Chapter 8

792 63 62
                                    

Reiner: bir anda ortadan kaybolmanız çok göze batar efendim

Berutoruto: Reiner haklı. Tekrar düşünün lütfen. Risk alamayız.

Daniel: Bi susmadınız be! Ben ne yaptığımı gayet iyi biliyorum.

Seni Levi'a kaybetmeyecekti. Ne olursa olsun kaybetmeyecekti. Eğer bu seni sonsuza kadar esir tutması anlamına geliyorsa yapacaktı. Grishanın günlükleri görevini riske atıyor olabilirdi ama umrunda değildi. Önceliği sendin. Yeteri kadar hızlı hareket ederse günlükleri de senide alıp gidebilirdi zaten.

Bu gece, bu gece tamamen onun olucaktın...
______________

"Bugün bayağı yorucuydu" yatağın üstüne çuval misali attın kendini, Levi ile daha yakın olduğunuz için mutluydun ama gerçekten yorucu bir işti.

Mikasa: Alış artık yn. Biricik heichoun ile çalışıyorsun ne de olsa.

"Ya söylediğime bin pişman ettiniz." Utançla kafanı yastığına gömdün. Bugün senin teklifinle yaptığınız kız gecesinde onlara hislerini anlatmıştın ama sürekli seni utandıracak şeyler söylüyorlardı.

Historia: Şuan biz senden daha heyecanlıyız. İlk aşkın Levi gibi bir huysuz olsa da idare edicez artık.

Sasha: O muşmula suratta ne buldun hâlâ anlamış değilim. Burda benim gibi bir güzellik dururken kendini ziyan ediyorsun.

Ymir: Dimi, Onu bırak benimle evlen yn. O ketum herif çekilmez.

"Dalga geçmeyi kesin yaa. Hem sandığınız gibi değil o. Sadece duygularını göstermekte biraz zorlanıyor o kadar" hepsi gülmeye başlayınca yastığı alıp Sashanın yüzüne attın.

Sasha: onlarda güldü, ben niye yastık yiyorum. Sashagülün suçu ne?

"Sevdiceğime muşmula surat dedin!"

Sasha: ymir de ketum herif dedi!

"Haklısın" yastığı alıp bu sefer de ymire attın.

Ymir: bu hikayede yanan biz olduk Sasha.

Mikasa: Geç oldu kızlar. Hadi kendi odalarımıza. Eniştemizden azar yemeyelim şimdi.

"Mikasa? Sende mi brütüs?" Mikasa keyifle güldü. Hepsini kapı dışarı edip yatağa attın kendini. Yarın ki maraton için erkenden uyudun. Daniel'in planından habersiz olarak...
__________________

"Levi? Bakıyorum da epey mutlusun" Biten evrakları geri almak için Hange bizzat kendisi gelmişti. Levi ile konuşması gereken şeyler vardı.

"Ne alaka şimdi dört göz?"

"Hadi ama Levi geldiğimden beri sırıtıyorsun" Sırıtmak mı? Farkında bile değildi. Sadece seni düşünüyordu.

"Ne yani gülemez miyim? Huysuz muyum? onu mu ima ediyorsun?" Nefes almadan hızla konuştu.

"Sakin ol şampiyon. Bişey demedim say. Neyse asıl konumuz yn."

"Yn?" kaşlarını çatarak bakışlarını Hangeye yöneltti. Ciddiyetle dinlediği belliydi. Hange kollarını önünde birleştirdi ve emin olmak istediği şeyi direk söyledi, "Yn den hoşlanıyorsun değil mi?" Levi'ın ardına kadar açılan gözlerinden, kızaran suratından ve telaşlanışından Hange beklediği cevabı almıştı. Konuşmasını beklemeden devam etti. "Biliyordum. Şimdi beni dinliyorsun shorty, Yn yi üzersen senin için hiç iyi olmaz. Onunla çok eskiden beri tanışıyoruz ve benim için çok değerli birisi. İkinizde çok yakın arkadaşlarımsınız ve olurki bir sorun çıkarsa aranızda kalmak istemiyorum. Bu yüzden umarım bir sorun çıkarmazsın."

Levi bıkkınlıkla nefes verdi. "Yemedik arkadaşını merak etme. Sanki sorunluymuşum gibi konuşuyorsun"

"Ben diyeceğimi dedim Levi. Yn yi üzme yeter" Evrakları da alıp odadan çıktı.
____________________

(Mikasa'nın dilinden)

"Kızlar atkımı Yn'nin odasında unutmuşum. Siz gidin ben alıp gelirim" Başlarını sallayıp herkes kendi odalarına geçti.

Bende hızla tekrar Yn'nin odasına geri gidiyordum ki koridorda Yüzbaşı Daniel'i gördüm. Beni henüz fark etmemişti çünkü elindeki küçük ilaç şişesine bakıyordu. Neden Yn'nin odasının önünde bekliyordu? İçimi tuhaf bir huzursuzluk kapladı. Sanki kötü birşey olucakmış gibi hissediyordum.

"Kaptan Daniel!" İlacı hızla cebine koydu ama şişesini çoktan görmüştüm, ne olduğunu mutlaka öğrenmeliyim. Suç üstü yakalanmış gibi panik yaptı.

"Mikasa? Birazdan yasak saati başlayacak. Neden hâlâ odanda değilsin?" İkimizde aşırı gergindik.

"Yn'nin odasında bir eşyamı unutmuştum. Onu alacaktım Kaptan" önce bana sonra Yn'nin kapısına tekrar baktı. "Peki, iyi geceler" dedi ve burdan ayrıldı. Sikeyim bu adam ne ayak!?

Yn'nin uyuduğunu görünce ses çıkarmadan atkımı alıp tekrardan odadan çıktım. Ama hâlâ içimdeki endişe gitmemişti. Aklıma hiç iyi şeyler gelmiyor. O adamın son zamandaki tavırları beni daha da endişelendiriyordu. Ne yapmalıyım..? Kaptan! Kaptana anlatmalıyım. O kesin bu işi halleder.

Uykusuzluk sorunları olduğuna göre şuan uyanık olması gerekiyordu. Zaten ofisi çokta uzakta değildi. Hızlı adımlarla ofisinin önüne geldim. O huysuz umarım bana kızmaz. Kapıyı tıklattım ama bir süre ses gelmedi. Bu saatte ziyaretçi beklemiyordu nede olsa.

"Gir" beni görünce şaşırdı. "Mikasa? Bir sorun mu var" oturduğu sandalyede dikleşip bana doğru eğildi.

"Kaptan, size Yüzbaşı Daniel ile ilgili anlatmam gereken bir mesele var." Daniel'in ismini duyunca Ciddileşti. "Yüzbaşı... Onu elinde bir ilaç şişesiyle... Yn'nin odasının önünde gördüm az önce." Bir süre düşünüyordu ki birden kaşları çatıldı, epey sinirlenmişti. "Şişeyi gördün mü?" Evet anlamında başımı salladım. Kalkıp ecza dolabında bir şişe getirdi. "O ilaç... Bu muydu?" Şiseyi inceleyince aynısı olduğunu fark ettim. "Evet, buydu. Kaptan bu ilaç ne için?" Elindeki şişeyi o kadar sıkıyordu ki parmakları şişeyi sıkmaktan bembeyaz olmuştu.

"Bir çeşit sakinleştirici. Aşırı ağırdır ve tek bir damlasıyla uzun süre uyutabilir" gözlerim korkuyla açıldı. Bu da ne demekdi? Yüzbaşı o ilaçla Yn'nin odasına neden gidiyordu?

"Kaptan... Bu ne demek oluyor?" Korku dolu ifademi fark edince biraz sakinleşmeye çalıştı. "Ben bu mesele ile ilgileneceğim Mikasa. Bunu bana anlattığın için çok sağol. Şimdi odana git yasak çoktan başladı. Biri seni fark ederse benimle olduğunu söylersin. Bu olandan da sakın Yn'ye bahsetme. Kızı korkutmayalım"

Biraz da olsa rahatlamıştım. Umarım korktuğum şey değildir. "Peki, Kaptan" Kendi odama kimseye yakalanmadan gittim ve içimi kemiren düşünceleri görmezden gelerek uyumaya çalıştım

İkigai (Yandere Levi X yn) *Bitti*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin