30

15K 501 33
                                    

Gözlerimin içine daha önce hiç bakmadığı gibi bakan Kenan elimi eline hapsetti ve arkasını bana dönerek birkaç adım attı.

"Senin odan hangisi?" Sesinin tonu ayaklarımı birbirine dolaştırdı.

Bana bakmadan söyledikleriyle korku ve heyecan vücudumu kapladı. Merakım ve arzularım heyecanımı kamçıladı. Cevap alamayınca başını hafif bana döndü.

Profilini de düştüm.

Konuşma yetimi kullanamayınca başımla odamı gösterdim. Beni peşinden sürüklemeye devam etti.

Beni kapının önünde bırakıp perdeleri kapatmak için gitmesini izlerken vücudumun gösterdiği tepkileri bacaklarımı kapatmaya çalışarak engellemeye çalıştım.

Kızlara uyan aklımı sikmeliydim. Yaptığım şey uygunsuzdu. Hem çok istiyor hem de arkama bakmadan kaçmak istiyordum. Kaldım.

Hormonlarım adamı görmeden yükselirken banyodan çıkmış sadece havluyla duran haline kedinin ciğere baktığı gibi bakıyordum. Sırtı dönük olmasına sevinip salyalarımı akıtırken birden bana döndü. Hemen bakışlarımı yere indirdim ve sallanmaya başladım. Yakalandım ve yakaladığını belli etmekten çekinmedi.

Sevinmeye de gelmiyordu. Maşallah dediğim geceyi zor çıkarıyordu.

Bana yaklaştığını hisseden beynim kalbimi hızlandırırken tepkisiz durmaya çalıştım.

"Yanına gelene kadar sana süre..." Gözlerini gözlerime kilitledi ve ağır baya ağır adımlarla bana doğru gelmeye başladı. Bir adım geriye doğru gittim. "Arkana bakmadan kaçarsan peşinden gelmeyeceğim ve bu anları yaşanmamış sayacağım. Sonra seni utandırmayacağım." Bir adım daha attı. Ben de geriye doğru bir adım daha attım. "O zaman süründürmeye devam edebilirsin. Son şansın yoksa..." Duvarın soğukluğunu arkamda hissedince durdum.

"Yoksa?" Onu kışkırtmak hoşuma gidiyordu.

"Tanışırız."

"Biz zaten tanışıyoruz Kenan."

Güldü. Gülmesi rahatsız edici bir şekilde etkileyiciydi.

"Bence tanışmayan yerlerimiz kaldı." Kararlı ifadesiyle iyice bana yanaştı.

"Edepsiz olan kim acaba?" Sesimi yükselterek ona doğru adım attım.

Dudaklarıma kapanınca yerlerimizi değiştirdim. Hırsla öpüşmeye başlayınca duvara çarptı.

Gülümsedi. "Baksana hâlâ sensin." Dudaklarıma bakarak konuştu. Yavaşça aşağı eğildi. Tek dizini yere koyunca ne yapacağını izlemeye başladım. "Yanına geldim ve süren bitti." Aşağı inişindeki yavaşlığını bırakıp hızlıca eteğimin altındakileri çıkardı. "En uzun topuklularını giy ve hemen yanıma gel." Hipnoz edilmiş insanlar gibi söylediklerini hemen yerine getirmek için harekete geçtim. Yanına gelince eteğimin içinden gömleğimi çıkarıp düğmelerini açtı. Sonraysa yere attı. Hızlı ve pratikti. Bu hâli sinirini bozmadı diyemezdim.

Saçlarıma ensemden yanaşıp ellerini geçirdi. Duvara çarpmamla hafif acı ve soğuk karşısında inledim. Dudaklarımız ihtirasla birleşince arkamdaki soğukluk ve önündeki beni sıcacık saran beden çok hoşuma gitti. Aklım bulanmaya başlamış kendimi iyice ona bırakmıştım. Vücuduma dokundukça canlanıyor yaşadığımı hissediyordum. Bu his kendinden geçiyor ve zevk veriyordu. Ben de ona aynı hisleri yaşatmak istedim. Ona dokundum. Verdiğini vermeye çalıştım. Öpüşleri beni farklı farklı alemlere götürüyordu. Onunda o alemleri görmesini istedim. Birden durmasıyla sendeledim. Bir eliyle hemen tuttu ve duvara sabitledi. Kendi irademi kaybetmiş bir eşyadan farksızdım. En kötüsü de beni ne hale getirdiğinin farkındaydı.

SÖYLE KOMUTAN!  (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin