"2 veya 3 saat önce çıktı burdan." Kazutoranın cevabına karşı baji ayağa kalktı.
"2-3 saat ne amına koyayım nerde bu kız." Dedi ve sandalyenin üstünde duran montunu aldı.
"Etrafa bakınıp gelirim." Dedi ve sessiz koridorda ilerlemeye başladı. Korkmaya başlamıştı. Hızlıca merdivenleri inip hastaneden çıktı.
Siktir gerçekten. Neden daha dikkatli olmamıştı ki?!
Hızlı adımlarla ilerlerken suenin beler yapabileceğini düşündü.
Alkol alıp sızmak kesinlikle olabilirdi.
Alkol ile sahilde sigara içmek bu da olabilirdi.
Sessiz bir sokakta kafa dinlemek istemesi bu da olabilirdi.
İlk başta aklındaki seçeneklere bakmayı tercih etti. Yağan yağmur onu fazlasıyla ıslatırken onun tek umurunda olan şey suesti.
Gördüğü ilk tekele girip etrafa bakındı. Adama sormak en iyi seçimdi.
"Abi merhaba." Adam güler yüzlü bir şekilde karşılık verdi. Baji ise saçlarını geriye tarayıp konuşmaya devam etti.
"2-3 saat önce buraya kısa saçlı 1.63 boylarında siyah giyimli bir kız geldi mi?" Abi düşünür gibi yaptı.
"Aklımda öyle bir kız kalmış evet." Baji içine yavaş yavaş rahatlama hissi geliyordu.
"Ne aldı peki?" Diye sordu baji.
"İki şişe bira ile hmm bir de çakmak sanırım." Diye cevapladı orta yaşlardaki adam. Baji kafa sallayıp hemen kapıya yöneldi.
"Sağol abi peki ne tarafa gitti gördün mü?" Adam kafa sallayarak cevapladı.
"Evet düz gitti." Baji kapının koluna elini koydu. Ve teşekkür ettikten hemen sonra hızlı adımlar ile yürümeye başladı. Bulduğu ilk sessiz sokağa bakıcaktı.
Sues kesinlikle kafasını dinleyecek bir yere gitmiştir.
Yaklaşık 10 dklık bir yürüyüşün ardından karşına çıkan ilk sokağa girmişti.
Tamam siktir.
Burada ne olmuştu?
Yerde kanlar içinde yatan iki kızın hemen yanına gitti. Yaklaştıkca birisinin tanıdık olduğunu fark etti.
Yoko?
Koşar adımlarla yanıma gidip yerden kaldırıp kucağına yatırdı. Eli direkt nabzına gitmişken yoko yüzünü buruşturup kısık sesiyle konuştu.
"Baji canım acıyor." Dedi. Olduğu yere gittikçe sinerken baji göz devirdi.
"Sues yaptı değil mi?" Yoko evet anlamıyla kafasını salladı.
"Korkunç bir kız sen onunla nasıl sevgilisin?" Bajinin yüzünde tebessüm oluştu.
"Seni nasıl bu hale soktu?" Diye sordu. Yokonun gözleri hala kapalıydı. Açacak halide yoktu.
"Şişe fırlattı." Suesin yaptığı şeye şaşırmamıştı. Hatta daha fazlasını beklemişti.
"Yoko kalk hadi git yardım edicek birini bul benim sueyi bulmam lazım." Dedi ve yavaşca kucağından indirip yere bıraktı. Yokonun ağzından can yakıcı sesleri aldırış etmedi.
Yerden kalkıp üstünü silkeledi ve sessiz sokakta ilerlemeye devam etti.
*** Ne kadar süre geçti bilmiyordu. Hala yürüyordu ve gerçekten yorulmuştu. Suese ait bir şey bulamamıştı. En sonunda dinlenmek için biraz oturmaya karar vermişti. Kaldırımın üstüne oturup kafasını arkadaki duvara yasladı.
Fakat bir şey fark etmişti. Karşısında birisi vardı. Olduğu yere sinmiş çatık kaşları ile uyuyordu.
Baji onun sues olduğunu zaten anlamıştı. Olduğu yerden kalkıp yanına adımladı. Yanına oturup kafasını kucağına koydu. Saçları ıslaktı.
Üşütecekti.
"Sues kalkman gerekiyor." Diye söyledi baji. Sues pek kendindeymiş gibi değildi.
"Sues?" Baji bir kez daha yüksek sesle adını söylediğinde sues kucağında kıpırdanmıştı.
"Yuna uyucam sen git." Demişti kısık sesle. Duyulamıcak kadar sessiz söylemişti. Fakat baji duymuştu. Sokak o kadar sessizdiki nefes sesleri bile duyuluyordu.
