13

24K 822 28
                                    

Sınır 15 oy/ 25 yorum

Oya arabayı park edip el frenini kaldırdı ama hâlâ direksiyonda sinir bozucu bir ritim tutuyordu. Arabadaki duruma: Fazla stresten kaynaklı sessizlik teşhisini koydum.

Oya çantasını eline aldı ve içindekileri kontrol ederek "Hepiniz kaçık bir görümce olacağımdan şüphelenmişsinizdir." Arka koltuktaki Berra kahkahalarla gülmeye başlayınca Oya, korkunç olduğunu düşündüğü ve gerçekten çok korkunç olan bakışlarıyla ona doğru döndü. Berra anında gülmeyi kesti ve dışarıyı incelemeye başladı.

"Ama hiç öyle abisini kıskanan bir kız kardeş olmadım." Berra'yla bakışlarımız kesişince ikimizin de kafamızdan aynı anıların geçtiğini anladık.

Benim abisinden hoşlandığımı fark ettiğinden beri fotoğraf mı çekilecekti; hemen abisinin yanına koşardı Oya. Kenan'ın arabasında önde oturacağım bir zamanıysa hiç unutmadım. "Beni arkada araba tutuyor; arkaya geçer misin Zülal?" O gün arkadaş olsak da Oya'yı zihnimde birkaç farklı şekilde öldürdüm. Ve çok iyi geldi.

Berra gözlerinde haylaz parıltılarla "Şu kaçık görümceyi biraz açar mısın?" dedi.

Oya alt dudağını sarkıtıp nefes verdi. Kontaktan çıkarmadığı anahtarı çıkartıp elime aldım. Oya'nın yüzüne yakın şekilde salladım. Buraya gelmeden benim arabamı, araba kullanış tarzımı iki saat eleştirip kendisi kullandı. Eleştirirken hızını alamayıp kıyafetlerime de iki kelam etmeden geçmedi.

Oya "Onun görümcelikle alakası yok." diyerek karşı çıktı. "Korumacı bir kişiyim. Kendimi ve sevdiklerimi korumak konusunda kendime hakim olamıyorum bazen." Oya bu kadar çok "kendim" kelimesini kullanmasına kaşlarını çattı.

Kocaman gülümsedim. "Dikkat et tatlım. Bu hareketlerini gören çok az sayıda insan birazcık abarttığını düşünebilir." Birazcık kısmındaki vurguyu anlamamasına imkân yoktu.

"Ya Zülal!" Diyerek önce karşı çıkmaya hazırlandı ama sonra "Ben ettim fakat sen etme. Valla affettireceğim sana kendimi." ses tonunu yumuşatıp küçük kardeş gibi tatlılıkla sorunları halledeceğini düşündü.

Yer miydi Anadolu çocuğu?

Havalı bir şekilde arabadan çıktım. Saçlarımı rüzgara karşı savurdum. Arabanın kapısını sert bir şekilde tabii ki kapatmadım. Benim arabamdı.

"Bunları yapmadan önce abime aşık olabileceğini düşünmeliydin şekerim." Arabadan çıkarken huysuz bir şekilde bana baktı ve sonra ellerini önünde birleştirdi. "Gerçi hâlâ akıllanmamışsın." Kaşları havalandı. "Görümcelik kitabını baştan yazayım da gör."

Arkama bakmadan hızlı adımlarla giriş kapısına ilerledim.

"Zülal, aşkım lütfen beklesene." Oya'nın yalvarmalarını umursamadım. Şimdilik bir şey yapacağım yoktu ama onun bunu bilmesine de gerek yoktu. Zaten yanlış kişiden korkuyordu; önce abisinden korkmalıydı.

Uzaktan gördüğüm kişiyle titremeye başlayan ellerimi üstümdeki ceketin cebine koydum.

Karşımdaki kişiye zaafımı göstermemeliydim; bu kişi kalbine girmek için can attığım kişi olsa bile.

Kenan...

Bir yıl önce abimin bu şehre tayiniyle biz de kardeşimle buraya geldik. Kenan'ı ilk o zaman gördüm. Duygularımın farkına varınca ya da vardırılınca birkaç flört denemem oldu. Bu denemeler, flörtöz arkadaşlarımdan aldığım ders sonucunda tam bir hüsrandı.

"Sarp, kardeşinin gözlerinde bir sorun mu var?" Daha dün söylemiş gibi kafamın içinde yankılandı. Hayatımda hiç bu kadar utanmadım. Matematikten 96 aldığımda bile...

Hayatım boyunca flört, aşk işlerini beceremedim. Lisede flört etmeye çalıştığım çocukla kanka olduktan sonra bu işleri bırakmalıydım. Ama akıllanmayıp utanç içinde kalakaldım.

Flört denemelerim o kadar ustaydı ki hiç anlamadı. Ama sanırım bu kadar anlaşılmamak flörttün doğasında yoktu. Kenan'ın özellikle tikim olduğunu düşünmesi kesinlikle kesinlikle yoktu.

Romantik komedi maceramız hüsranla bitince yeni tür arayışımız gecikmedi.

Oya ve Berra arayışımın en büyük destekleyicisiydi. Oya, Kenan'ın kardeşiydi ve hastanemizde hemşireydi. Berra ise üsteğmendi. Abimlerin arkadaşı olan Teğmen Onur'la uzun süredir nişanlıydı.

Kızlarla uzun istişareler sonucu yeni arayışımız: Gizemdi.

Kenan'a aşık bir kadın olarak seksi mesajlar atacaktım ama kim olduğumu söylemeyecektim. Kelimelerimle belki birkaç fotoğrafla ilgisini çekecektim ve kim olduğumu merak edecekti. Sonra bana ilgi duyacaktı. Çok sonra Sarp'ın kardeşi olduğumu öğrense de bu ilgisine karşı koyamayacak ve bana aşık olacaktı.

Romantik komedi türüne yeni soluk getiren ben, gizemi de hemen ortadan kaldırdım. Bir tek adımı söylemediğim kaldı.

Mesajlaşma işinin güzel tarafı da vardı. Kenan'la konuşurken sessiz kalan, elini ayağını nereye koyacağını bilmeyen hâlim mesajlaşırken gitmişti. Bu işi aslında sevmeye başladım.

Üstelik Kenan, bana alışıyordu. Bu sefer olacaktı.

Oturdukları masaya doğru bir adım atmamla durumuma "beynimden vurulmuşa döndüm" deyimi cuk oturdu.

Kardeşim kafasını kaldırmış gülerek Kenan'a bir şeyler anlatıyordu. Sonra Kenan ona döndü. Gözlerinin kısılmasını bile sağlayan bir şekilde kocaman gülümsedi.

Boşuna dememişti atalarımız. "Düşmanın yoksa kardeşin de mi yok?"

Bölüm sonu çekiştirmesi?

19.11.2022


SÖYLE KOMUTAN!  (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin