"Aşağılık piç! Demek ötersin ha!" Yeraltı şehrine gelmiş ve Daniel'e Thomas işini anlatan haine bir ders veriyordu. Thomas'ı öldüren kişi olduğunu bilen tek kisi, yani eski ortağı Anthony... Şuan tüm birikmiş sinirini üzerinden çıkarıyordu.
"Bi avuç para için mi öttün orospu çocuğu! Sana yolladığım paralara noldu!?" Anthony'nin konuşacak mecali bile kalmamıştı. Bağlı olduğu sandalyede ipler sayesinde oturabiliyordu. "Bana ters yapmayacaktın Tony..." bir kurşun ve artık Anthony yok...
"Başka delil yok. Sadece Tony vardı... ve öldü... Yn bilemicek, bilmeyecek.... Daniel'den de kurtulmalısın Levi..." Kendi kendine yaptığı konuşmayı eve yaklaşan adım sesleri böldü. Etrafı son kez delil var mı diye kontrol etti. "Tamam iz yok.."
Tek katlı evin camından atlayarak kaçtı. Bulduğu ilk ara sokağa girdi ve kanlı kıyafetlerini değiştirip onları yanındaki konteynerda yaktı.
Hızla yeraltı şehrinden ayrıldı. Saat henüz 5.30 kimse yokluğunu fark etmeden karargaha geri dönmeliydi.
_________________"Çayınız hazır!" Dün yaşananlardan haberin olsaydı bu kadar neşeli olabilir miydin acaba?
"Güne siyah çayla başlamak... İlginç bir alışkanlık. Yine de kötü diyemem" Karşısındaki sandalyeye oturdun ve çayı beğenmiş olması için içinden dualar etmeye başladın. Levi elbetteki meraklı bakışlarının farkındaydı.
"Çay güzel olmuş. Ellerine sağlık." Yalan değildi gerçekten de güzeldi. Petra dışında başka kimsenin demlediği çayı beğenmemişti daha önce. Sabahki olayın siniri çoktan üzerinden gitmişti bile.
"Kaptan saat 6.30 iş başı vakti" Petrayla geçirdiği anlara dalıp gitmişti. O da karşısında oturur ve birlikte çaylarını içerlerdi. Ya sende onun gibi- hayır hayır bunun olmasına izin veremezdi. Seni koruyacak ve tekrar aynı şeyleri yaşamayacak.
"Hadi gidelim"
________________"Yalvarırım mola..." Yerde boylu boyuna uzanıyordun. Tüm kasların durman için yalvarıyordu. Levi'ın hazırladığı plan gercekten çok ağırdı. Acemiyken yaptığının üç katı bile olabilirdi.
"Tch sadece bir iki ısınma hareketi yaptın" Aynı antrenmanı yapıyordunuz ama Levi'da yarulmaya dair en ufak bir belirti bile yoktu. Sonuçta o bir Ackerman.
"Isınma!? Delirmişsin, bu bir insan için çok fazla" dirseklerinin yardımıyla oturup bağdaç kurdun. "10 dakika mola yoksa ölümü bulursun" gülerek teklifini kabul etti ve oda senin yanında bağdaç kurdu.
"Levi yarın için izin isteyebilir miyim? Mathis'i görmeliyim" Mathis'i görmeyeli uzun zaman oluyordu. Eve alışabilmiş miydi? O kadın ona sorun çıkarıyor muydu? Onu rahatsız eden bir durum var mıydı? Gidip kontrol etmeliydin.
"Demek Kaptanını yanlız bırakıcaksın ha. Olur ben bütün bu işlerler tek başıma ilgilenirim." Tek başıma'nın üzerine özellikle vurgu yaptı. Sahte göz yaşlarını sildi.
"Vicdan azabı mı çektirmeye çalışıyorsun?" Omzuna hafifçe vurdun.
"İki şaka yapalım dedik. İzinlisin değerimi bil. Başka hiçbir üstten böyle ayrıcalık göremezsin bak" ikinizde gülmeye başladınız.
"O kadar iyi kalplisiniz ki sizinle çalıştığım için tanrıya şükürler ediyorum."
Bu mutlu anı da Levi'ın anıları böldü. Petrayla da böyle gülerlerdi, onunlada antrenman yaparlardı. Ölmeyeceğine söz bile vermişti... Ama şuan yok. 'Korkuyorum, ya Yn'm de giderse'
Levi'ın suratının asıldığını fark ettin. Elini omzuna koydun "Levi sorun ne?" Bir an irkildi. Sana döndüğünde yüzleriniz çok yakındı. İkinizde bu yakınlığı fark edince hızla kendi önünüze döndünüz.
"Şey... Bir sorun yok. Sadece dalıp gitmişim..."
"Be-bende birşey oldu sanmıştım. Ee diğerlerinin eğitim saati geliyor. Gitsek iyi olur" siktir neden kekelemiştin ki.
"Evet evet gidelim!" İkinizinde az önceki yakınlık yüzünden kalbi son hız atıyordu.
Terli kıyafetlerinden kurtulmak için soyunma odasına gittin hızla.
___________________"Beceriksiz veletler" Acemilerin antrenmanı da bitmişti.
"Sen fazla mükemmel olduğun için sana beceriksiz gibi geliyorlar olmasın." Biten evraklari dolaplara dizmeye başladın.
"Hiç onları bana savunma" göz devirdin. Çalan kapıyla ikinizinde bakışları oraya döndü.
"İsim ve iş"
"Sevgili arkadaşın Daniel ve seni çok özlediğim için burdayım Levicım" Levi tiksintiyle yüzünü buruşturdu. Dah önce hiç kimseden bu kadar iğrenmemişti.
"Gir" içeri girdiğinde baktığı ilk kişi sendin. Sana göz kırptıkdan sonra Levi'a baktı. Pişkin tavırlarını sende sevmiyordun.
"Yncim bizi yanlız bırakırsa seninle konuşmak istiyorum Levi" Levi burnundan soluyordu ve Daniel'e parçalayacakmış gibi bakıyordu. Seninle olan yersiz samimiyetinden nefret ediyordu. Kavga etmelerinden korksanda "Ben takımın yanına gidiyorum" deyip odadan çıktın.
"Ee Levi bir merhaba yok mu?" Masanın önündeki sandalyenin birine oturdu ve diğerine kirli ayaklarını uzattı. Levi şuan onu boğazlamamak için kendiyle savaş veriyordu.
"Yine ne var"
"Hiiç sadece bir hafta sonra sefere çıkacağımızı söylemeye gelmiştim"
"Ne istiyorsun Daniel. Yn ile ilgili değil mi?" Odadan çıkmanı istediğine göre kesin seninle ilgili bir şey.
"Thomas'ı sır gibi saklayacağıma emin olabilirsin Levicım. Ama! Bir şartla." 'Karın ağrısı belli oldu'
"Bir iki günlüğüne kaçamak yapmam gerekiyor, bana yardım etmelisin" bu sefer Eren'nin bahsettiği günlükler için olucaktı ve Daniel'in keşfi birliğinden önce o günlükleri alması gerekiyordu. Günlükleri aldığı gibi kaçacaktı. Yn'si olmadan...