Okulun bahçesine girdiğimde, Arda bana doğru koşmaya başladı. Soluk almak için durdu ve ellerini dizine koydu. Ne olduğunu anlamak için yüzüne baktım. Heyecanlı ve endişeli gözüküyordu.
-Gel. Sana bir şey diyeceğiz.
Beraber bizimkilerin yanına gittik. Kantindeki masaya oturduğumda korkuyordum. Kimseden çıt çıkmıyordu. Bu beni daha çok korkuttu. Birine bir şey mi olmuştu?
-Ee ne söyleyecekseniz söyleyin hadi!
-Dün ben senin yanlışlıkla üzerine düştüğümde, Deniz bizi görmüş ve benden ayrıldı. dedi Bartu.
Wtf? Şükürler olsun. Göbek atmak istiyordum ama üzgün görünmeliyim.
-Ya... Peki şimdi ne olacak?
-Hiç bir şey. Yanılmışım o da diğer kızlar gibi. Bana güvenmedi ve kaybettik. O da, bende!
Mutluluğum yerle bir oldu. O hala onu seviyordu. Bartu etrafındaki bütün kızları fark ederdi. Benim dışımda. Zil çalmıştı ve herkes sınıfa gitti. Bartu derse girmeyeceğini söyleyince bende onun yanında kaldım. Sinirli gözüküyordu. Açıkçası, acaba bana mı kızgın diye düşünmüyor değilim. Onu tamamen kaybetmekten korkuyordum. Ondan korkuyordum!
-Bana mı kızgınsın?
Başını yavaşça bana doğru çevirdi. Gözleri dolmuştu. Onu öyle görünce, kalbimde deprem oluyormuş gibi hissettim. Hayır hayır... Kalbimde deprem oluyor! Başını omzuma yasladı ve kısık bir sesle ''Hayır.'' dedi. Gözlerim yanıyordu.
-Ben buradayım!
-Biliyorum.
-Hayır, bilmiyorsun.
-Ne?
-Hiç..
*****
Okul çıkışı Can'ın yanına gittim. Can sinemaya gideceğimizi, Bartu'nun kafa dağıtmaya ihtiyacı olduğunu söyledi. Hemen annemi arayıp, sinemaya gideceğimi ve yanımda Can'ın olduğunu söyledim. İzin verince de, Can, Bartu ve ben karşı caddedeki sinemaya gittik. Korku filmine girdik. Bartu seçmişti ve Can pek memnun olmadı gibi... Aksine ben severdim. Bir yanıma Can, bir yanıma Bartu oturdu. En arkada oturuyorduk ve fazlasıyla memnunduk. Film başladığından beri, Can kolumu hiç bırakmadı. Elimi oturduğum koltuğun koluna koydum. Serçe parmağım Bartu'nun avucunun içindeydi. Heyecanlanmaya başladım. Yavaşça ona döndüm. Kulağıma eğilip, güzel dudaklarını oynattı.
-Teşekkür ederim! Ve hayır yanılıyorsun, burada olduğunu biliyorum! dedi sevdiğim adam, bir eli kalbinde iken.
Ölüyorum galiba dostlar. Bu yanımdaki acımasız insan öldürüyor beni. Bazen beni gömerken en derinlere, yine çıkarıyor gökyüzüne. Kafiyede yaparım böyle. Kalbim yerinden çıkmak üzere. Birden ışıklar açıldı ve elini çekti elimden. Hızla dışarı çıktık. Can ikinci seansa girmek istemediğini söyleyince, yemek yemeye gittik. Hamburger yiyorduk. Ben titremekten yiyemiyordum o ayrı konu. Bartu'ya döndüğümde bana bakıyordu.
-Ne?
Bana yaklaştı önüme gelen saçımı arkaya attıktan sonra, dudağımın kenarını baş parmağıyla sildi ve parmağını yaladı. Ona baka kalmıştım. Can bacağıma vurduğunda, ne yapıyorsun gibisinden ona baktım. Gülümsedi ve yemeğine geri döndü.
*****
Eve girdiğimde, annem ve babam yemek yiyorlardı. Onlara selam verip odama girdim. Yatağa attım kendimi. Gözlerimi yumdum ve onu getirdim önüme. En sevdiği şarkıyı mırıldanmaya başladım.
Beni affet bu gece
Sadece bil istedim
Karanlığın içinde
Seni sevmek istedim
Beni affet bu gece
Sadece duy istedim
Ellerini elimde
Biraz tutmak istedim
Kar eriyince
Beyaz kalır mı gece
Umut tükenince
Yine çarpar mı bir kalp
Ah düşünce
Gülümser mi çocuklar
Düşler bitince
Başlamaz mı kabuslar
Sen unutsan ben unutmam
Ben unutsam aşk unutmaz
Bir yara bu hiç kapanmaz
Kalbimde hep kanar yanar içimde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçeği Söyle Bana
Teen FictionHerkesin doğru olduğu bir zamanda tek biz mi yanlıştık? TÜM HAKLARI SAKLIDIR!