Chapter 19

557 41 67
                                    

"Lanet olsun!" Lora makyaj aynasının önündeki tüm ruj ve parfüm şişelerini yere serdi. "Böyle olmamalıydı!"

Eğer ailenin başına sen geçersen her şey biterdi. Başından beri amacı bir çocuk doğurmak ve mirasın o çocuğa kalmasını sağlamaktı ardından da çocuğun yaşını bahane ederek hem aileyi o yönetecek hem de tüm mala konacaktı ama önünde senin gibi bir engel varken bunu bir türlü başaramıyordu.

Keşif birliğine katıldığında ölmen daha kolay olacağı için sevinmişti ama bırak ölmeyi rütbe kazanmış ve üstüne üstlük saygın bir askerle evlenecektin böylece kendi çocuğunun bir değeri kalmamış oldu.

"Başka çarem kalmadı..." Ölmek zorundaydın. Senden başka türlü kurtulamazdı. Çekmecesinin gizli bölmesinde sakladığı zehiri eline aldı. "Bir gün sana ihtiyacım olacağını biliyordum." Zehir, her gün azar miktarda verildiğinde kurbanı hastalıktan ölmüş gibi gösterecekti. Ama zehiri sana nasıl içirecekti?

"O kız becerebilir mi acaba?" Malikânede kendisine tamamen bağlı tek bir hizmetçi vardı ama basit bir seviyede olduğu için başaramama gibi bir ihtimal de söz konusuydu.

"Ne olacaksa olsun umurumda değil. Yeter ki geberip gitsin." Lora her şeyi göze alarak planını yürürlüğe koymaya karar verdi. Öfkesi mantıklı düşünmesin engelliyordu o yüzden risklerle dolu bu planını anlatmak için hizmetçisini yanına çağırttı.

"Beni çağırmışsınız hanımım." Hizmetçi başını hafifçe bükerek yere bakıyordu. "Bana sadıksın değil mi?" Lora kızın karşısına geçti. Saçı ve kıyafetleri dağılmış bir şekilde epey ürkütücü bakıyordu. Kız olduğu yerde titremeye başladı. Bir hatası mı olmuştu? Hanımı ona mı sinirlenmişti?

"Hanımım bir kusurum mu oldu?"

"Hayır... Sadece senden bir iyilik istiyorum."

"İyilik?"

"Evet, Yn'nin yemeklerine bu zehirden eklemeni istiyorum. Küçük cam şişeyi kızın eline tıkıştırdı. "Ha-hanımım ben yapamam-"

"Paraya ihtiyacın vardı değil mi? Eğer dediğimi yaparsan seni tüm borçlarından kurtarırım."

"Ama..."

"Bir şey olmayacak, sen sadece dediğimi yap." Kız bir Lora'ya bir de elindeki şişeye baktı. Para için seni öldürebilecek miydi? Buna cesareti var mıydı?

"Ben... Nasıl isterseniz hanımım..." Karşı çıkma gibi bir şansı olmadığı için Lora'nın teklifini kabul etti. "Çok güzel. Sadece her öğününe iki damla ekleyeceksin. Yapabilirsin, değil mi?"

"Elbette hanımım..."

•°•★•°•

"Hızınıza gerçekten yetişilmiyor. Yn ne ara Rotscloud oldu? Siz ne ara aşık olup evlilik kararı aldınız? Kız kaçırma olayından bahsetmiyorum bile." Hange, Levi'ın anlattıkları karşısında aşırı bilgi yüklenmesi geçirdiği için kafası karışmıştı.

Şu an Levi'ın ofisinde karşılıklı oturuyorlardı. Hange her şeyden en son haberdar olan olduğu için Levi'a ve sana kızgındı. Levi ise ne yapacağını bilemediği için Hange'den yardım istiyordu.

"Oldu bir şeyler işte. Şimdi sen düğüne yardım edecek misin onu söyle."

"Rahatlığına hayranım Levi. Sanırsın her gün düğün yapıyorsun." Levi göz devirdi. "Gayette heyecanlıyım bir kere." Hange cidden mi diyen bakışlarını Levi'a dikti. "Ay, her neyse. Bari ilk çocuğunuzun adını Hange koyun da emeklerim bir işe yarasın."

"Önce bir evlenseydim."

"Kes, ikinize de sinirliyim zaten. Hiç bir haltınızı gelip de bana anlatmadınız mal gibi kaldım şurada."

"Bir dahakine rapor tutar eline veririm olur mu?"

"Iy, istemez. Günde kaç kez seviştiğinizi okumak istemiyorum."

"Hange!" Hange birden aydınlanma yaşadı ve şaşkın gözlerini Levi'a dikti. "Bir saniye... Siz ormanda tekdiniz... Yoksa..." Levi'ın yüzü gittikçe kızarıyordu. "Saçmalama! Yok öyle bir şey!" Hange gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Tamam tamam anladım."

"Oi Hange!" Hange'nin gülüşmelerini ve Levi ile dalga geçmesini bölen tıklanan kapı olmuştu. "Gir."

Giren yaşlı kadın yaşına rağmen dimdik duran zarif ve bilge birisiydi. Rotscloud ailesinin üyelerinin yıllarca dadılığını yapmıştı. Şimdi ise evlilik işleriyle ilgilenmesi için baban tarafından görevlendirilmişti.

Levi bu kadının önemi hakkında senden birkaç şey dinlemişti. "Buyrun lütfen." Levi ayağa kalkıp eli ile masanın karşısındaki sandalyeyi işaret etti. Kadın donuk bakışlarında ödün vermeden gösterilen yere geçti.

Levi ilk kez birisinden gerildiğini hissetti, söz konusu sen olunca her şeyde tedirgin oluyordu. "Size imzalamanız gereken sözleşmeyi getirdim."

"Sözleşme?"

"Evet, Yn'nin geleceğinin güvence altına alınması için. İsterseniz maddeleri okuyun önce." Kahverengi A4 boyutundaki zarfı Levi'a uzattı. Levi zarfın içindeki tek yaprağı eline aldı. Beklediğinin aksine uzun uzun detaylı maddeler yoktu. Kısa ve öz bir kaç şart."

Kısa bir göz geçirdi. Olası bir durumda tarafların boşanmasını kolaylaştıran, Levi'ın Yn'yi kullanarak servete konmasına engel olacak ve olur da boşanırlarsa var olan çocuğun ya da çocukların Yn'de kalacağına dair birkaç madde vardı. Levi'ın aleyhine bir durum olmadığı için rahatladı. Daha ürkütücü şeyler bekliyordu.

Masanın üzerinden kalemini alarak imzaladığı kağıdı tekrar zarfa koyarak kadına uzattı. "Söylemem gereken son bir şey daha var."

"Dinliyorum."

"Düğün hazırlıkları ve Yn'nin ailenin başına geçmesinin hazırlıkları bir hafta sürecek bu süreçte sizin de malikanede konaklamanız rica ediliyor."

"Henüz evlenmeden oraya gelmem doğru mu?"

"Bay Rotscloud sizinle daha çok vakit geçirmek istediğini söyledi. Sonuçta onun tek ve biricik kızı ile evleneceksiniz kızını kime emanet ettiğini bilmek istiyor."

"Anladım."

"Yarına kadar hazır olun lütfen, sizi almaya bir araba gelecek." Kadın ayağa kalkarak Levi'ı selamladı ve zarfı da alarak tekrar geri gitti.

"Vay be, turnayı gözünden vurdun Levi. Artık zenginsin."

"O yüzden bana yaranmaya bak." Hange duygulanıp Levi'a sarıldı. "Oy sen büyüdün de evleniyor musun?"

"Darısı senin başına."

"Tövbe de. Ben bekar ve mutluyum ama sen hele bir çocuk olsun bakalım nasıl sürüneceksin."

"Kıskanıyorum demiyor da." Hange arkadaşını nadiren böyle gülümserken görürdü. Levi için en iyisini dileyerek ona son bir kez daha sarıldı ve kendi işlerinin başına geçti.

İkigai (Yandere Levi X yn) *Bitti*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin