ama hala

236 24 38
                                    

💌

Hastaneye vardığımızda hızlı adımlar ile ikimizde arabadan indik. Baji belimden destek vererek arkamdan geliyordu. Hastaneye girdiğimizde gözümden bir damla yaş daha aktı.

Hastane kokusundan nefret ediyordum.

Hızlı adımlar ile baji bir yerin önünde durup soru sormaya başladı. Ben ise ağlıyordum. Kim böyle bir durumda ağlamazdı ki?

Bajinin konuşması bittikten sonra merdivenlere yöneldi. Bende arkasından yavaş adımlar ile gidiyordum. Elimin tersi gözümdeki yaşları sildim. Kimsenin beni ağlarken görmesini istemiyordum.

Merdivenleri çıktığımızda eğik olan kafamı kaldırıp etrafa bakındım. Kazutora ve mikey yan yana oturuyorlardı. Mikey çok kötü görünüyordu.

Diğer taraftada Draken ile chifuyu yan yana oturuyolardı. Mitsuyada ayakta tur atıyordu.

Kazutora bizim geldiğimizi görür görmez hemen yanımıza koştu. Direkt bana sarılırken ben göz yaşlarımı tutmaya çalışıyordum. Onun elleri benim sırtımdayken bende kendi ellerini boynuna sardım.

"Durumu nasıl?" Diye sordum titrek sesim ile.

"Bilmiyoruz. Doktor daha hiçbir haber vermedi." Moralim daha çok düşerken kazutoradan ayrıldım.

Şuanda yunanın omzunda ağlıyo olabilirdim.

Tanrım. Lütfen bir şey olmasın.

Mikeyin yanına ilerleyip boş olan yere oturdum. Başım eğik kucağımdaki ellerimle oynarken ölüm sessizliği vardı sanki ortada. Sadece ayak seslerimiz ve nefeslerimiz duyuluyordu.

Dizlerimi kendime çekip başımı dizlerimin arasına gömdüm.

***

Yanlışlıkla uykuya daldığımı fark edip uyandım. Gözüme giren ışık ile gözlerimi kıstım. Başımı dizlerimin arasından kaldırıp etrafa bakındım. Kimse yoktu. Siktir. Gerçekten herkes neredeydi?

Kısık gözlerimle etrafa salak gibi bakınmaya devam ediyodum. Duyduğum ağlama sesleri ile kafamı sağa çevirdim.

Mikey??

İlk defa onu bu kadar çökmüş görüyordum. Ne kadar onu ağlarken rahatsız etmek istemesemde içimden bir şeyler yanına gitmemi söylüyordu. Belki destek olabilirdim.

Uyuşmuş bacaklarım ve ayaklarım ile kalkmak zor olsa da kalktım. Güzelce gerindikten sonra yanına adımladım. Baş ucuna geldiğimde hala ses vermemiştim.

Elleri yüzünde olduğu için beni göremiyordu. Sessiz hareketlerimle yanına oturdum.

"Zor değil mi?" Diye sordum kısılan sesimle. Olduğum yere gittikçe siniyordum. Yuna'nın nasıl olduğunu bilmeden burda oturmak canımı acıtıyordu.

"Hayatımda o kadar çok kişi kaybettim ki, kendi kendime sürekli hatırlattım. Yeni birisine bağlanmak yok, hayatına almak yok. Gerçektende almadım. Yunayla ilk tanıştığımızda da onu kaybedeceğimi hiç düşünmemiştim."

Mikey'in ağlaması çoğalmışken ben kucağımdaki ellerimle oynuyordum. Ve karşımdaki duvarı izliyordum.

"Sanki insandan örülmüş duvarlar içindeymişim gibi hissediyorum."

apocalypse  // baji x reader.  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin