Chapter 5

1K 77 30
                                    

"Cici anneciim! Biricik kızın geldi!"

Merdivenlerden inen kadının bakışlarının pek sevgi dolu olmadığını fark etsede Levi sesini çıkarmadı.

"Bu kirli şeyin burada ne işi olduğunu açıklayabilir mısın yn?"

"Oww hadi ama cici annecim. Beni ve kardeşimi gördüğüne mutlu olmadın mı?"

"Ne kardeşi be! Sonunda kafayı yiyip sokaktan çocukta mı toplamaya başladın?"

"Kalbimi kırıyorsun ama anneciğim"

Kadından neferet dolu bakışlardan başka birşey alamayınca pes edip babanın çalışma odasına gittin.

Her zamanki gibi oturmuş kağıt işleri ile uğraşan baban seni görünce çatık kaşları havalandı ve güler yüzü ile yanına gelip sana sıkıca sarıldı. Sarılışına karşılık alamayınca üzüntüsünü beli etmeden ayrıldı.

"Canım kızım seni çok özledim."

"Buraya senden birşey istemek için geldim baba."

"Ne istersen söyle hemen yerine getireceğim kızım"

Masasının önündeki koltuklara karşılıklı oturdunuz.

"Bir çocuk var, ailesi vefat etmiş. Senden onu evlat edinmeni istiyorum"

"Ne!? Yn saçmalama. Ne olduğunu bilmediğimiz bir çocuğu nasıl evimize alıp soyadımızı verelim?"

"Yanlız o kadınında ne olduğunu bilmiyorduk ama soyadımızı verip evimize aldık baba."

Yaşlı adamın içine pek sinmesede senin için kabul etmek zorundaydı. Annen ölümünün üzerinden bir ay geçmeden genç bir kadınla evlendiği için aranız zaten bozuktu. Seni kaybetmekten korktuğu için daha fazla üzerine titriyordu.

"Peki kızım. Çocuk şuan da nerede?"

"Aşağıda bekliyor"

Tekrardan ana salona geri geldiniz. Levi ve Mathis yokluğunda konuşup epey yakınlaşmışlardı. İkinizin geldiğini gördüklerinde ise ayağa kalktılar. Baban Levi ile tokalaştıktan sonra Mathis'e döndü ve omzunu güven verircesine sıkı tuttu.

"Adın ne bakalım senin?"

"Mathis efendim..."

"O zaman Mathis-"

"Efendim elimden her iş gelir! Sadece bana kalıcak yer ve yemek verseniz bile yeterli"

"Mathis" Ona yaklaşıp küçük ellerini avcunun içine aldın ve ona bir daha unutamayacağı bir gülümseme verdin.

"Mathis... Senden hizmet etmeni değil benim küçük kardeşim olmanı istiyorum. Her türlü imkanı sana sunacağımdan hiç şüphen olmasın"

İnce kollarını hızla boynuna sarıp ağlayarak teşekkür etmeye başladı. Aynı şekilde sende sıkıca ona sarıldın.

Mathis'e baktığında nedense onda yıllar önce ölen, kurtarmadığın kardeşini görüyordun.

Aynı masum gözler...

––––––––––
(8 yıl önce – yn: 10 yaşında)

"Hayır! Kardeşim olmadan gidemem! O olmadan olmaz!"

"Onun için çok geç yn kabullen"

Tek istediğin kardeşinle güzel bir gün geçirmekken neden bunlar olmuştu?

Neden sur yıkılmış ve devler içeriye akın ediyordu?

Neden küçük kardeşin bir devin elindeydi?

Neden yenildiğini izlemek zorundaydın?

Eğer dadın seni çekerek gemiye bindirmeseydi seninde sonunun kardeşin gibi olması kaçınılmazdı.

Keşke o gün Sur Mariaya gitmek için hiç ısrar etmeseydin. O zaman belki kardeşin hâlâ yaşıyor olurdu, belki annen üzüntüsünden yeme içmeden kesilip yataklara düşmezdi, belki baban tekrar evlenmez ve çocukluğun üvey annenin elinde dayakla geçmezdi.

––––––––––

Zihnine dolan kötü anılardan uzaklaşıp tekrardan Mathis'e baktın.

"Mathis benim şimdilik gitmem gerek ama söz veriyorum birkaç gün sonra hemen seni görmeye geleceğim"

"Peki onee-san"

'Lanet olsun bu çocuk Arminden bile tatlı.'

Şeker komasına girmeden önce gitmek için seni bekleyen Levi'a baktın. Sessizce sizi izliyordu. Karargaha geri döndüğünüzde sana sorması gereken bir sürü sorusu vardı.

Baban evrak işlerini hallederken sende Mathis'i kahyaya emanet ettin.

Babanın sizin için hazırladığı arabaya karşılıklı bindiniz.

Kendini Levidan sır sakladığın için biraz kötü hissediyordun. Kim bilir şimdi senin hakkında neler düşünüyordu. Şımarık zengin bir velet olduğunu veya burnu havada bir tip olduğunu bile sanıyor olabilirdi.

"Kaptan-"

"Levi, senden bana Levi diye seslenmeni istemiştim"

"Levi, ben kesinlikle zengin ve şımarık bir velet değilim ve kimseye soyadımla gösterişte yapmam. Lütfen benim hakkımda kötü düşünme"

"Biliyorum. Seni tanıyorum yn ve hiçbir zamanda hakkında bu tarz düşüncelerim olmadı"

Kendikilerinin yanında daha küçük duran ellerini tutup sana hafif bir tebessüm verdikten sonra devam etti.

"Tanıdığım en nazik ve en alçakgönüllü kişisin. Aksini düşünemem."

Beklenmedik iltifatın utancından Levi'ın yüzüne bile bakamayıp teşekkür ettin. Ellerini sıcaklığı geri çekildiğinde üşüdüğünü hissettin. Ufacık bir temasınız bile içindeki ateşi harlıyordu.

Arabadan indiğinde Levi senden konuşmak için bu gece yasaktan sonra onu ziyaret etmeni istedi.Bir şey söylemeni beklemeden gitti.

Gece vakti onun odasında sadece ikinizin olacağı düşüncesi karnında tuhaf bir hiss ve yanaklarının kızarması için yeterliydi.

Şimdilik yasak saatine kadar beklemeye karar verdin.

İkigai (Yandere Levi X yn) *Bitti*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin