/Yaran iyileşmiyor değil. Sen birinden kalan tek şey o yara diye iyileşmesine izin vermiyorsun. /
E Z E L
Ben ezeli bilmeden he demiştim..
Bir kez daha ağlamaya başladım. Ardı ardına yaşlar akıyordu.
Ömer..
İçimden binlerce kez teşekkür ettim o küçük ömere. Yüzümü ellerimin arasına aldım. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Küçük kahramanım büyüyünce benim zırhım olmuştu. Sonucu ne olursa olsun azizle evlenmeyecektim. Daha ne olabilir?
Nefreti dinmişti çünkü beni hatırlamıştı. Nefreti dinmişti çünkü gelincikler topladığı o kızın ben olduğumu biliyordu. Nefretle bakmıyordu çünkü hala yardıma ihtiyacı olan o küçük kızı görüyordu."Hak ömer'in olduğu için."diyen dedeme doğru kaldırdım başımı. "Ömerle evleneceksin ezel."
- Allak bullak bir biçimde kalakaldım. Titreyen ellerim dona kalmış, gördüklerim bulanıklaşmıştı. Kuruyan dudaklarımı ıslatmak istesem de , kuruyan boğazım yanmaya başlamıştı. Kalbimin üzerindeki o kor ateş, şimdi cayır cayırdı. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak mıydı benim hayatım? Birinin lafıyla dönme dolap gibi dönecek miydim her defasında? Dahası ben kimdim? Ben neydim onlar için?
Bir kukla?
Kendime geldiğimde tek yapabildiğim deli gibi gülmekti. Benim dengemi altüst etmişti her biri. Hayatımı kaydırmıştı hepsi. Yaşadığım hayat mıydı be! Gülüşlerim hıçkırığa dönüşmeyene dek iyiydi her şey. Kafayı yiyor olmalıydım. Ben delirmeyeyim de kim delirsin?
Anlıma vurdum üst üste.Ömer'in arabadaki imalarının sebebi belliydi. Ha şimdi ha sonra demişti. Bile bile demişti bunları. Boşuna konuşmazdı zaten. Bir şey diyorsa altında mutlaka bir şey vardır. Çıktı da olduğu gibi her şey. Yine bana o söylememişti. Gerçekleri benim görmemi istemişti. Bana da bedel ödetiyordu. Ama niye?
Gör diyordu resmen. Bil , gör, duy, şahit ol.
O küçük ömer'im ama o küçük ömer gibi değilim demişti bizzat bana. Canımı acıtıyordu adeta. Sanki hiç yaram yokmuşta yara açmaya çalışıyor gibiydi. Bilseki o yaralar bende hiç kapanmamıştı. Bilseki o yaralara tuz basttığını.."Ezel bir şey demeyecek misin?"
Aslıhan yengeme bakma gereği bile duymadan sildim göz yaşlarımı.
"Ne diyeyim ha yenge?""Azizle evleneceğini duyunca evi ayağa kaldırdın. Şimdi ömerle evleneceğini duyunca sesin kesildi. Görende mutluluktan ağlıyorsun sanacak. Kalkıp sevinçten göb-"diyemeden kalktım ayağa. Orta masadaki her şeyi serdim yere. Öfkeden delirmek üzereydim. Ani kalkışımla korkup geriye bir kaç adım attı.
"Mutluluktan ağlıyorum demi yenge!"
Elimi göğsüme vura vura ağladım.
"YA SİZ BENDE CAN BIRAKMADINIZ CAN!"Aslıhan gelin biraz bozulsa da ses etmedi.
"Gelmiş diyorsun mutluluk göz yaşları!"dedim küçük bir öfkeyle.
"GÖBEKTE ATAYIM DEMİ YENGE?" Tekrardan kıstım sesimi. "O eksikti demi yenge?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐊𝐀𝐑𝐀 𝐓𝐎𝐏𝐑𝐀𝐊𝐋𝐀𝐑𝐈𝐍 𝐄𝐙𝐄𝐋İ
ChickLit"Ben ezeli aldım. Götü yiyen, gelsin alsın benden!" Bir dava nelere sebep olabilirdi ki? Ama bir kan davası her şeye sebep olurdu. "Hepiniz duyun, bilin ki, bundan böyle.."dedi ve tekrardan salondaki herkese teker teker baktı. Aziz ağa bile bir an...