KAMBUR

44 11 79
                                    

Herkese ilgisi için çok teşekkür ediyorum. Hepinize benden bolca çiçek 🌸
Hazırlayın kahvenizi,keyfini çıkarın ❤️
___________________________________________

"Bunca yükü nasıl olurda ucundan ben tutmak isterken bile inatla sadece kendi sırtına kambur ediyorsun ? Sence hangimiz kendisine daha fazla haksızlık ediyor? Konuşmaman canımı acıtmıyor anla artık. Konuşmayarak canımı yakmaya çalışma. Altı koca yıl. Lanet olsun. Altı koca yıldan bahsediyoruz. Zaman ilaç değil demedim mi sana ? En fazla 12 saat sızacaksın,sonra tekrar kanayacaksın demedim mi ? "

"Kanama diyorum,duyuyorsun,duymamak için bu kulaklarını tıkamaların niye ? Kimseyi altı saat öncesi için bile yargılamazken, altı yıl öncesini kendine kabus yapmaların niye ? Herkese çiçek açıyorsun,beni görünce, dikenine bile muhtaç olduğumu bile bile,dikenini dahi saklamaların niye ? "

Konuşuyordu,hiç durmadan konuşuyordu. Emir olarak da,Emir Hoca olarak da. Bu hayatta her ne kimliğe sahip olursa olsun,bulur bir yolunu o kimliğiyle de konuşurdu. Hiç şüphem yok. Konu ben olayım yeter. Hala,hala,hala...

"Sus artık!" Diye bağırdım. "Derdin ne senin ? Beni delirtmek falan mı ?"

Umrunda olmadı. Aksine daha da ard arda sıraladı tüm cümlelerini. Ne konuştuğunun hiç bir önemi yoktu. Vardı ya da. Belki de tam söylediği gibi tıkıyordum kulaklarımı duymamak için.

O da biliyordu,hatta çok iyi biliyordu. Bir halta yaramayacak. Şimdi ne söylerse söylesin,burdan çıkacağız,ve ben sadece zorunda kalırsam odasının kapısını aşındıracağım-ki çok sık mecbur kalıyorum,ya da mecbur bırakılıyorum bilemem-cümleme yine 'Emir Hocam' diye başlayacağım.

"Kalk hadi" dediğini duydum.

Burdan anlayalım ki,bende şimdi farkediyorum,ben her ne söylüyorsa duyuyorum,tehlike sezmediğimde tepki veriyorum sadece.

"Projeni yarına hazır edersen iyi olur,daha fazla uzatamayız." Bir hışımla döndüm ve yüzüne baktım. "Haftaya demiştik."
"Duymamışım,üzgünüm,sisteme girdim,yarın projeyle bir odama bekliyorum" dedi ve çıktı.

Şaka mı bu adam? Neydi bu şimdi? Az önce yok 6 sene,yok 6 ay diye telkinde bulunuyordu. Dönüp projeyi bir güne sıkıştırıp çıkmak ne ? Üstelik proje için ek bir hafta süre ayarlayabilirim diye teklifte bulunan da kendisiydi.

Şimdi bu hastalık yalanının içinden sıyrılıp kendime gelme vakti. Çünkü bir haftam daha var diye,projenin kalan kısmını yavaş ilerletmiştim.

Üzerime ceketimi giyip tam kapıdan çıkıyordum ki Duru köşeyi döndü.  "Kızım nerede kaldın ya ? Emir Hoca geldi dağıttı sınıfı,merak ettim göremeyince seni." Göz devirip kantinin yolunu tuttum,o da beni takip etmeye başladı. "Ne oldu söylemeyecek misin ? Hiç birşeyinin olmadığından böyle görünce emin oldum da,seni böyle delirten ne?" Dedi nefes nefese benim hızlı adımlarıma yetişmeye  çalışırken.

Kantine inip iki çay alıp,hızlı adımlarla tekrar bahçeye yöneldim. Tabi Duru kendine ayırdığı dinlenme zamanından sonra tekrar başladı "Güno sen manyak mısın ? Niye hızlı hızlı yürüyorsun kızım kaçar gibi ? Pardon ya kaçar gibi demeseydim de olurdu. Niye hızlı hızlı yürüyorsun kızım Emir Hoca görmüş gibi?"

O son kelimesi benim çileden çıkmama yetti. "Duru sende mi ya ? Biz seninle yaşamadık mı ne yaşadıysak? Sende görmedin mi ben ne gördüysem? Ben burda ağlamadım mı saatlerce ?" Bu son cümleyi söylerken omzuna omzuna vurdum.

"Tüm dünya birleşip Emirci oldunuz başıma. Yetti artık. Kaldı ki adam bizim hocamız şuan. Hiç mi korkmuyorsun duysa biri boyladığımız yer neresi olur? Evet evet,rektörlük,düşürme suratını boşuna. Ama senin için sıkıntı değil de mi? Nasıl olsa sen Emircisin ve çok sevdiğin Emir hocan da bunu gayet farkında. Rektöre gitsen bile nasılsa rektör senin o çok sevdiğin Emir Hocanın babası. Bir şekilde yırtarsın, kurtarır seni!"

FACİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin