"Afiyet olsun." Lora'nın hizmetçisi ondan aldığı emre dayanarak içine zehir kattığı çayı senin önüne koydu. Küçük kurabiye ve keklerle donatılmış masanda Levi'ı bekliyordun, geç kalacağını söylemiş ama neden geç kalacağını anlatmamıştı. "Teşekkürler, gidebilirsin." Kupanın kulpunu ince parmakların ile kavradıktan sonra tam bir yudum alabilmek için ağzına götürmüştün ki bileğini birisi birden kavradı ve birkaç damla çayın eteğine dökülmesine neden oldu.
"Çayı bırak Yn." Başını kaldırıp hemen arkandaki Levi'ı gördün ama gözleri kinle hizmetçi kızın üzerindeydi. "Levi ne oluyor?"
"Bu küçük beyinli seni zehirlemek istedi." Ne cüretle benim Tanrıçama...
Zehir mi? Kim neden seni zehirlesin ki? "Ne!?" Oturduğun yerden hemen kalkıp korkudan eli ayağına dolaşan kıza baktın.
"Be-ben yapmadım-"
"Kapa çeneni aptal beyinli! Söyle kim istedi?" Levi kızın boynunu sıkıca kavrayıp masanın üzerine sırtını çarptı ve arka cebinden çıkardığı kelebeği boynuna dayadı. "Konuş yoksa kanın akar!"
"Levi bekle!" Levi'ı tutmak istesen de ne yapacağını kestiremediğin için ona yaklaşamıyordun. Üstelik sinirden köpüren hâli seni bile korkutmuştu.
"Konuş!" Levi bıçağı kızın boynuna daha fazla dayadığında derin olmayan bir çizikten kan akmaya başladı. "Bağışlayın beni nolur!"
"Konuşmayacaksan burada bitiyor." Levi kızın üzerine eğilmişken dikleşip bıçağı daha sıkı kavradı. "Yapmayın!"
"Konuş!"
"Lora hanımdı! O zorladı beni!"
"Tahmin etmiştim." Kızın boynundan bıçağı çekip yere düşmesine izin verdi. "Bu kuş beyin bir daha bu eve adımını atmayacak." Sesleri duyunca yanımıza gelen yaşlı bahçıvan ve oğluna kızı ayağıyla itip götürmelerini emretti. "Pe-peki Bay Ackerman."
"Levi ne oluyor?.." Hâlâ olayın şokunda olduğun için kafan karışmıştı. Az önce ölecek miydin?... Korktuğunu gören Levi yere dökülen tabakların üzerinden geçip sana sarıldı. "Sorun yok, ben seni koruyacağım."
"Bu nasıl?..."
"Lora mirasın sadece kendi çocuğuna kalmasını istiyordu bu yüzden yapmış olmalı ama üzülme meleğim ben o kadından da kurtulacağım." Son cümle seni kendine getirmişti. "Kurtulmak?"
"Senin için sessiz bir şekilde öldürebilirim istersen-"
"Hayır! Saçmalama Levi. Ne olursa olsun karnında benim kardeşimi taşıyor." Levi bir süre düşündü. O bebek sana sorun çıkarırken neden onu düşünüyordun ki? Öyle bir kadının çocuğunu kardeş olarak kabul etmen ona tuhaf gelmişti. Sanırım ilk önce bebekten kurtulmalıydı...
"Ben halledeceğim."
Levi sana odana kadar eşlik ettikten sonra çoktan olanları işitip sinirden çıldıran adamın yanına gitti. Baban böyle bir şeyin yaşanmasına inanamıyordu, evindeki kendi beslediği hizmetçilere de mi güvenmeyecekti artık?
"Bay Rothschloud." Levi saygıdan başını eğip selam verdikten sonra hemen yandaki gerginlikten tırnaklarını kemiren Lora'ya keskin bakışlarını çevirdi. Lora bu kısa süreli göz temasından tirtir titremeye başlamıştı bile.
"Ne demek oluyor bu Levi!? Nasıl olur!? Kim yapar!?"
"Kız sadece para karşılığı tanımadığı birisinden bu emiri aldığını söyledi. Düşmanlarınızdan birisi yapmış olmalı." Şimdilik babana anlatmayacaktı çünkü eğer anlatırsa Lora hapse düşer ve evden uzaklaşırdı ama onun istediği bu değildi. Bu fahişeyi gebertmeden kanı soğumayacaktı...