-Kız kıza-
Berra: Kızlar şey dün gece şey...
Oya: Bizi evden kovduğunuz için özür mü dileyeceksiniz?
Zülal: Kovmadılar bile...
Oya: Doğru...
Zülal: O odundan farkı iki kelime edebilmesi olan Onur daha evden içeri girmeden bize 'Hoş çakalın..." dedi.
Oya: Keşke zil çalınca hemen kapıya koşmasaydık.
Zülal: Demi iki kavgalarını dinlerdik.
Oya: Essahtan kız! :)
Oya: İçerde olsak da pek kavga edecekleri yoktu.
Zülal: Gençlik ölmüş ölmüş... :)
Oya: Misafirperverlik de ölmüş ölmüş.
Oya: Eskiden böyle miydi? :)
Zülal: Sen 5 yaşındayken falan... hdhdh
Berra: Yok ya onu demeyecektim.
Oya: Yoksa gözümüzün önünde birbirinizi yediğiniz için mi özür dileyeceksin?
Berra: Ne yemesi tövbe tövbe!
Oya: Dil gördüm ben. :)
Zülal: Ben de gördüm hiç inkar etme. :)
Berra: Siz bizi mi izlediniz?
Zülal: Evet...
Oya: Evet!
Berra: Aferin ben de izlerdim. :)
Zülal: Belki 'Eee! Gidelim artık biz deyince.' laf etmeyip elinle bizi kışlamandan da olabilir bu özür.
Berra: Ya ben özür dilemeyecektim.
Oya: İnsanlık da ölmüş...
Zülal: Hadi buyuralım o halde bayram namazına. :)
Berra: Sizin kafalar ne güzel sabah sabah. İçtiniz mi diyeceğim ama yok artık diyorum bu sorumu sormadan.
Zülal: İçtik ne olmuş!
Oya: Evet içtik hâlâ daha içiyoruz.
Berra: Bu saatte?
Oya: Ne varmış saatte?
Zülal: Evet ne varmış! İçen değil içirenler utansın!
Oya: Abim olacak şahıs utansın!
Zülal: Utanmaz o! Ayrıca şerefsiz! Sözünde durmayan pislik!
Zülal: Asıl ben güvenmiyorum ona!
Zülal: Ben!
Zülal: Ben terk ettim!
Oya: Şimdi görümcem sen terk edince çözülmüş mü olacak her şey?
Zülal: Ben terk etmiş olayım bir de böyle deneyim!
Oya: Tamam deneyelim.
Zülal: Denedim.
Zülal: Şimdiden bir rahatladım aq.
Oya: Eee neden ağlamaya başladın şimdi?
Berra: Lan siz birlikte misiniz?
Berra: Bi bok anlamadım ne oluyor lan?
Oya: Onur'un koynundan çıkıp gelirsen belki öğrenirsin he?
Berra: Tamam neredesiniz?
Oya: İnkar da etmiyor. Ne kadan dürüst bir arkadaş...
Oya: Zülal'in evinde...
Zülal: Gelme sen mutlu ol bari.
Zülal: Gerçi en iyi erkeğin ben köküne kibrit suyu...
Zülal: Hepsi gitsin; benden uzak olsun.
Zülal: Neden bulanık bu yazılar?
Zülal: Annen demişti göz doktoru ol diye dinlememiştim.
Zülal: Gerçi terzide kendi söküğünü dikemezmiş.
Zülal: O halde seninki benden kara...
Oya: Tamam aldım Zülal'in elinden telefonu.
Berra: Geliyorum ben de.
Oya: Dur çatlarım.
Oya: Önce ne söyleyecektin onu de?
Berra: Ben iddiayı kaybettim. Siz kazandınız diyecektim.
Oya: İnan bana dün gece kazanan bir tek sen olmuşsundur.
Oya: Bizim tarafta herkes bir şeyler kaybetti. Belki de en sevdiklerini...
...-Kız kıza-
Zülal: Kalbi kırılan tek ben olmam demiştim.
Zülal: Kalbimi sikti; bir şey diyemedim.
Zülal: Neden yatağa yatınca verebileceğim cevaplar aklıma geliyor.
Zülal: Önce ona sonra kendime küfrediyorum.
Zülal: O zaman aklına gelseydi ya salak kafam!
Zülal: İnsan en sevdiğinin kalbini kırar mı?
Zülal: Güvenmiyormuş bana.
Zülal: Arkasını dönünce boynuzlayacağım sanki!
Zülal: Batırmayacakmış bu sefer!
Zülal: Pehhhh!!!
Zülal: Enkazı bile bulunmuyor bu sefer.
Zülal: Enkazım bile...
Bölüm sonu çekiştirmesi?
29.01.2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖYLE KOMUTAN! (Texting)
Short StoryZülal: Silahın kabzasını kavrayan elin, Zülal: Takriben ne zaman benim boynumu da kavrar? Kenan: Ölmek mi istiyorsun? Zülal: Hayır Kenan. Zülal: Seninle... Zülal: Aşk yapalım istiyorum. -Komutan ve doktor hikayesi- *Yetişkin içerik vardır.* 27.10.20...