14.Bölüm

1.3K 110 11
                                    

Duman-Kolay Değildir

Doruk kendini bana siper etmişti.

Doruk tamamen üstüme düştüğünde elim ayağım birbirine dolanmıştı.Böyle bir durumda soğukkanlılığımı korumam çok zordu ama beklediğimden daha hızlı bir şekilde kendimi toparladığımda ayağa kalktım ve bende kendimi ona siper ederek kolunun altından tutup evin arkasına sürüklemeye çalıştım.

Tam o anda bir kurşun sesi daha etrafa yayıldı.

Dişlerimi sıkarak sol omzuma giren kurşuna bakmayarak hareket etmeye çalıştım ama bu oldukça zordu.Sol kolumu her hareket ettirdiğimde acıyı hissediyordum.Kulağıma dolan sesleri duyabilsem de hiçbirine cevap veremiyordum.Şuan düşündüğüm tek şey Doruk'tu.

Acıdan dişlerimi sıka sıka Doruk'u çekiştirirken Polat ve Altay bir anda önümde belirdi ve hızlıca gözleriyle bizi taradıktan sonra Altay,Doruk'u koltuk altlarında tutarak evin arkasına çekti.Polat'ın bir anda bana yönelmesi ile belimden tutup evin arkasına çekmesi bir oldu.

Belimdeki elini çekince hızlıca Doruk'un yanına eğildim ve Altay'ın benden önce nabzını kontrol etmesine rağmen tekrar ve tekrar nabzını kontrol ettim."Yaşıyor,"diye fısıldadığımda sesimi sadece ben duymuştum.

Egemen hızla yanımıza gelmiş ve Doruk ile ilgilenmeye başlamıştı.Bakışlarım sadece Doruk'un üzerindeyken etrafımdaki kimseyi duymuyordum.Gözlerimin kararmaya başlamasıyla derin bir nefes alıp verdim.Sakin olmalıyım.Sakin olmalıyım.Sakin olmalıyım.

Birinin hafifçe sağ omzuma dokunduğunu hissetmemle kafamı kaldırdım."Omzuna bakmalıyız,"diyen Polat ile kafamı iki yana salladım.Şu an önceliğim bu değildi.Bakışlarım Polat'ın arkasına kaydığında hızla ayağa kalktım.

"Komutanım yakala,"Canalp'in sözünü bitirememe sebebi yere çöktürdükleri şerefsizin karnına tekme atıp yere düşürmemdi.Diğerleri Doruk'un yerde yatan bedenini gördüklerinde bu şoktan çabuk çıkmışlardı ve Doruk'a doğru koşmuşlardı.

Yerdeki şerefsize hiç düşünmeden tekmelerimi geçirmeye başladığımda iki büklüm kalması uzun sürmemişti.Her tekme attığımda omzum daha fazla acıyordu ama onun her tekme yediğinde iki dudağının arasından çıkan acı benim acımı hafifletiyordu.

"Dur artık canını acıtacaksın,"diyen Polat'ın sesi kulağıma dolduğunda geri çekilmemiştim ta ki kolunu belime dolayıp beni geri çekene kadar.Hırsla elinden kurtulmaya çalıştığımda buna izin vermemişti."Bırak!"

Polat beni evin içine doğru sürüklemeye başladığında ona karşı gelmeye çalışsam da gücüm buna yetmemişti.Beni herhangi bir odaya çuval gibi bıraktığında sinirle ona döndüm."Ne yapıyorsun ya sen!?"

"Asıl sen ne yapıyorsun!?"diye haykırdığında sesi gerçekten çok fazla çıkmıştı."Neyin var senin Gaye?"Yüzüme yüzüme bağırarak sorduğu soruyla yutkundum."Sen omzunun ne halde olduğunun farkında mısın?Kendini kan kaybından öldürtmek mi istiyorsun!?

"Sana bir şey olursa ben yaşar mıyım sanıyorsun oğlum sen?"

Zihnime dolan anlar ile olduğum yerde titredim.

2 yıl önce.

"Bak sana kimleri getirdim,"dedi karşımızda pis pis sırıtan şerefsiz bir diğer şerefsize.Bunlara iç sesimden bile adam demezdim."Oo Türk askeri.Hemde bir tanesi karı,"dediğinde anlının ortasına sıkmamı engelleyen tek etken ellerimin bağlı olmasıydı.

Ömer hızlıca öne atıldığında pis pis sırıtışlarıyla ona baktılar."Orospu çocukları."

"Atın şimdilik bunları bir odaya köpek gibi yalvarana kadar da yemek vermeyin,"dedi Ömer'in dediğine sinirlenerek."Tabi bu güzellik başka bir şeyle anlaşma yaparsa şartlar değişebilir,"dediğinde yanağıma yaklaştıracağı elini fark edip kafamı çektim ve üzüne tükürmem ile yüzüme gelen tokat eş zamanlı olmuştu.

KUZGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin