Ben olayları anlatmış kızlar da birkaç tur Kenan'a iyi dilekler yollamıştı.
"Yılanlı çukurlara düşesin Kenan!" Ne kadar iyi dilekse o kadar iyi dileklerdi.
"Bir baktım kapı alacaklı gibi çalınıyor." Şimdi de Oya dün geceyi anlatıyordu. Kenan onlara geldikten sonra olanları...
"Büyük ihtimal abim zile basmış hiç duymamışız. O nedenle bir süre sonra kapıya alacaklı gibi vuruyordu."
"Neden duymadıysanız?" Berra'nın sorusuyla ikisi de imalı şekilde güldü. Ben de ikisine göz devirdim. Doktorlar da göz devirirdi. Şu an elzemdi.
"Benim mesaiye yetişmem lazım." Araya girmemle ikisinin de yüzü düşmüştü.
"Bu halde nasıl gideceğiz. İzin aldım ben ikimiz adına. Senin yerine yeni gelen doktor bakacakmış. Hazırlan dışarda kahvaltı yapalım. Ben, sen hazırlanırken hızlı hızlı anlatırım. Sonra da birlikte çıkarız. Daha çok erken..." Oya'nın söylediklerini onaylayıp dolabıma doğru ilerledim.
"Yarı çıplak benim yatağım da olunca 'Sarp boş ver vurur vurur gider.' dedi."
Tabii ben Kenan'la olanları anlatırken sadece biraz yakınlaştığımızı sonra koca çenemi tutamayıp iddia meselesini anlatınca her şeyi anladığını dile getirmiştim. Kenan'ın tamamıyla çıplak olmasından ellerimizi birbirine hapsedip dokunmamıza izin vermemesinden birlikte çıktığımız doruklardan beni bırakmasından söz etmemiştim. Gözlerim dün geceki duvara döndüğünde kafamı iki yana sallayıp canlanan anıları dağıttım. Bu sefer dün akşam kurduğu "Ben böyle güzel sürünmemiştim." kafamda yankılandı. Tenime, düşüncelerime, benliğime işlemişti.
"Tam abimlik cümleler..."
"Baktık gideceği yok; hızlıca giyindik. Sarp gömleğini ters giyince odada kaldı ve ben kapıyı açtım. Abimi karşımda görünce şok geçirdim. Görseniz elim ayağım titriyor." Son cümlesiyle birlikte iki elinin nasıl titrediğini bize göstermekten geri durmadı.
"Sonra Sarp gelip karşıda, kendi dairesinde değil de bizim evde olmasıyla ilgili saçmaladı. Abim de bir tane burnuna geçirdi. Yetmedi bildiğin daldı. Sarp da karşılık verince ortalık iyice karıştı." Biraz nefeslenip devam etti Oya. "Bir ara abim, Sarp'ın yumruğundan kaçınca Sarp düştü. Allah affetsin zor tuttum kendimi." Aklına gelince olanlar orada gülememesinin acısını çıkarır gibi gülmeye başladı.
"Allah affetsin diyor hâlâ! Dün adamın koynundan çıkmış sabah ezanında nerdeyse sarhoş olmuşlar. Kendini tutmakta zorlandığı için affet diyor." Berra ellerini açmış yukarı bakarak söylediklerinden sonra o da gülmeye başladı. Ben de hazırlanmış ve arkadaşlarıma ellerim belimde bakıp durdum. Çok içmediğim için etkisi çabuk geçmişti. Artık olaylar komik gelmedi. Sonunda Oya boğazını temizledi ve gülmeyi kestiler.
"Abim üstümüzden, başımızdan anlamıştı. Hiçbir şey anlamadıysa da iki saat kapıyı açmamızdan anlamıştı. İnkâr edilecek noktayı geçtiğimiz için sevgili olduğumuzu söyledim."
Oya telefonun bildirimlerine bakıp üzgünce anlatmaya devam etti. "Aslında o zaman bir sakinledi. Koltuğa oturdu ve daha ılımlı duruyordu derken Sarp hemen atıldı. 'Niyetim ciddi ve evleneceğiz Kenan.' Dedi heyecanla. Ben de sinirlenmeye başladım. Daha yeni barışmıştık ve bu konuyu kendi aramızda konuşmamıştık. Tamam birbirimizi seviyorduk ama önce bana bir fikrimi sorsaydı. Değil mi?" Bizden ses çıkmayınca elleriyle oynamaya başladı. Oya'da üzgündü ve kendini suçlu hissediyordu. Kenan'la mesajlaştıktan sonra yanıma gelmişti. Hem abimle hem de abisiyle kavga ettiğini söylemişti. Abimle evliliği ortaya attığı için tartıştıklarını yeni anlatıyordu ama Kenan'la ilgili durumu tam bilmiyordum.
"Abim, Sarp'a cevap olarak 'Sorun o mu sikik herif! Neden bana söylemeyip arkamdan iş geçirdiniz?' diye bağırınca ben de şalter attı. Hem ağzını burnunu dağıtmış hem de küfür etmeye başlamıştı. Öğrendiğinde böyle olacağını bildiğimden söylememiştim. Sarp hemen olayı evliliğe getirecek ve herkes hayırlı işi uzatmamakla ilgili konuşacaktı. Ya da abim Sarp'ın ağzını, burnunu kıracaktı. Korktuğum şeylerin biri olmasın derken hepsi başıma geldi." Gözyaşları dökülmeye başlayınca yanımdaki tuvalet kağıdından koparıp ona doğru uzattım. Almayıp boş boş bakınca peçete olan elimi salladım ve sonunda elimden aldı.
Oya burnunu çekip anlatmaya kaldığı yerden devam etti. "Ben hem suçlu hem de güçlü oldum. Sarp ve kendimden emin olmak için Sarp'a anlatmaması söyleyen bendim. Abimin arkasından iş çevirmemize daha çok kızacağını bilen bendim ve yine o koca çenemi tutamayıp 'Benim hayatım istediğimi yapar ve istediğim zaman sana söylerim. İstediğimle de evlenirim. Merak etme olmazsa bu iş sana yük olmaya devam etmem.' dedim."
"İyi halt ettin. Sana kızıp acısını bu kızdan mı çıkarmış şimdi?" Berra beni işaret ederken kafamı iki yana salladım.
"Hiç onun yaptıklarını hafifletmeyin. Beni çok kötü şeylerle itham etti. Sadece bir şey söylemediğim için..."
"Yaptıklarım o kadar da değildi." Oluşan sessizliği bozan Oya tekrar telefonuna baktı. "Sarp'a kızgınca bakıp 'Babamdan iste beni! Hafta sonu Ankara'ya istemeye gelin.' dedim."
Berra'yla birlikte "Yok artık!" diye bağırdık. Kenan'ı kızdırdığı yetmez gibi yıllardır küs olduğu babası ve üvey annesinin evinde söz kesilmesini istediğini söylemişti. Kenan'ın babasıyla hiçbir şekilde görüşmediğini ve görüşmek istemediğini biliyordum. Kardeşinin bu gününde yanında olmak istediğinden daha çok babasına görmek istemediğini de tahmin etmek zor değildi.
"Bana öyle bir baktı ki yerin dibine girip o bakışını görmeseydim daha iyiydi. Abim sonrada hiçbir şey demeden çıktı ve gitti. Askeriyeye gitmiş. Abim gidince Sarp'la da tartıştık. O da evine gitti. Ben de buraya geldim."
"Ne olacak şimdi? Ben de haftaya perşembe Onur'la evleneceğimizi söyleyecektim." Berra'nın mutluluğunun bizim üzüntümüzle gölgelendiğini ona bakmadan ses tonundan bile anlıyordum. Dediklerini anlayınca Oya'yla birlikte çığlık attık. Koşarak Berra'ya sımsıkı sarılıp hep birlikte dönmeye başladık. Yorulup hepimiz yerlere dağılınca "Peki şimdi ne olacak?"
Berra'nın sorusuna bir cevabım yoktu. Hiç bilmiyordum. Gerçekten ne olacaktı?
Bölüm sonu çekiştirmesi?
31.01.2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖYLE KOMUTAN! (Texting)
Short StoryZülal: Silahın kabzasını kavrayan elin, Zülal: Takriben ne zaman benim boynumu da kavrar? Kenan: Ölmek mi istiyorsun? Zülal: Hayır Kenan. Zülal: Seninle... Zülal: Aşk yapalım istiyorum. -Komutan ve doktor hikayesi- *Yetişkin içerik vardır.* 27.10.20...