16. Bölüm

8 6 0
                                    

Bella:
— Evet Thomas, odada sadece ikimiziz. Bana her şeyi anlatmanı ve arkadaşlarımı bırakmanı istiyorum.

Thomas:
— Bella, belki kabullenmekte zorluk çeke bilirsin. Ama burası benim çöplüyüm. Beni burada ne kadar tuta bilirsin? 10...15...dakika. Boyunu aşacak işler yapma, güzel yiğenim. Sana zarar gelmesini istemem.

Bella:
— Doğru, seni burada uzun süre tutamam. Fakat sen projeni gerçekleştirmeden bu projenin, ya da senin başına bir şey gelmesini istemiyorsundur her halde. Bunu yapabilmem içinde bu süre yeterli.

   Thomas:
   — Ne istiyorsun? Neyi öğrenmek istiyorsun?

   Bella:
   — Babama ne oldu? Sen amcam olduğunu söylüyorsun. Eğer öyleyse bir şeyler biliyor olman gerek.

   Thomas:
   — Sen daha yeni doğmuştun. Babanla bu projeye birlikte hayat verecektik. Baban en çok senin için bunu yapmak istiyordu. Sana bir gelecek vere bilmek için. Lakin planımızda bazı pürüzler yarandı. Her şey tıkırında işlerken annen bizi ihbar etti. Dünya konseyi o zamanlar yeni gelişiyordu.

Bella:
   — Sen ne anlatıyorsun? Ne geleceyinden bahsediyorsun ya? Sizin yaptığınız geleceyi yok etmekten başka bir şey değilmiş.

   Thomas:
   — Öyle düşünüyor ola bilirsin. Ama sanki Dünya Konseyi çok mu iyi, ha, Bella?! Etrafına bir baksana. Mutsuz insanlarla dolu. Biz bu teknolojiyi geliştirmemizdeki esas amaç insanların özgür olması idi.

   Bella:
   — Deliricem, gerçekten deliricem. Ya siz insanları öldürüp kopyalarını yerine geçiricektiniz. Şimdi de aynı şeyi yapmıyor musun ya?! (sinirle güler)

   Thomas:
   — Hayır, baban hiç bir zaman bunu kabul etmedi. O bu kopyalardan savaşlarda kullanmayı falan düşünüyordu. Daha barışcıl bir dünya hayal ediyordu. Yani insanlara dokunulmayacaktı.

   Bella:
   — Bir dakika. Annem ben doğduğumda öldü. Ailem bana böyle anlatdı. Sizi nasıl ihbar etmiş ola bilir? Bu söylediklerinin yalan olmadığını nereden bileceğim?

Thomas:
— Malesef yalan değil. Koruyucu ailene ben böyle söylediyim için sana da öyle anlatmışlar. Baban tüm suçu üstlendi. Bizim yaptığımızı insanlığın sonu, ya da daha çok onların sonu olacağını düşündükleri için babanı öldürdüler. Ben bir şekilde saklandım, çünkü benim için geleceklerini biliyordum.

Bella:
— Peki annem? Nerede o şimdi? Ona noldu?

Thomas:
— Bunu bende bilmiyorum. Bir şekilde beni bulup seni bana bırakmıştı. Ben henüz ortalarda dolanamıyorken sana bakamazdım. Bende çareyi koruyucu ailede buldum. Annendense hiç haber almadım.

Bella sarsılmış şekilde:
— Sende şimdi beni mi kullanıyorsun?!

Thomas:
— Ben seni kullanmıyorum. Babanda bu projeyi bitirmemizi isterdi. Yanımda olman onu mutlu ederdi.

Bella:
— Ben bunu yapmayacağım. Daha üç günlük tanıdığım bir adama güvenmeyeceğim. Annem haklıydı, bu insanlığın sonu demek. Bunu anlamayacak kadar aptalsınız, ya da anlamak işinize gelmiyor. Babamda sende!

Thomas:
— Yanılıyorsun. Biz bunu başara bilirsek tarihte adımızı yazacaklar, her kes bize saygı duyacak. Sanki şimdiki durumumuz çok mu iyi? insanların robotlardan ne farkı var? Söylesene Bella! Etrafımız bunlarla dolu. Her gün aynı sabaha uyanmaktan bıkmadın mı??

Bella:
— Sen intikam alıyorsun. Onca kaçak senenin intikamını. Bu hayatın bazı kuralları vardır, bunları çiğnersek felaket olur. Bir değişiklik istiyorsan farklı yoldan gitmelisin.

Thomas:
— Ben istediğimi almadan durmayacağım. Sen yanımda olsanda olmasanda. Zarar görsende görmesende. Şimdi git! Seni burda görmesinler.

"Efendim, iyi misiniz? Alarm çaldı az önce".

Thomas:
— İyiyim. Çıkın dışarı. Bir dahaki sefere işinizi daha doğru-düzgün yapın.

"Baş üstüne!!!"

————————————————————————

   Bella:
   — Her kes beni dinlesin!

   Adrian:
   — Bunca vakit neredeydin? Kayboldun, merak etdim. O adam sana bir şey yaptı sandım.

   Bella:
   — O bana bir şey yapamaz, merak edecek bir şeyde yok. Thomasın yanından geliyorum. Önemli bir şey gördüm.

   Michel:
   — Bella, senin orda ne işin var?! Bize haber vermeden tek başına neden gitdin?! Ya bir şey yapsaydı.

   Adrian:
   — Michel haklı. Ne işin vardı senin orda?

   Bella:
   — Bu kadar yeter, ha? Çocuk değilim. Kendimi koruya bilirim. Esas konumuza geçelim diyorum.

     "..."

   Bella:
   — Güzel. Devam ediyorum. Ben odaya girerken masada bir bilgisayar vardı. Bir oda izleniyordu. Oraya girmemiz gerek. Bir tek o odanın izlenmesini Thomas kendi takip ettiğinden onun için çok önemli olmalı.

   Cara:
   — Nasıl?

   Bella:
   — Ne nasıl?

   Cara:
   — Odaya nasıl gireceğiz? Burada kaç ona benzer oda vardır. Nereden bileceğiz hangi oda olduğunu?

   Bella:
   — Kapının üzerinde numara yazıyordu. No1408. Akşam vakti odanın tam olarak nerede olduğunu, başında kaç kişinin durduğunu, kameraların gece çalışıb çalışmadığını, en önemlisi gece vaktide izlenip-izlenmediyini öğrenmemiz lazım. ilk önce tüm bunları teftiş etmemiz gerek.

   Cara:
   — Ben ve Alex gideriz ilk.

   Alex:
   — Ne?? Delirdin mi?! Ben yapamam, yakalanırız.

   Cara:
   — Sus be bi. Bir şey yapmayacağız. Altı-üstü odanın etrafında dolanıp geri döneceyiz.

   Alex:
  — Bak gerçekten ben olmaz. Sen benle yapamazsın. Bıktırırım seni.

   Michel:
   — Amma uzattın he. Korkuyorsan direk söyle.  Ne mızmız bir şey çıktın sen ya. Geldiyimizden beri saklanacak delik arıyorsun. Her şeyden sıyrılmalar falan. (Dalga geçer)

   Ortamdaki ciddiyet bir an için bozulur. Her kes gülüşmeye başlar.

   Alex:
   — Ne korkucam ya. Ben Cara için diyorum. Zora gireriz diye benim yüzümden.

   Michel (dalga geçer):
   — Yok be. Senden iyi kimi bulacak burada. Dimi Cara?

   Cara:
   — Dimi dimi. (Cara Alex'in kulağına yakınlaşarak) korkarsan ben varım. Arkadan bana tutunmana izin veriyorum. Elimi de tuta bilirsin. Orası sana kalmış.

   Her kes duyar. Gülüşmeler.
   Alex kendini bu durumdan kurtarmak için çabalar.

   Alex(utanmış tavırla):
   — Korkmuyorum dedim ya kızım. Ne uzatıyorsun.

   Cara Alex'e göz kırparak uyumaya gider.

   OY VERMEYİ VE FİKİR BİLDİRMEYİ UNUTMAYIN!🙃

Deneyler - gizli aşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin