Söyle-Seksendört
Çoğu zaman düşünüyordum da o gün beni dinlemeyi tercih etseydi şuan nasıl olurduk.Güzel giden iki yıllık bir ilişkinin böyle boktan bir sebepten bitmesi berbattı.İlk zamanlar sürekli kendimi suçlamıştım.Araya girip her şeyi anlatabilirdim diye ama onun gözü öyle bir dönmüştü ki beni asla dinlemezdi.
Bu düşünceden çok sonra kurtulmuştum.Gerçekten beni sevseydi ve güvenseydi zaten dinlemeyi tercih ederdi.En kötüsü de bir daha yaşanmayacak o günleri düşünmekti.Belki hâlâ birlikte olabilirdik hatta evlenmiş bile olabilirdik.Bana bunları yaşatan bir adamla böyle hayaller kurmak zoruma gidiyordu.O beni en zor günümde terk etmişti.
"Gaye akşam bizde toplaşacağız sende gelmek ister misin?"
Polat'ın odasından çıktıktan sonra timin yanına gelmiştim.Benden bir kaç dakika sonra da Polat gelmişti.Erdem abinin sorduğu soruyla ona dönerken bakışlarım ona takıldı.Yüz ifadesinden bile gelmememi istediği o kadar belliydi ki.
"Çok isterdim ama bir arkadaşım var burada ve bu gece gidecek.Onunla da görüşmem gerekiyor,"dedim mahcup bir ifadeyle.Eğer Görkem burada olmasaydı kesin giderdim.İşim olsa bile sırf Polat'ın yüz ifadesini görmek için giderdim.
"Bizim için sorun olmaz istersen arkadaşın da gelebilir,"dedi Erdem abi gülümseyerek.Aslında olabilirdi ama tabii bunun için ilk Görkem'i ikna etmem gerekiyordu."Olabilir aslında,"dedim Görkem'in sıkıntı çıkarmayacağını düşünerek.
Erdem abi kafasını salladığında Polat'a baktım.Memnuniyetsiz yüz ifadesiyle bana bakıyordu.Büyük ihtimal içinden hâlâ ne kadar yüzsüz olduğumu tartıyordu.Onun ileride pişman olacağı ne varsa yapması aşırı hoşuma gidiyordu.Çokta uzak olmayan bir zaman sonra aynı bakışlardan nasibini alacaktı.
Telefonu çıkartıp Görkem'e durumu anlatan bir mesaj yolladım.
"Oğlum sen yine kimle konuşuyorsun?"
Canalp'in sorduğu soruyla onlara döndüm.Bakışları Doruk'un telefonundayken Doruk'ta telefonu uzaklaştırmaya çalışıyordu.Çaprazında ben oturduğum için telefonu resmen burnumun dibine sokmuştu.
"Kimseyle konuşmuyorum komutanım,"dedi panik bir şekilde.Timin çapkını da kendini belli etmişti.Bir timde genellikle belli başlı tipler kesin olurdu."Oğlum en son konuştuğun kızın babası yarbay çıktmıştı.Sen hâlâ akıllanmadın mı?"
Bu olaydan büyük sıkıntı çıkmış olmalıydı ki Canalp'in sesi bu kadar sert çıkıyordu.Yarbay kızıyla konuşmakta yani biraz abartmamış mısın sende Doruk?Bu hallerine gülümsemeden edemedim.Doruk'u bu şekilde görünce aklıma direkt Burak geldi.Çok fazla benziyorlardı.
"Komutanım bu sefer öyle değil.İlk bakışta aşk,"dedi.Son cümlesini kurduğu an hâlâ burnumun ucunda duran telefonu çekip aldım."Dibime kadar soktun telefonu,"dedim kucağına fırlatarak."Kusura bakmayın komutanım,"dedi kucağındaki telefonu hızlıca alıp cebine sıkıştırırken.
Bu kadar panik olduğuna göre o kızla hâlâ konuşuyor olmalıydı."İlk bakışta aşk mı olur oğlum?"Şuan bu ortamdan hızlıca kaçmak istiyordum.İster istemez Polat'a baktığımda onunda bakışlarının bende olduğunu fark ettim ama bu sefer bakışları öfke saçmıyordu.Hayal kırıklığıymışım gibi olan bakışları yerine o bakışlarını tercih ederdim.
"İlk bakışta aşk olmaz,"dedi bana ilk bakışta aşık olduğunu söyleyen adam.Öyle mi dercesine kaşlarımı kaldırdım."Neden komutanım?"Benim soramadığım soruyu Egemen sormuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
Teen FictionBenimse gözlerim onun üzerindeydi.Boran'a dönük olan vücudumu onlara doğru çevirdim.Tam o sırada yüzümdeki peçeyi çıkardım ve Polat'a doğru yaklaştım.Polat'ın yüzündeki şaşkınlık beni güldürecek gibi olsa da ifademi düz tuttum.Sonuçta kimse yedi yıl...