- Zoruma giden şeylerin vermiş olduğu, kalp ağırlığıyla dolup taştım. Kaderim kullar tarafından yön değiştiriyordu. Bana ne soran vardı , nede beni dinleyen. Artık boğuluyordum. Başımdaki yemeni çıkarıp boynuma dolanmasına izin verdim. Atımdan çoktan inmiştim. Alışık olduğu yollardan konağa varmıştır şimdi. Gözümden akan göz yaşlarıyla adım adım ilerledim. Ayaklarım birbirine dolanıyordu. Kalbim acıyordu. Dudaklarımı dişlediğim sırada, metalik tadını almamla kanadığımı anlamıştım. Annemin mezarlığına yaklaştığımda , biten gücümle çöktüm yere.
Toprağa değdirdim ellerimi."Niye erken gittin annem."
Canım öyle çok acıyordu ki..Artık dilim varmıyordu konuşmaya. Yıllar sonra ilk defa hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Ağlamamak için kendimi sıkmayacaktım bu defa. Bu defa bırakacaktım göz yaşlarımı.
Bu kara yazıyı kendim yazmadım..
Bir el boğazımdaydı ,sanki boğuyordu beni. İki büklüm olmuş, çaresizce sığınmıştım annemin mezarına. İlk defa silmedim göz yaşlarımı. İçime attıklarım dağ olmuştu, patlıyordum belki de.
Ne geceleri uyku girerdi gözüme, ne de gündüz rahat ederdim. Herkes takmıştı gözlerime, dilime. Herkes benden nefret ediyordu. Her hareketimden nefret ediyordu."Zehir akıtmıyorum ben."dedim feryat ederken.
"Kötü değilim ben."
Hıçkırdım. "Kurban değilim ben!"
Sesim titriyordu. Şansıma kapalı olan hava, birde akşamın verdiği esinti, yalnızlığın soğukluğu..
"Üşüyorum annem."Anlıma yazılmış bu kara yazı..
"Ben.."dedim yutkundum. "Kimsenin kurbanı olmayacağım anne."
Annemin çektikleri geldi gözümün önüne. Düşündükçe sıktım toprağı. Anneme yaşatılanları hiç ama hiç unutmamıştım. Öldüğünden beri , uykularımda gezer dururdu ya. Yengelerimin eziyeti, düşmanlarımızın baskıları, babamdan yediği dayaklar.. Beni bela gördükleri kadar, annemi de bela olarak gören amcalarım.
Kader böyle imiş, ağlarım bazı
"Söylesene annem, kaderimiz aynı mı?"
O da istemediği biriyle aile zoruyla evlenmişti. Babası onu satmıştı mı demeliyim yoksa? Kafayı yemişçesine güldüm. Sonlara doğru ağlarken yüzümü tokatladım.
"Ben güçsüz olmayacağım annem."Ona verdiğim sözler vardı.
"Sana verdiğim söyleri tutacağım annem."
Eli elimdeyken, güçlü ol demişti bana. Ezdirme kendini ezel. Yeri gelsin gerekirse ez ama ezilme. Hayır demeyi bil ezel..
Hayır diyebildim ben annem. Ezdirmedim hiç kendimi. Gerektiği yerde gereken kişiye bildirdim haddini. Korktular benden, nefret ettiler. İyiye iyiydim annem ama sevmediler beni. Güzelliğime , gücüme, duruşuma, çalışkanlığıma özendiler ama yine de sevmediler.
Çünkü hayır diyebildim her zaman annem. Bu yüzden sevmediler beni. Sen hayır diyemediğinde de sevmediler, ben hayır diyebildiğimde de sevmediler.
Bizi kimse sevmedi annem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐊𝐀𝐑𝐀 𝐓𝐎𝐏𝐑𝐀𝐊𝐋𝐀𝐑𝐈𝐍 𝐄𝐙𝐄𝐋İ
ChickLit"Ben ezeli aldım. Götü yiyen, gelsin alsın benden!" Bir dava nelere sebep olabilirdi ki? Ama bir kan davası her şeye sebep olurdu. "Hepiniz duyun, bilin ki, bundan böyle.."dedi ve tekrardan salondaki herkese teker teker baktı. Aziz ağa bile bir an...