/Evîn li ser dil giran e... Jiyanê dide, jiyanê distîne../
🫶🏻Bu defa ezeli öldürmüştü.
Ezel de onu öldürecekti. Bu defa ezel yapacaktı. Bu defa ezel , kendiyle birlikte ömeri de yakacaktı.
"Bitti Ömer.." demişti duygusuzca.
Hissizleşmişti sanki. Kalbi bile atmayı unutmuş gibiydi. Kuruyan dudaklarını ıslatmıştı. Gözünden akan yaşlarla, mimik oynatmadan onca mesafeye rağmen kocasının gözlerine bakarak bir kez daha mırıldanmıştı.
"Bu defa büyük bitti."
- İçindeki yangını dudaklarını aralayarak, nefesini bırakırken atmıştı sanki. Gözlerinden ve kalbinden geçenler büyük bir hayal kırıklığından oluşuyordu sadece. Dile dökmek istediği ve dökmek istemediği çok şey vardı. İstese bağırırdı çağırırdı ama ne fayda? Neye yarardı ki?
Ömer onu her defasında aptal yerine koymaktan başka ne yapmıştı ki? Başına ne geldiyse hepsinin sebebi o değil miydi? Sevgi de bir yere kadardı.
Tamam sevgisinden şüphe etmiyordu, tamam ondan şüphe duysa da her zaman bir o kadarda güveniyordu. Bu kadarını kırk yıl da düşünse aklına getiremezdi. Ama gelin görünki inşa ettiği tüm güveni yaptığı tek ama büyük hatayla yıkmıştı.
Yutkunmakta bile zorlanıyordu. Her zaman bir adım önde olduğunu sanıyordu oysaki. Ama gelin görünki kocası onu her geçen gün biraz daha şaşırtmayı başarıyordu.Elinden kayıp düşen telefonun ardından, gözlerini sıkıca yummuştu. Yanaklarından akıp giden yaşlara rağmen buruk bir gülümseme kondurmuştu yüzüne. Solmuş bir çiçek misali, hüzünle açmıştı gözlerini. Kocasına bakan gözleri, bu defa gökyüzüne bakıyordu. Yüzünde buruk bir tebessüm olmasına rağmen, yaşlar sicim sicim akıyordu. Delirdiğini düşünüyordu. İçi yansa da gülüyordu.
Elini karnından bir an bile çekmeden yüzündeki gülümsemeyi koruyarak ağlıyordu. Buruk tebessümleri kahkahaya dönüşmüştü şimdide.
Hem kahkaha atıyor hemde eliyle göz yaşlarını siliyordu.Dışarıdan gören biri kesinlikle delirdiğini düşünürdü. Yalnız ezelin umurunda değildi bu durum. Hem gülüyor hemde ağlıyordu. Öyle çok kahkaha atıyordu ki, ıssız dağların arasında yankı yapıyordu. Bir gülse on duyuluyordu sanki. Kahkaha dolu gülüşlerinin ardından, kalbine saplanan hançerin acısını hissetmişçesine buruşturmuştu yüzünü. Şimdi gülemiyordu işte. Dizlerinin üstüne bir anda düşmüş, yüzü göğe doğru kalkmıştı. Elini toprağa değdirdiğinde, kuru toprağın soğukluğunu hissetmişti bedeninde.
Kalbinde hissettiği o hançeri çıkartmak istercesine üst üste vurmuştu göğsüne. Yüzünü buruşturmuş, acı çekiyordu adeta. Uçuşan şalı omuzlarına doğru kaymıştı. Rüzgarla dans eden saçlarına inat durdu öylece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐊𝐀𝐑𝐀 𝐓𝐎𝐏𝐑𝐀𝐊𝐋𝐀𝐑𝐈𝐍 𝐄𝐙𝐄𝐋İ
Literatura Feminina"Ben ezeli aldım. Götü yiyen, gelsin alsın benden!" Bir dava nelere sebep olabilirdi ki? Ama bir kan davası her şeye sebep olurdu. "Hepiniz duyun, bilin ki, bundan böyle.."dedi ve tekrardan salondaki herkese teker teker baktı. Aziz ağa bile bir an...