03

102 7 0
                                    

Bugün günlerden pazartesi. Pazartesiyi herkes gibi sevmiyordum. Çünkü cuma, cumartesi geç yattığımdan dolayı pazarları uyuyamıyordum. Tabi pazartesi okula geç kalmam yetmiyormuş gibi, birde derslerde uyuya kalıyordum.


Şu an ikinci ders ve çatlamak üzereyim. Birinci ders geç kaldığım için Bartuyu göremedim. Saatime baktığımda, zilin çalmasına iki dakika vardı. İnanın bana şuan bu sırada zor duruyordum.


Gözlerimi sınıfta gezdirdim. Ön sıradaki Deniz'e çarptı gözüm. Büyük bir dikkat ile dersi dinliyordu. Onun Bartuyu arkadan gördüğü bile şüpheli. Oysa... Her neyse.


Sonunda zil çaldığında, hemen sınıftan çıktım. Çıkış o çıkış. Kafam Bartu'nun çenesine çarpmıştı. Çenesi kafamı yarmıştı resmen.


-Ya oğlum! Of senin bizim sınıfın kapısında ne işin var?


-Sence?


Aslında düşünmeye gerek bile yoktu. Onun derdi başka, benim derdim bambaşka. Normalde Bartuyu sevmesem onu Denizle tanıştırır ve aralarını falan yapmaya çalışırdım. Ama ben onu seviyorum. Bu yüzden konuyu değiştirmem lazım.


-Bartu ya o değilde ben nasıl açım ama nasıl yani anlatamam böyle.


-Yine geç kaldın ve kahvaltı yapmadın mı?


-Yani ola da bilir, olmaya da bilir.


-Of tamam hadi gel gidelim kantine.


Ellerimi çırptıktan sonra bahçedeki kantine indik. Bizimkilerin oturduğu masaya gidip bende oturdum. Bartu da kantinde sıraya girdi. Garip hissediyordum. Bir şey eksikti sanki. Tabi ya Merve gıcığı yoktu. Çok şükür yarabbim.

-İlkim, biz diyoruz ki hep beraber haftaya bir şeyler yapalım. dedi Ege


-Her hafta bir şeyler yaptığımız gibi mi? Bunu dememize gerek yok artık farz oldu bize.


-Aynen ya! Bu sefer farklı bir şey yapalım. Sinemaya ne dersiniz? Diye saçmaladı Arda ve Can da onu destekledi. Sanki her iki haftada bir sinemaya giden biz değilmişiz gibi.


Onları dinlemeyi bırakıp Bartu'ya döndüm. Elinde tost masaya doğru yürüyordu. Ama maalesef filmlerdeki gibi ağır çekimde değildi.


-Ee bir tane tost almışsın?


Derin bir nefes aldı ve unuttuğunu belli eder bir şekilde yüzünü ekşitti. Tostun yarısını bölüp bana verdi. Beni unutması üzse de, tostunu benimle paylaşması mutlu etmişti. Ya kıyamam ya. Tipi bak hele, nasılda üzülüyor...


-Bartu?


-Hı?


-Al istersen. Ben sonra alırım kendime.


Gerçeği Söyle BanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin