18. Bölüm

7 6 0
                                    

Mıchel:
— Bu ne zamandır böyle?

   Adrian:  — Baksanıza, üzerinde tarih yazıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   Adrian:
  — Baksanıza, üzerinde tarih yazıyor. 20.12.3976.
Alex:
— Hiç yaşlanmamış gibi durmuyor mu? Garipmiş.
Bella:
— İsim falan yazmıyor mu?
Adrian:
— A evet yazıyor. Glory Grace.
Steve:
— Glory Thomas... Glory Grace...
   Bella:
   — Ne dedin?
   Steve:
   — Amcan ve bu şişenin içindekinin soyismi aynı. Sen ne zaman evlatlık verildin?
   Bella:
   — 20.09.3976...
   Steve:
   — Yani amcan seni evlatlık verdiyi tarihle bu deneyin başlatıldığı tarih aynı. Bu da demek oluyor ki, annen şu anda karşımızda.
    Bella:
    — İyi de Thomas onun nerede olduğunu bilmediyini söylemişti. Şerefsiz! Ona hiç güvenmemem gerekirdi. Bu şeyi nasıl kıra biliriz?
Michel:
— Bella, aceleci davranma. Nasıl çalıştığını bile bilmiyoruz. Zarar vere biliriz. Thomas bunu yaptıysa o bir yolunu biliyordur.
Alex:
— Söylemez ki, o?!
Michel:
— Salak, zaten bende kolaylıkla söyler demedim. Kontrol bizde olmalı ki, bizde istediyimizi alalım. Yardıma ihtiyaç var.
Cara:
— O sesler neydi?
Alex:
— Bastılar mı bizi?
Hardy:
— Dışarısı kuşatılmış. Buradan hayatta çıkamayız.
Alex:
— Hepimiz öleceyiz. Ben henüz ölemem. Hayır, ben... ben... ölmek istemiyorum.
Cara:
— Kes be. Böyle zırlarsan zaten öleceksin. Bizi de öldürteceksin.
Bella:
— Ya şimdi, ya da hiç bir zaman. Gidelim.
Alex:
— Ne demek istiyorsun. Durun beni dinleyin mutlaka bir yolu vardır. Hem o senin amcan.
Bella:
— Sence böyle bir şeyi öğrendiğimizi bildiyi için bizi sağ bırakır mı? Her kes hazır mı? Esas cephane odada. Oraya kadar dayanın.

"Her kes yerini alır. Çok kızgın bir dövüş başlar. Kurşunlar havada uçuşur. Düşmanı tuzağa çekmeyi başarırlar. Kurşunu biten Bella eski üsul silahı yere atarak. Kılıçla saldırır. Eski zamanların dövüş üsulu olsa da, Bella hepsinde ustalaşmıştı."

"Ortalık kan gölüne dönmüştü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ortalık kan gölüne dönmüştü. Bella dövüş alanını terk eder. Ve Thoması aramaya gider."

Bella:
— Thomaaas neredesin? Thomaaas... seni bulucam bok çuvalı. Bekle beni.
Thomas:
— Sanırım kaçınılmaz sona geldik, ha? Sana da böylesine bir ölüm yakışırdı.
Bella:
— Ben değil, ama sen bu gün hiç olmadığın kadar acı çekeceksin. Ellerimle öldürücem seni. Kafanı kesip bu konseyin kapısından asıcam.

"Dediği anda Thomasa darbe endirir."

   Thomas:   — Bu iyiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Thomas:
— Bu iyiydi. Fakat söylediklerini yapman için yeterli değil.
Bella:
— Sana tek bir soru sorucam. Bana neden yalan söyledin? Annemden haber almadığını söylemiştin.
Thomas:
— İlk deneyim nasıldı? Sevdin mi? (Büyük bir kahkaha atar)
Bella:
— Şerefsiz!!!- diye bağırarak kılıçla kafasını gövdesinden ayırır.

"Arkadaşlarının yanına döner. Her kes perişan olmuştur. Dayanacak güçleri kalmamıştır. Bir anda sesler gelmeye başlar. Sanki deprem oluyordu."

   Michel:
   — Tad?
   Tad:
   — Beni özlediniz mi?
   Alex:
   — Sadece Tad gelmemiş birde bir sürü adam getirmiş. Vay canına kurtulduk. Neden bu kadar geç kaldın?

   "Tadin havalı girişinden sonra Grace kurtarmak için odaya girdiklerinde deneyin uyandığını görürler."

   Tad:   — Yok artık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   Tad:
   — Yok artık. Buda ne?
   Cara:
   — Tad tepkin normal. Şimdi çözümünü bulman lazım. Baksana haraket ediyor. Biz gördüğümüzde böyle değildi.
   Tad:
   — Bunu kim yapmış? Kim yapmışsa o halletse olmuyor mu?
   Alex:
   — Bellanın a... (her kes ona döner) Hayır eee, Thomas diye birisi. Sahi ya o nerede? Bella sen bir ara gözden kayboldun.
   Bella:
   — Şey... şey oldu?
   Tad:
   — Ne oldu? Söyler misin artık. Çatlatma adamı. Bir şey yaptın sen kesin.
    Bella:
    — Öldü.
    Michel:
    — Nasıl yani öldü?
    Bella elindeki kılıça işaret ederek:
    — Bununla. Kafasını...
    Michel:
    — Tamam, tamam daha fazla devam etme. Tad sen halledeceksin.
    Tad:
    — Daha önce hiç böyle bir şey üzerinde işlememiştim. Bu şeyi böyle götürmemiz gerekecek.
   Bella:
   — Şey değil o. Annem!

Deneyler - gizli aşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin