III

288 3 4
                                    



"Elduenen,... Biz size bağlıyız... Kanımızın son damlasına kadar..." Bunu Eitagron'un önünde diz çökmüş Ildarinwe Aethar söylüyordu. Bu sözleri sarfettikten sonra başını öne eğdi.

Eitagron gülümsedi. Oturduğu kayadan ayağa kalkıp onun önüne geldi, elini onun omzuna koydu. "Eskiden kılıçlarla oynayan çocuklardık, hatırlıyor musun?" Kolunu kavrayıp ayağa kaldırdı.

Gün batımında çayırlarda kovalamaca oynamaları, sopaları kılıç gibi kullanıp birbirleriyle düello yapmaları ve çimlerin üstüne kendilerini atmaları gerçeklikten sıyrılıp hafızalarında yeniden can bulmuştu. Aethar geçmişe ettiği bir tebessümle kafasını kaldırmıştı ve Eitagron'a dostlukla bakıyordu...

Onunla Veriadhar görevini yaparken tanışmıştı ve çocukluğunun son günlerini onunla geçirmiş, ergenliğe onunla adım atmıştı. Cenk demlerinde onunla askerlerin gövdelerine alçı sürüp teker teker kalıplarını çıkarırlardı. Kendisi yassı Verathian çeliği parçalarını iç içe geçirip örerken Aethar kalıpların kuruyup kurumadığına bakar, kuruyan kalıpları kucağına alıp üzerine giysi kalınlığı vermesi için tamponlar yerleştirir, tabakayı örmeye yardım ederdi. Aethar, minik bir çekiçle çelik parçaların kıvrımlara göre şekil almasını sağlarken zırhlardan birinin sahibi olan savaşçı kendisinin önünde zırhı giydiğinde, zırhın duruşunu kontrol eder, minik demir balyozuyla ya da bir çekiçle şeklini düzeltirdi. Senelerce onunla birlikte ordusuna hizmet etmişti ve Ellarion Sınavını, Veriadhar görevini bitirdikten sonra babası Ruane'dan sonra Verodia'nın başına geçebilecek bir Elduenen olmaya hak kazanmış, Eithar'la beraber sancağını yönetmişti. Eitharının yaptıklarına ve yapabileceklerine daima hayran olmuştu.

Yıllar sonra, günün ilk ışıklarında Eitagron'un kızı şimdi kılıç talimi yapıyordu. Bu onun günlük rutiniydi. Her sabah böyle hızlı başlardı. Baba kız yüzlerini yıkar yıkamaz dışarı koşup kılıç talimi yapardı. Gün içinde de bazen kızı kendi başına çalışırdı. Yeni bir sabah yeni bir rekabet... İkisi de hızlarıyla, şaşırtmalı hareketleriyle yahut dönerek birbirlerini zorluyorlardı. Kız, babasının kılıcını boşa çıkardı ve sonra avucunu açıp kılıcını yere attı. Yorulmuştu. Matarasını almak için yakınlarındaki ağacın yanındaki taşa uzandı. Eitagron da gelip kızının kılıçlarını kendisine teslim etmek üzere ağaca dayadı. Kız mataradan bir yudum aldı.

"On beş gündönümü bugün gerçekleşti." dedi Eitagron.

Kız matarayı geri koydu. "Bu seferki uzun sürmez..."


***

İntikamın RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin