"Hazırsanız başlıyoruz,"dedim bakışlarımı Tüccardan çekmeden.
Timdekilerin sesi kulağıma geldiğinde konuşamayanlarda başlarıyla işaret vermişti.Tek bir kişi hariç.Bakışlarım etrafta gezindiğinde Canalp ile bakışlarımız kesişti.Elindeki tepsiye baktığımda ağzına kadar dolu olan bardak gözüme çarptı.
Canalp'in de bakışları tepsiye düştüğünde benim gibi dudakları iki yana kıvrıldı."Tahmin ettiğim şey mi?"diye sordu bakışları bana dönerken.Tahmin ettiği şey olmasa da ona yakın bir şeydi.
"Gibi gibi,"dedim.Masadakilere bir şey demeden ilerlemeye başladım."Tepsiyi boşalt o hamleyi sonraya saklıyorum."Canalp tepsideki bardağı bir masanın üstüne bıraktığında bana doğru yaklaşmaya başladı.İkimizinde buluşacağı yer Tüccarın tam önüydü.
"Bana hızlıca omuz at,"dedim çok fazla yakınlaşmışken.Canalp'in attığı omuzla kendimi Tüccarın üzerine doğru bıraktım.Çarpmanın etkisiyle neye uğradığını şaşıran Tüccar masaya tutunurken ben olduğu gibi yere kapaklanmıştım.
"Hanımefendi iyi misiniz?"diye sordu Tüccar.Bakışlarımı yerden kaldırmadan ayak bileğimi tutmaya başladım.Yüz ifadem sanki üzerimden tır geçmiş gibi olduğunda mırıldanmaya başladım."Bileğim..."
"Yardımcı olayım,"dedi tutmam için elini bakış hizama getirirken.Bakışlarım eline düştüğünde kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım.Elimi uzatarak elini tuttuğumda az önce bileğimi tuttuğum ayağımın üzerine bastım."Ah,"dedim sahte bir acıyla.
"Ayağınızı burkmuş olmalısınız,"dedi ilgili bir sesle."Benden destek alın."Buradan sonradaki çorap söküğü gibi gelecekti.
"Eşim şu masada,"dedim elimle onların olduğu masayı göstererek.Hiçbirinin bakışı burada olmaması işimi kolaylaştırmıştı.Tüccar masaya doğru bakıp tekrar bana döndü."Ben size masaya kadar eşlik edeyim."
Elimden sıkıca tutup beni yürütürken bir yandan da dekoltemden gözüken göğüslerime baktığını fark etmiştim.Masaya doğru ilerlememizle Polat ve Eren'in bakışları bize dönmüştü."My love,"dedi Eren şaşkınlıkla.
"Neler oldu?"derken İngilizce konuşmaya devam ediyordu.Tüccarın bakışları ikimiz arasında dolaşırken İngilizce bildiği surat ifadesinden belli oluyordu.Elimi hâlâ tuttuğunu fark etmemiş gibi hızlıca elimi çektim.Utangaç bir şekilde ona baktığımda ağız ucuyla gülümsemişti.Yavşak.
"Ayağım burkuldu,"dedim bende İngilizce konuşmaya başlayarak."İyi misin?"diye sormasıyla kafamı sallayıp Tüccara döndüm."Beyefendi sağ olsun yardımcı oldu,"dedim minnetle gülümseyerek.
Eren'in bakışları Tüccara döndüğünde elini uzattı."Connel Wizard,"diyerek elini uzattı.Tüccar uzatılan ele baktığında bu ismi duymuş olmalı ki bakışları değişti."Adınızı duymuştum,"dedi Eren'in elini sıkarak."Miran Şahan,"diyerek kendini tanıttı.
"Ah Miran Bey,"dedi Eren yüzünde büyük bir gülümseme oluşurken.Balık çoktan oltaya takılmıştı."Sizinle tanışmak şeref,"dedi bozuk aksanla.Tüccar,Eren'in sözleri ile egosu okşanmıştı.Bu sözler onu memnun etmişti.
"Sizinle de Bay Wizard,"dedi karşı tarafı da hoşnut etmek için.Eren ile konuşurken bazen bakışları bana dönüyor,bende utanıyormuş gibi hemen gözlerimi çekiyordum."Kardeşim Adrian Wizard,"dedi eliyle Polat'ı gösterdiğinde.
Bakışları Polat'a düştüğünde,"Memnun oldum,"diyerek ona da elini uzattı.Polat'ın bakışları Tüccar'ın eline düştüğünde bir an elini sıkmayacak sandım.Polat'da adamla tokalaştığında rahat bir nefes verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
Teen FictionBenimse gözlerim onun üzerindeydi.Boran'a dönük olan vücudumu onlara doğru çevirdim.Tam o sırada yüzümdeki peçeyi çıkardım ve Polat'a doğru yaklaştım.Polat'ın yüzündeki şaşkınlık beni güldürecek gibi olsa da ifademi düz tuttum.Sonuçta kimse yedi yıl...