Chapter 3

1.3K 98 198
                                    


Çok geçmeden hemen uykuya daldın ama sen uyurken odanın kapısı açıldı ve içeriye sarhoş bir Levi girdi.

Yalpalayarak başucuna kadar geldi ve bir süre seni izledi. Uyurken kollarını yastığına sarmış ve iki dizinide karnına doğru hafif bükmüş bir şekilde yatıyordun. O an daha ne kadar masum görünebileceğini düşündü.

Önünde diz çöküp yüzlerinizi aynı hizaya getirdi. Duyamayacağını bilsede fısıldadı.

"Vücudun da ellerin kadar sıcak mı?"

Yüzünü kaplayan bir tutam saçını kulağının arkasına koymak için elini uzattırken birden durdu.

"Ne yapıyorum ben? Onun gibi ilahi bir varlığa benim gibi iğrenç bir yaratık dokunabilir mi? Kirli ellerimle onuda kirletemem."

Herne kadar onun için gerçek bu olsada içindeki ateşi söndürmek için sadece sana dokunmalıymış gibi hissediyordu.

Bir şekilde yavaş yavaş ayılmaya başlayınca hızla kapıdan çıkıp kendi odasına doğru gitti.

Senin odanın koridorunda elindeki dosyayı sinirinden ve kıskançlığından sıkan Daniel de Levi'ın peşinden onun odasına girip yakasına yapıştı.

"Ne yaptığını sanıyorsun lan sen! Sapık herif!" dedi ve Levi'ın yüzüne yumruk attı. Ağzındaki kanı tükürdüktem sonra Levi da aynı şekilde karşılık verdi.

"Sanane lan!" Yerde Levi Daniel'in yüzünü yumruklarken Daniel birden Levi'ı altına aldı ve kavgaları yüzünden kırılan içki şişesinden bir parçayı alıp Levi'ın sol koluna sapladı ardından kendisi onu yumruklamaya başladı.

Levi biraz da olsa hâlâ içkinin etkisinde olduğu için karşılık vermekte zorlanıyordu.

"Yn den uzak duracaksın!" dedi ve daha sert vurmaya başladı Daniel.

"ASLA!" dedi Levi yediği yumrukların arasında

"Levi bu dosyaları imza-" yerde birbirinizi yumrukladığınızı gören Hange hemen ikinizi ayırdı.

"Ne yapıyorsunuz lan siz!? Nerede olduğunuzun farkında mısınız!? *Masadaki bitmiş içki şişelerini görür* Cidden mi Levi?"
Hange Danieli odadan çıkarttıktan sonra Levi kendini koltuğa attı. Hange ise ilk yardım setini almaya gitmişti.

"Bir açıklama yapacak mısın Levi?" dedi Levi'ın patlamış dudağı ile ilgilenirken.

"Önemli bir şey yok"

"Önemli bir şey yok! Öyle mi? Birbirinizi öldüresiye yumrukluyorsunuz ama önemli bir şey yok ha! Umarım bu işin altından da yn çıkmaz" Levi bir anda oturduğu yerden kalkıp Hange'nin yakasından tutup onu kendisine yaklaştırdı.

"Sana. bişey. yok. dedim." Hange'nin dolan gözlerini farkedince Levi kendisine geldi. 'siktir ne yapıyorum ben?'

"Ha-hange ben özür-" Levi daha sözünü tamamlayamadan Hange Koşarak odadan çıktı.

Ertesi sabah ne Levi'ı ne de Hange'yi yemekhane de gördün.

"Şey çocuklar Kaptan ve Hange neden yoklar?"

Connie: "ohooo bunun dünyadan haberi yok"

Jean: Olanları duymadın mı?

Historia: Kaptan Levi ve Yüzbaşı Daniel çok fena kavga etmişler. Hange-san gelip onları ayırmış.

"Ne!?" Fazla sesli konuştuğun için yemekhanedeki herkes dönüp sana baktı. Bu sefer daha kısık sesle konuştun. "İyi de neden?"

Eren: O ikisi zaten anlaşamıyordu bu aralar.

"Sey...benim bir işim vardı...şimdi hatırladım. O yüzden hemen gitsem iyi olur." Yemekhaneden çıktığın gibi Levi'ın odasına gittin ve her zamanki gibi kapıyı tıklattın.

"Hangi lanet olası canına susadı?" Kapıyı bir hışımla açtığında Levi'ın öfkeli bakışlarına maruz kaldığın için korkmaya başlamıştın ama Levi senin geldiğini görünce hemen sıcak bir gülümseme sunmaya çalıştı.

"Ah yn sen miydin? ne için gelmiştin."

"Sanırım rahatsız ettim en iyisi gide-"

"Hayır! Yani...içeri gel lütfen"

Dün akşamki kavganın dağınıklığını Levi toplamış ve şimdide pansumanını yapıyordu.

"Yn... pansumanımı yapamadım da benim için sen yapar mısın?" Yalan. Ona daha fazla dokunman ve kutsal ellerinle onuda kutsamanı istediği için yalan söyledi.

"P-peki efendim"

Üzerindeki tişörtü omzuna kadar sıyırıp koltuğa oturdu. Kolundaki yaranın çok derin olmadığını görünce rahatladın.

Pamuğa şişedeki ilaçtan biraz döküp yaranın etrafına hafifçe bastırdın. Levi'ın sızlamasını duyduğunda üfleyerek pansumana devam ettin.

Soğuk nefesini hissedince Levi yüzünün kızarmasına karşı koyamadı. Dudaklarına kapılmıştı ve öpebilmeyi istiyordu.

Pansumanı bitirdikten sonra sordun.

"Efendim bunlar nasıl oldu. Neden kavga ettiniz?"

"Artık önemli değil *sol elini avucunu öptü* sonuçta beni sen tedavi ettin. En kısa sürede tekrar iyileşeceğim."

Kalbin son hızda atarken ikinizde çalan kapıya döndünüz. Elini panikle çekince Levi içinden gelen kişinin zamanlamasına lanet etti.

"İsim ve iş"

"Eren ve sizi deneylere katılmanız için çağırmaya geldim."

"Git. geliyorum şimdi."

Eren içeri girseydi arkadaşlarına nasıl bir açıklama yapacaktın. Onlara yalan söylemiştin eğer seni Levi ile görseler kesin soru yağmuruna tutarlardı.

"Kaptan izninizle ben çıkıyorum" başını eğip selam verdikten sonra hızlı adımlarla odadan çıktın.

Kimseye yakalanmaya çalışarak deneylerin yapılacağı alana gittin. Erenlerde yeni gelmiş görünüyordu. Koşarak yanlarına gittin.

Sasha: Sonunda gelebildin yn. Eğer biraz daha geç kalsaydın seni aramaya gelicektik.

Mikasa: Neredeydin? Seni odanda bulamadım.

"Hange-san'a bakmaya gitmiştim."

Eren: Bir şans öpücüğü yok mu bana *mikasaya bakar*

Jean: Çok istiyorsan ben sana verebilirim.

Eren: Jean...Bi siktir git.

Yavru köpek bakışlarını sana yöneltti "Ynnn~~" Bu bakışı biliyordun. Onu yanağından öperek istediğini verdin.

"Buraya siz fingirdeşin diye mi geldik!?" Kaptan Levi sinirli bir şekilde Erenin üzerine yürürken Mikasa hemen öne atıldı.

"Özür dileriz Kaptan. Bir daha olmayacak"

Nihayet Hange geldiği için ortamdaki gerginlik dağılmıştı.

"Bana ve yn ye daha fazla gerek olmadığını düşünüyorum"

Cevap beklemeden bileğinden sıkıca tutup peşinde senide sürüklemeye başladı.

İkigai (Yandere Levi X yn) *Bitti*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin