan yazmayı bırakıcam.

Bölüm en kısa zamanda yani yarın akşam paylaşmış olucam.

Sizi çok love.

Öpüldünüz♡

Asker | Texting |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin