13.Bölüm

1.3K 101 11
                                    

Bir şeylerin yoluna girmesi için,her şeyin raydan çıkması gerekir bazen.-Ts Eliot

Kendime Yalan Söyledim-Seksendört

Kağan ve Pelin karşılarında beni görmenin şokunu yaşarken bende onları bu şekilde burada bulmanın şokunu yaşıyordum.İkisi de hızlıca bir kaç adım geriye attı.Pelin'in bakışları odanın içerisinde gezerken kendi çok belli ediyor olsa da Kağan için öyle bir durum söz konusu değildi.

"Çenesi kilitlenmiş de ona bakıyordum,"dedi kaçamak bakışları üzerimde gezerken.Bu dediğine gülecek gibi olsam da kendimi tutabildim."Anladım,"dedim muzip bir tonda.Bir süredir sessizliğini koruyan Kağan daha fazla dayanamamış olacak ki konuşmaya başladı.

"Sen niye geldin?"diye sordu baştan aşağı süzerken.Bir yerimde bir şey var mı diye dolaşan bakışlarıyla gayet iyi olduğumu anladığında kaşlarını çattı.

"Güzel tedavi etmişsin,"dedim Pelin'e bakıp gülümseyerek.Pelin bakışlarını kaçırdığında gerçekten utanmış gibi gözüküyordu.Revirin içerisinde biraz ilerleyip gerekli malzemeleri aldım.Kağan sinirle burun kemerini sıktığında normal halinden eser yoktu.Karşımda sinirlendiğinde ağzından çıkan her şeyi söyleyen o adam Pelin'in yanında kuzuya dönmüştü.

Revirden çıkmak üzereyken adımın seslenilmesiyle arkama döndüm."Gaye,"diyen Pelin ile göz göze gelince ne olduğunu sorarcasına gözlerine baktım."Her ne anladıysan abimin bundan haberi olmasın."

"Sen ne kadar iyi sırt tutuyorsan bende aynı o şekilde sırrını tutarım(!)"Kağan'a geçmişte yaşananları anlatan Pelin'di.Kağan ile benim aramdaki durumdan haberi var mıydı bilmiyorum ama ona her şeyi anlatanın Pelin olmama gibi bir ihtimali yoktu.

Revirden çıkıp odama doğru ilerledim ve kapıyı açıp içeri girdim.İçeriye girdiğimde bakışlarımla içeriyi taradım ama Polat'ın içeride olmadığını fark edince tekrar dışarı çıktım.

"Asker!"Koridordan geçen birine seslendiğimde hızlıca yanına gelip hazır ol pozisyonuna geçip tekmil verdi."Ömer Çetin Eskişehir emret komutanım."Elimdeki malzemeleri ona uzattım ve kafamla Polat'ın odasının kapısını işaret ettim.

"Bunları Polat Üsteğmene götür."

"Emredersiniz komutanım!"

Odaya tekrar girdiğimde burada yapacak bir işimin olmadığını fark etmem uzun sürmemişti.Odanan çıkmak için kapıyı açtığımda az önce Polat'ın odasına gönderdiğim askerin kapıya vurmak için kalkan eliyle karşılaştım.

"Komutanım Polat Üsteğmen bunları geri göndermemi söyledi,"dedi elindeki eşyaları uzatırken."Bir de bunu size vermemi istedi."Elindeki eşyaları aldığımda bir not kağıdı uzattı.

"Tamam,gidebilirsin."Elimdekileri masaya koyup katlanmış not kağıdını açtım.

"Açılan bazı yaralar yara bandı ile kapanacak kadar basit değil."

Not kağıdını avcumun içinde sıkıp masanın üzerine fırlattım.Gerçekten eller deliye biz akıllıya hasret.Şuan bunları düşünmeyi bırakıp dinlenme odasına doğru yol aldım.İçeriye girdiğimde Polat ve Altay hariç diğerleri buradaydı.

Ben diğerlerinin yanına oturduktan sonra beş dakika sonra da onlar içeri girmişlerdi.Yüzlerinde büyük bir gülümseme vardı.Altay ile göz göze geldiğimizde bakışlarından bir şeyleri anlamak zor olmamıştı.

Onlar daha yerlerine oturmadan içeriye Seren girdi.Bize yaklaştığında bakış açısında Polat vardı."Komutanım Turan Albay herkesi toplantı odasında bekliyor,"dediğinde hepimiz ayaklandık.

KUZGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin