Altı Yıl Önce - 31 Aralık 2013

13 5 40
                                    

 
   Kafamı yastıktan kaldırmam, Duru'nun bas bas bağırarak telefon konuşması yapması ile oldu.

"Uyuyoor,hala uyuyor,uyanmıyooor vee eveeet, uyanıyordu. Günaydın Güno. "

Daha gözümü açamadan kafamı kaldırmak zorunda kaldım "Kızım sen nerenin manyağısın ya ?"

Yatakta bağdaş kurup gözlerimi ovuşturdum, kafamı kaldırıp Duruya baktım ki,bakmaz olaydım,Emirle görüntülü konuşuyor ve telefonu bana çevirmiş "Çeksene şunu ruh hastası! " diyerek yüzümü gizledim.

"Emir bak ben sana söyledim,haram edecek şimdi bugünü bana." diyerek telefonu kendine çevirdi.

"Üzgünüm Duru,bu hikayede yananın sen olacağını bile bile istedim senden bunu. Çünkü 2013'ün son sabahında,doya doya Güneş'e doymak istedim. İşte şimdi günüm aydın. " diyerek güldü.

"Ya siz manyak mısınız ? İşiniz gücünüz yok mu sizin sabahın on birinde bana musallat oluyorsunuz? " diyerek yatağa geri yattım.

Bir sessizlik hakim oldu,iki dakika sonra Duru telefonu başucuma koyup odadan çıktı. Emir konuşmaya başladı :

"Ama bir insanın da günü anca bu kadar aydın olur be güzelim. Günü aydıracak olan herkes şuan bana imreniyordur. "

"Kapa çeneni." diyip güldüm kafamı kaldırmadan.

"Hıh işte şimdi tamam,günlük dozumu almaya başladım,da bu bana yetmez. "

"Ne istiyorsun Emir Allah aşkına ya ? " diyerek telefonu elime aldım.
Mutfak masasına oturmuş,kahvaltı ediyordu.
Üzerinde eşorfmanları var ve Allah kahretsin ki böyle de çok yakışıklı.
"Canına susadın heralde ? "

Gülerek konuşmaya başladı "Yok canıma susamadım Güneş de,benim canım sabah sabah azarlanmak istedi heralde,bende nerede benim Güneş'im dur arayayım da ben bir azar kotam dolsun dedim."

"Belli,sabah sabah başka türlüsü mümkün değil zaten. "

"Yalnız güzelim,sen sabah sabah diyorsun da,biz neredeyse 2014'e gireceğiz."

"Oldu o zamaaan,sen 2014'e gir ben geliyoruum." diyerek yattım geri.

Kahkaha attı " Tamam kapatıyorum, bununla idare edeceğim artık,seni seviyorum,çok,hep." diyerek kapattı telefonu.

Bu çocuktan kaçış varsa da kurtuluş yok dedim kendi kendime gülerek.
Bu cümleyi defalarca,çok daha acı şekilde söyleyeceğimden habersiz.

Telefon kapandıktan sonra uyumaya çalıştım ama bu mümkün olmadı. Ben öyleyimdir,bir kere uyanırsam eğer bir daha asla uyuyamam.
Kalkıp mutfağa geçtim ve Duru'nun hazırladığı kahvaltıdan biraz tırtıklandım. Bizimki ortalıklarda görünmüyordu. Muhtemelen odasına geçmiş ölü taklidi yapıyordur.
Emirle yaptığı iş birliğinin elbette ki bir yaptırımı olacak ama şimdi değil.

"Gel gel." diye seslendim "Gel birşey söylemeyeceğim. "

Az sonra odasının kapısı açıldı,mutfak kapısına dayanıp konuşmaya başladı "Bak eğer doğduğuma pişman edeceksen koşarak uzaklaşacağım. "

"Yok." diye güldüm "Daha değil."

Gelip arkamdan boynuma sarıldı "Güneş" dedi "Bu çocuk sana fena yanık."

"Farkındayım." dedim bende "Farkındayım öyle olduğunun. "

Bunu imalı söylemedim.
Ya da geçiştirmek için.
Gerçekten farkındaydım.
Tahminlerim ve tereddütlerim beni bu sefer yanılttı. 

FACİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin